Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '07

 
Kategori
Felsefe
 

Kader seçim hakkı ve düşüncenin gücü üzerine

Kader seçim hakkı ve düşüncenin gücü üzerine
 

Düşüncelerimizin kader yolundaki etkisi üzerine benim görüşüm: Bir olay veya oluş karşısında bir davranış ve etkide bulunmaya karar aldığımız anda , bir tetiği de dokunmuş oluruz.

Söz konusu olan her ne olursa olsun, sadece bunun hakkında düşünce üretmekle dahi o ana kadar sabit bir gözlemci olan siz, atılan kurşun misali o olaya doğrudan etkide bulunmuş olursunuz.

Eğer tüm Evrenin ve hatta sonsuz ve sınırsız var oluşun bir bütün olduğu görüşünü benimsiyorsanız, demek istediğim sizde daha net şekillenmiş olacaktır.

Eyleme dökülmeyen düşüncenin dahi var olan duruma etkisi ve bu etkinin türevleri olasılık hesapları yapılarak, matematiksel modelleme yoluyla ön görülebilinebilir de olsa “kesinliği” söz konusu dahi edilemez.

Kendi zihninizde yaratılmasının dahi düşüncenin de bir frekansı olduğu teorisinden hareketle bir etkisi olacağına varabiliriz. Üstelik kendi zihnimizde var olan bir düşünce dahi olsa, dışa söz ve eylem olarak yansımasa da...

Düşüncenin etkisi /gücü üzerine bir çoğumuzun fikri olduğunu zannediyorum. Benim burada paylaşacaklarım, kendi deneyimlerim uzantısında olduğundan doğası gereği subjetif görüşlerim olacaktır:

Frank Outlaw ın bir sözü vardı: “Düşüncelerinize dikkat edin söze dönüşür, sözlerinize dikkat edin eyleme dönüşür, eylemlerinize dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür, alışkanlıklarınıza dikkat edin kaderinize dönüşür “der. Hz. İsa" düşüncelerinizden de sorumlusunuz" derken, belki de bunu kast ediyordu. Sorumluluğunu almadan bir eylemde bulunmamak sağlamcılığı mı? benim ki bilmem ama, "eğer kader varsa dilediğimi düşünebilirim" görüşünü savunacaklar da olacaktır. Bu görüş karşısında ben de kadere inanıyor olsam da benim kader anlayışıma göre; belki de biz sadece kaderimiz olanı düşünüyoruzdur diyebilirim...

Hayatlarımızı yaşarken aslında bir gözlemci olduğumuz fikrindeyim. Olacaklara tanıklık etmek ve belki biraz farkındalık anlamında gelişimle; olması kesin olana (kadere) ön görü geliştirebilmek/yada anımsamak mümkündür...

Maddesel hayatımız süresince bulunmayı seçtiğimiz dünya okulunda, mevcutta yaşanması kesin olanın sebeplerini algılamaya(ve bu yolla tekamül edebilmeye) tahüt vererek gelmiş olduğumuz fikri bana oldukça sıcak geliyor.

Bu süreç içinde de menzil belli de olsa, varış noktası kesin de olsa, giderken geçilen ana yolların sabitliğinin yanısıra tali yollarda seçim hakkımız olduğunu düşünüyorum. Dolaylı yada doğrudan, patika yada asfalt...Seçimler, tercihler burada mevcut. Ve biz bu seçimlerin öncesinde yapılacak tercihi düşüncelerimizle belirliyoruz.

Kadere açılan belkide binlerce kapı var; hangisinden geçip, nasıl bir yolculuk yaparak ne şekilde öğreneceğimiz bizim seçimimiz: Bu yolculukta, bir elmayla kaç değişik şekilde karşılaşabilirsiniz? Aynı ağaçlardan olmasa da elmayı tanımak varsa kaderinizde, elbette ki geçilen farklı yollarda da olsa elmayla tanış olacağız. Ancak düşüncelerimizin bizi yönlendirdiği doğrultu uyarınca; kimiz bunu çöp tenekesinin yanında atılı duran bir koçanda, kimimiz bir manav tezgahında, kimimiz ise bahar ayında pembeye doymuş dallar arasında bulacak... İşte düşüncelerin tetiklediği seçimlerimizle varılan noktalardaki farklılıklar burada kendisini gösteriyor....

Sevgi ve ışıkla

Ayna

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..