- Kategori
- Edebiyat
İzmir'de Berin Taşan'a saygı akşamı

''Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar''
BERİN TAŞAN
İzmir’de yaşayan, şiire, sanata, yazına saygılı, tutkuyla bağlı sanatseverler 27 Ekim Çarşamba 2010 tarihini bir yere not etsinler. Çarşamba akşamı saat 18.00’da Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi Benal Nevzat Salonu’nda usta şair Berin Taşan’a Saygı Akşamı var.
Berin Taşan’ın özgeçmişinden söz etmek istiyorum önce. 1928 Merzifon doğumlu. Düşüncesi, dili, sözü genç ve dinç bir insan… Savcı olarak yıllarca Anadolu’yu dolaşan, anılar biriktiren, görevinin sorumluluğuyla şiirinin sorumluluğunu koşut yürüten gerçek bir aydın ve şair… İlk şiirini 1946 yılında Varlık Dergisi’nde yayımlayan Taşan şiirin yanında yazınla ilgili araştırmalar, incelemeler ve oyunlar da yayımladı. “Toplumcu ve bireysel izlekleri inançlı ve kendine özgü bir ses rengiyle, akışkan, doğal bir coşkuyla duru şiirler yazdı.” Türkçenin arı duru güzelliğini ürünlerine yansıtan, dile özen gösteren, Dil Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Berin Taşan’ın Ellerim, Gözlerim, Yüreğim (1960), Yüzünün Bir Yanında (1969), Önce (1986), Şahdamarından ( Seçilmiş şiirler, 2001) adlı dört şiir kitabı var.
Ayrıca Savcılık yaptığı dönemin olaylarını, insanlarını geleceğe taşıdı ve anılarını “Bir Tanığım Kalsın” (2005) adlı kitabında topladı: "Yarına bir şiirim kalır mı bilmiyorum. Şiran'ın dağ köylerinde atılan kurşunu bulmak için gemici feneri altında sabahladığımız gecelerden, İzmir-Sinop Cezaevlerinin koğuşlarında dinlediğim, dilekçelerini okuduğum, Karaburun'da, Karşıyaka'da kamu adına haklarını koruduğum binlerce insandan bir tek tanığım kalırsa bana yeter..." 1946 yılında Ulus Gazetesi’nde ünlü eleştirmen, yazın ustası Nurullah Ataç’ın saptamalarını, bugün de saygıyla anmak gerek: “Berin Taşan öğütçülüğe kalkmadan, sesini yükseltip boş sözlere düşmeden, yüreğimizi saran tatlı üzüncün de en büyük nimetlerden biri olduğunu bilerek söylüyor. (...) Berin Taşan günün birinde bize çok güzel şiirler verirse şaşmam.” Berin Taşan bu sözlerin hakkını, yazdığı toplumcu, ulusal değerlere saygılı, evrensel duyarlığı olan şiirleriyle verdi elbette. Üstelik bugüne dek kişiliğinden ödün vermeden, sapmadan, onurunu koruyarak... Mehmet Kemal’in Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yazdıkları da bu saptamayı güçlendiriyor: “Berin Taşan'ın şiirleri incelendiğinde yaşadığını yazmış, yazdığını yaşamış bir şair olarak görünür.” Saptamaları da her zaman geçerliğini korumuştur. (Şiirin İzinde Yaşamak, 2 Kasım 1987)
İzmir konak Belediyesi geçen yıldan bu yana başlattığı Saygı Akşamlarına bu kez Berin Taşan’ı konuk ediyor. Berin Taşan’a Saygı Akşam’ında İzmir’de yaşayan şair ve yazarlarHidayet Karakuş, Hüseyin Yurttaş, Şadan Gökovalı, Veysel Gültaş, Y. Bekir Yurdakul; çeşitli yönleriyle Berin Taşan’ı anlatacaklar, şiirlerini seslendirecekler. Sabahın Seher Vaktinde adlı şiiriyle ona merhaba diyelim, saygıyla analım çarşambadan önce ve her zaman…
Yüzünün öptüğüm yanı artık çekimser kalamaz
Binlerce bayrakla açılmış yürüyor
En önde gideni tanıyorum
Beyazıt'ta görmüştüm
Bir daha padişah geçemez bu sokaktan
Düzme mahkemeler kurulamaz.
Seninle sarılıp sabahlara kadar uyumamışız
Bir cumartesi pazar olmuş kolların arasında
Kolların arasında bıçağı duymuyorum
Yan yana kenarında pencerenin
Sen taşını eteğinde taşımışsın her sabah
Ben ellerimde taşımışım her akşam.
Çocuğumuza bakıyoruz
Evimize bakıyoruz
Dünyaya bakıyoruz
Bütün sarılı kollar arasında
Güllerin gelinciğin arasında
Yüzünün öptüğüm yarısında
Kötüye geçit yok
Buğday tarlaları çiğnenemez bir daha
Nükleer denemeler yasak.