Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kaçabilmek gerek

Kaçabilmek gerek
 

Siz memnun olabilirsiniz. Ama ben değilim.

Kırmızı ışıkta beklerken arkadaki araçta bulunan beş aylık (!) her anlamda prematüre arkadaşın sabırsız kornasından;

Mahalle aralarında minibüsleri ile dolaşırken en cazgır sesi ile ev hanımlarına lütufta bulunurcasına halılara overlog yaptıklarını ilan eden seyyar esnaftan;

Sabahın kör karanlığında kargalar kahvaltılarını etmeden yataktan uğratan işgüzar elektrik ve doğalgaz saat kontrol elemanlarının kapımı çalmasından;

Trafikte yol vermek vermeke kavgasına tutuşan ve sonunda birbirlerini kurşun yağmuruna tutan “kentli”lerden;

Takımı maç kazandığında attığı kurşunun masumların canını alabileceğini düşünmeyen kent eşkiyalarından;

Zengin babasının çok da ses çıkartmadığı kurusıkı tabancasını gecenin bir vakti öndörtlü saydıran saygısız yeniyetmelerden;

Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik düşmanlıklarını saygısızca bir çöp bidonu gibi halkın üzerine boşaltan siyasilerin demeçlerinden;

Seçim propagandaları başladığında kentin varoşları ve ana caddelerinde, dolaşacak bangır bangır parti marşı ve şarkısı çalacak seçim otobüslerinden;

Oy toplayabilmek amacı ile size, bana sormadan kentin her yanını plastik bayraklarla ile kirletecek parti il örgütlerinden;

Neredeyse her sokağa çıkanın poposunu, cebini ve çantasını güvene alabilmek için bulunduğu yerlerden kaçarcasına dolaştığı vıcık vıcık kalabalık meydanlardan, caddelerden;

Kimsenin kimseye saygısının kalmadığı, gücü gücü yetene, gemisini kurtaran kaptan, bul parayı dön köşeyi, vur kaçın yaşam biçimi olmasından;

Sosyal Devlet teraneleri arkasına saklanarak fakirin daha fakir edilmesinden, binbir şeytani yolla halkın soyulmasından;

Bizi çook seven bankaların hesap özetleri, su, elektrik, kablolu TV faturalarının bitip tükenmez aylık ziyaretlerinden;

Yol kenarlarında, parklarda, bahçelerdeki birkaç yeşil ağacı bize çok görüp kökleyen o da yetmiyormuş gibi kestikleri ağaçların köklerini yakan Vandallardan;

Koruyup kollamak yerine yok etmeyi meziyet sayan ama sivil toplum örgütlerinin hışmına uğramaktan da korkan, gece geç saatlerde korkakça ve haince sokak hayvanlarını “itlaf” eden belediyelerden kurtulmanın yollarını arıyorum.

Trafiğin olmadığı, insanın insanı yok etmeye çalışmadığı, yaşam kuralları belli denize kaçmak en iyisi.

Küçücük de olsa bir tekne ile Anadolu sahili boyunca Boğaz'dan yukarı çıkmak, Umur Yeri'nde çamların altında demirleyip sakince sadece “durabilmek” , sonra Poyraz Limanı'na gidip geceyi orada geçirmek…

Veya sadece denizde amaçsızca dolaşmak, balık tutmak, güneşin doğuşunu batışını seyretmek, iyot kokusunu ciğerlerine doldurmak……

Tazelenmek. Cangıla yeniden girip savaşmak için kendini yenilemek.

 
Toplam blog
: 20
: 1108
Kayıt tarihi
: 19.05.07
 
 

2004 yılında emekli olduktan sonra hobim denizcilik araştırmalarına yöneldim. 1980'den beri tekne ya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara