İzlenimler

Biraz yakınlaşınca içine saklandıkları ceylan postlarını bir pençe hareketiyle fırlatıp, salyalı ağızlarının içinde bulunan sivri dişlerini bilemeye, ısırmak için fırsat kollamaya başlayan kıyıcılar...

Egolarının kurbanı olup, aynaya bakmaktan insan içine çıkamayacak hale gelen zavallılar...

Yaşadıklarını ve kendilerini hiçe sayıp, başkalarını alkışlamaktan elleri davul olmuş bu durumu kanıksamış ve hatta görev edinmiş şakşakçılar...

Geçmişi hatırlamayan, başkalarının da unuttuğunu zanneden budalalar...

Kendilerine göre farklı, sıradanlar...

Günün birinde, kazdıkları çukurlara düşeceklerini öngöremeyen aklıevvel, mezarcılar...

Pembe gözlüklerinin ardına saklanan sözde bilge, kara cahiller...

Koltuk şaşkınları...

İçtimai mahlûklar...

Kamyonla götürüp, çay kaşığı ile dağıtınca “melek” olduğunu zanneden kafesçiler...

Ahlaklı görünüp, saman altından su yürüten, perdesizler...

Hayatın kadro dışı bıraktığı, erbaplığı eline yüzüne bulaştırmış, eski günlerin hayali ile bitap düşen, kıdemsizler...

Usul, erkân bilmeyen lütufkârlar...

Beğenmeyen, sözde mütevazı sonradan görmeler...

Etkilenmemek için okumayanların söylediklerinden etkilenen şaşılasılar...

Tarih yazmaya çalışırken kalemi kırılanlar...