Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '13

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Jurassic Park gerçek mi oluyor? Dinozorlar diriliyorlar mı?

Jurassic Park gerçek mi oluyor? Dinozorlar diriliyorlar mı?
 

Dinozorlar


Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230–225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.(alıntı)

Amerika’da Universal Stüdyolarında,  Jurassic Park’ta dinozorları görünceye kadar sanırım onların pek farkında değildim…

Doğu Berlin’e gittiğimizde arkadaşlarımız gerçek bir dinazor iskteletinin sergilendiği müzeden söz etmişlerdi ve mutlaka gitmelisiniz demişlerdi.

İhmal edip gitmedik…

Berlin’de; Naturkunde Müzesi'nde 23 m uzunluğu, 12 m yüksekliği ile dünyada kurulu en büyük dinozoru görme fırsatını da kaçırmıştık…

 

Gitmiş olsaydık; Jurassic Park’taki yapma Dinazorları değil gerçek bir dinazor iskeleti görmüş olacaktık.

 

Jurassic Park’taki dinozorların verilere göre yapıldığı hayalden ziyade bilinen hali ile şekillendirildiğini biliyoruz… Buna rağmen inanılmaz ürkmüştüm. Ben kendimi cesur bilirken orada onların yanında ne kadar küçük, ne kadar aciz en önemlisi ne kadar korkak olduğumu anlamıştım. Korkmamak mümkün değildi ki. Buna rağmen Elif korkmamıştı. O parkın gezilen bölümüne bile gitmişti. Ben uzaktan izlerken bile ürkmüştüm. Düşünün onların maket olduğunu bildiğim halde…

Ya gerçek olsalardı.

Allah’ım esirgesin…

 

Jurassic Park’ı izlediğimizde sanki azmı ürkmüştük.

 

Steven Spielberg’in müthiş filmlerinden biriydi. Konusunu hatırlatmakta yarar var.

 

Fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanı, bilimadamlarına DNA ile yeniden dinozor yaratma imkânı vermişti.

Dr. Hammond, bu DNA'dan yola çıkarak genetik olarak dinozorlar geliştirmiş ve bir tür hayvanat bahçesi açmıştı.

Çeşit - çeşit dinozorların canlı olarak görülebileceği bu özel hayvanat bahçesinin ilk test ziyaretçileri ise bir avukat, bir matematikçi, bir dinozor uzmanı ve bir bitkibilimci ile Hammond'un torunlarıydı.

Dinozor embriyolarını ele geçirmek isteyen biri güvenlik sistemini devre dışı bırakınca bütün dinozorlar adada serbest kalmışlardı.

Gerilim dolu saatler ondan sonra başlamıştı…

 

Bu filmi ve dinozorları hatırlamamın nedeni bir haberle oldu…

Kollajen gibi bazı proteinlerin, DNA’dan daha uzun süre bozulmadan kaldığı biliniyor. Ancak, 65 milyon yıl önce yok olan dinazorlardan günümüze ulaşan bir örnek bulunmuyordu.

Kuzey California Üniversitesi’nden Mary Schweitzer’in yürüttüğü kazı sırasında yaşanan bir kaza sonucunda bu değişti.

Kaza sonucu kırılan bir Tiranosorus bacak kemiğinde, dokular arasındaki boşlukları dolduran kolajen proteinleinin var olabileceğinden kuşkulanan bilimadamaları, kemikleri labaratuvara gönderdi.

Yapılan testlerden sonra, kemiğin 80 milyon yıl önce ölmüş bir dinazora ait olduğu ve kolajenin varlığı saptandı.

Her ne kadar kolajen, önemli bir bulgu olarak değerlendirilse de, neredeyse bütün hayvanlarda ortak bulunuduğu için dinazorların evrimi hakkında fazla bir bilgi vermiyor.

Ancak labaratuvar sonuçlarında, kolajenin yanı sıra, hemoglobin, elastin, laminin ve kan ya da kemik yapısına ait olduğu düşünülen hücre benzeri bazı yapıların da varlığı ortaya çıktı.

Kolajenin yanı sıra yeni bulunan proteinlerin ve diğer yapıların, dinazorların evrimi hakkında pek çok yeni bilginin önünü açması bekleniyor.

Medyatik bu haber ilk kez böyle bir kalıntıya ulaşıldığı iddia edilse bile 1992 senesinde biyolog Dr. Margaret Helder ve daha sonraki bir tarihte Buddy Davis başkanlığında dini bir derginin araştırma ekibi de benzer fosilleşmeden günümüze kadar ulaşan kurumamış dinazor kemikleri bulmuşlardır…

Hemoglobin ve hala şeklini kaybetmemiş kızıl kan hücreleri bulunan fosilleşmemiş dinazor kemiklerinin varlığı bu canlıları öyle bazı bilim adamlarının iddia ettikleri gibi milyonlarca yıl önce yaşamış olamayacaklarının maddi kanıtıdır.(alıntı)

 

Bu haberi okuyunca ürkmedim dersem yalan olur…

Dinozor bu şaka değil.

İnşallah onlar Jurassic Park’ı izlememişlerdir.

Tabi bunlar tamamen şaka…

 

Bu haber vesilesi ile Dinozorları tekrar hatırlayalım istedim. Hepsi bu…

 

 

Nazan Şara Şatana


Dinozorlar:157,6 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur.

Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230–225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.

Dinozorların 157,6 milyon yıl kadar yaşamasının sebeplerini şöyle açıklayabiliriz:

Çevreye uyum sağladılar.

Puflu ve su geçirmez derileri sayesinde korundular ve kuru kaldılar.

Sert kabuklu yumurtaları sayesinde pek çok yavru yaşadı.

Dönemde yaşayan diğer hayvanlara oranla daha kolay yürüdüklerinden kolayca yiyecek bulup, düşmanlarından kaçtılar.

Bazı dinozorlar ot, bazıları da et yediklerinden yiyecek sıkıntısı çekmediler.

Zamanının en güçlü türlerinden biri oldukları için diğer türde hayvanlar onlara karışmadılar.

Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (850 civarında).

Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod).

En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurusve brachiosauridi.

Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı.

Örneğin apatosaurus30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu.

T-Rexörneğinin en küçüğünün 19,4 metre olduğunu gördüler.

Üstelik carnotaurusboynuzlu, çok görülmeyen türlerdendi.

Ayrıca ceratosaurustürünün küçük ayakları vardı ama çok ölümcüldü.

Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti.

Örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurusçıkıntılı kemiklerle korunuyor, styracosaurus’unkuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.

Tabiki bazı kısa bacaklı dinozorlar vardı.

Bunlardan deinonychusgibi ve kuzeni oviraptorgibi dinozorlar örnek verilebilir.

Bu dinozorlar süratli ve yırtıcı olabilir.

Etçildinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. Ön ayakları çok küçüktüler.

Spinosaurus, Tyrannosaurus, Carnotaurusgibi bazıları son derece büyükken, Compsognathus(yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü.

Dinozorların yumurtaları oldukça kalın kabukluydu. Bu kabuk içerisindeki yavruyu koruyor ve içindeki özel bağ sayesinde yavru güven içinde büyüyordu.

Dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus,archaeopteryxgibi uçabilen canlılar da vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi.

Aynı zamanda ichthyosaurusve pleisiosaurusgibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. Ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.

Dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. Geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.

1980 de ise Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarezve oğlu jeolog Walter Alvarezdinozorları bir göktaşınınortadan kaldırdığını ileri sürdü.

Alvarezler'in bu görüşü 85'li yılların sonları ve 90'lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur.

Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır.

Dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar.

Bu göktaşı saatte 54.000 km hızla Meksika'nın YukatanYarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000 km³ madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur.

Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub kraterimeydana gelmiştir.

Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir.

Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurlarıyaşanmıştır.

Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır.

Dünya hiç güneşgörmeyince buz devrioluşmuştur.

Dinozorlar da bu sırada ölmüştür.

Ancak bu sırada dinozorların tamamen yok olmadığı, bazı türlerinin evrimleşerekbugünkü kuşlarınatalarını oluşturdukları bilinmektedir.(alıntı)

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....