İzmir cinayetlerinin anatomisi ya da itilmişler ve kakılmışlar!

İzmir'e korku salan seri katil bu sabah yakalandı. Öncelikle Emniyet teşkilatını tebrik etmek istiyorum. Yakalama biraz daha gecikseydi, İzmirde oluşan sosyal travma, ülkeyi etkileyecek boyutlara erişebilirdi.

Katil zanlısı, Mardinli bir "itilmiş" aslında. İzmir'de çeşitli restoranlarda garsonluk yapmış...Muhtemelen etnik kökeni ve memleketi dolasıyla horlanmış birisi...

İzmir başta olmak üzere, son yıllarda ortaya çıkan bu etnik ayrımcılık, ilgili kişiler üzerinde olumsuz etki yapıyordu, hiç kuşkusuz....Şeklinden, görüntüsünden, aksanından kendini belli eden etnik kişilik, karşıdakinden tepki ya da horlanma görüyorsa ne yapar?

Bu sorunun cevabı, kişinin psikolojik yapısına bağlı olarak, bir tür "karşı tepki" olarak ortaya çıkacaktır. İtilmişliği yaşayanların bunu tolere etmek için, kendi dişlerine göre "kakılmışlar" yaratacağından hiç şüphe etmemeliyiz...

Küçük çocuklara cinsel taciz veya tecavüz de aslında böyle bir "itilmişliğin" sonucudur. Cinselliğin alabildiğine pazarlandığı ortamda, kapalı bir çevrede yaşayan biri, kendi gücü yettiği ölçüde tatmin yoluna girebilecektir. Bu tip insanlar için, gücü yetmişlik önemlidir ve bunlarda çoğu zaman çocuklar olacaktır.

Suçlar cezasız kalmamalı; hak ettiği ölçüde karşılığını bulmalıdır. Ancak, ülkemizin geçmekte olduğu siyasal süreç, toplumsal yapımızda da kırılmalara neden olmakta, bunun sonucu olarak da, cinayetler veya daha beteri olan çocuk tecavüzleri ortaya çıkabilmektedir.

Asıl tehlike şudur ki, bu son İzmir cinayetlerinin sanığının etnik kimliği dolasıyla, yeni bir "itme dalgası"nın başlaması, üç masumun öldürülmesinden daha büyük sonuçlar doğurabilecek olmasıdır.

Aynı toplumda yaşayan, aynı coğrafyayı paylaşan insanlar olarak, suçun ferdiliğini esas alıp suçlunun etnik kişiliğinden hareket ederek, suçu belli bir kesime mal etmemek yapılması gereken en akıllıca iş olur...Aksi halde, yeni itilmişler ve yeni kakılmışlar ortaya çıkacaktır.

Katil zanlısının ele geçirilmesiyle İzmir rahat bir nefes almıştır. Dileriz ki, ülkemiz de etnik ayrımcılığın sarmalından kurtularak, rahat bir nefes alır.

Bunun için, sadece ülkeyi idare edenlere değil, bu ülkede yaşayan herkese görev düşüyor!