Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '11

 
Kategori
Deneme
 

Kaç senede bir gün?

Kaç senede bir gün?
 

Hoş geldiniz! Siz müsait olup geldiniz, bense hazırdım. Ne iyi ettiniz de geldiniz. İşte huzurunuzdayım. Yolculuğunuz uzun ve sıkıntılı geçmiş, pek de yorgunsunuz. Kıymetini bilmem gerek benim için katlandıklarınızın ve harcadığınız zamanın. Telafisi mümkün mü bilemem? Ama elimden geleni yaparım.

 Gözlerinizde doyulmamış bir uykunun huzursuz bulanıklığı var. Ama yine de dikkatle bakabilmeye yürek dayanmıyor. Korkutucu bir güzelliği var gözlerinizin. Bakıp da gözbebeklerinizin derininde kendisini kaybetmemesi  imkansız insanın. Bu eşsiz güzellik karşısında yumuyorum gözlerimi. Kesintisiz bakarsam kör olurum onun dışındaki dünyaya biliyorum. Çok iyi biliyorum sunduğunuz iksirin o yok edici sarhoşluğunu. Sizden başka her şeyi yok edersiniz.

 Silahınız yine hazır ve hala iyi bir nişancısınız belli. Benim yine kalkanım yok.

 Geçtiğiniz yollardan bahsediyorsunuz, başka insanlar, başka hayatlardan. Kendi hayatınızdan. Bir hayatınız var sizin benden dışarı ama bir yanınız var benden içeri. Bunu bir ben biliyorum rahatsınız. Bilmediğim isimler, görmediğim yüzlerden bahsediyorsunuz sürekli. Bize varmaya cesaretiniz yok mu?

 Kendinizden emin dik duruşunuz sarsılmıyor yanınızda dururken ben. Oysa kaçamaksınız her zaman ki gibi. Kaçamak bakışlarla kontrol eder gibisiniz beni. Ama ben direk yüzünüze bakıyorum. Gözlerinize uzun süre bakamasam da, size dönüğüm ve bunu kimseden saklamaya gerek görmüyorum. Bir suçlu aranırsa günah keçisi ben olacağım biliyorum. Umurumda bile değil!

 Ne diyordunuz? “ Çok özledim, bekle beni.” Söylemenize gerek bile yoktu ki. Ben 10 küsur yıldır bekliyordum sizi. 10 küsur yıl kaç gün, kaç saat, kaç öğleden sonra eder siz hesaplayın. Benim hiç hesabım olmadı ki. Özlemin şanına yakışır bir heyecanla koştum size, yılların sabrı ve özlemiyle.

 Arka odalarınıza buyur ettiniz, minnettarım. Kalbinizin kapılarını açtınız orada. Yörüngesi ben olan bir dünyanız varmış. Yeni hayatınızda yalnız kaldığınız anlarda daldığınız gizli bir dünya. Gizli bir hayalmişim ben. “Çok özledim” diyorsunuz. Gözleriniz yaş doluyor, ağlıyor musunuz? Ne garip bunca yıl her gece, her gün sizden habersiz ağladım ben. Demek siz de. Siz de benim gibi..

 “Yarın gidiyorum” diyorsunuz. “Gitmesen” diyemiyorum. “Biraz daha kalamaz mısın?”

 “Gitmem gerekiyor”

 “Bir daha ne zaman gelirsin? “

 “Çok zor”

 “Seneye? “

 “Seneye olanaksız, bilmiyorum ne zaman olur artık”

 “Senede bir günde mi yok?”

 “Üzülme ne olur, yine geleceğim.”

 Sessiz sakince gittiniz, hiç gelmemiş gibi. Nasıl dönebildiniz o köşeden? Nasıl kabullenebildiniz tekrar tekrar kaybetmeyi?  

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..