Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Kader sen nelere kadirsin

Kader sen nelere kadirsin
 

netten...


Metin, hınzır bir gülümsemeyle ‘O bal dudaklarından bir kez daha öpersen beni ‘ giderim dedi. Gülpembe’de böyle içten söylenmiş bu isteğe karşılıksız kalmadı ve kapının eşiğinde sevdiği adamı tam istediği şekilde öperek, uğurladı.

Bugün çok güzel diye geçirdi içinden Gülpembe.

Pencereden dışarı baktığında, güneşin insan içine işleyen o ışıltısını hissetti ve odasına giderek işe gitmek üzere giyinmeye başladı.

Kırmızı renkte bir bluz ve beyaz eteğini giydi, aynada kendini seyrederken :) gülümsedi kendisine; içinden hadi ‘Gülpembe güzel bir gün seni bekliyor’ diyerek dışarı çıktı. Arabasına binerek işe gitme telaşıyla trafikte yol almaya başladı.

Trafik öyle bir sıkışıktı ki böyle zamanda hep yaptığı gibi radyoda çalan müziğe eşlik ederek yolda ilerliyordu. Şarkı söylemek onu daha iyi hissetmesini sağlıyordu. O sırada Candan Erçetin’in Bahar şarkısı çaldımı :) ahh çok güzel; harika , ben bu hayatı seviyorum diyerek şarkıya eşlik etti.

Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var

Utanmasa arabayı stop ettirip avazı çıktığı kadar oda söyleyecekti şarkıyı

Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var

Şarkıya eşlik ederken Gülpembe’nin aklına sevgilisi Metin geldi. İçinde ki baharı onun sayesinde yaşadığını ve ruhunda ki oluşan yaraların iyileşmesini onun hayatına girmesiyle üstesinden gelmişti.

Bir süre sonra trafiğin neden sıkıştığını gördü ; gördüğü manzara da iki araç birbirine çarpmıştı, çok şükür ciddi bir kaza değildi ama şöförler aşağıya inip tartışma moduna girmişti bile ama trafikte ki klasik bir manzara vardı.Yani kazayı seyrederek geçen sürücüler sayesinde trafik sıkışmaya başlamıştı.

Birden aklına sevdiği adamla nasıl tanıştığı geldi ve tatlı bir tebessüm oluştu yüzünde, Metin’le böyle bir trafik kazası ile karşılaşmışlardı. Gülpembe , Metin’in duran aracına arkadan çok hafif çarpmış, bir anda yaptığı hatadan kızmıştı kendine hem de başkasının aracına zarar verdiğinden dolayı üzülmüştü. Hemen inerek durumdan dolayı üzüntüsünü dile getirirken Metin’in sakin tavrı çok hoşuna gitmişti..Telefon numaraları ve sigorta firma bilgileri ve gerekli prosedürler yapıldıktan sonra yoluna devam etmişti

Ertesi gün Metin, onu aracın sigorta firma bilgileri bahanesiyle aramıştı oda herhangi bir anlam yüklemeden gerekli bilgileri verdi ve birden konuşma farklı bir sohbete doğru yönelmişti.İki gün sonrada Metin müsait isen birlikte bir çay içelim mi gibi bir teklif ile telefonu açmıştı. Gülpembe, gelen telefondan inanılmaz sevinmişti ve teklifi kabul etti. O günden sonra da düzenli görüşmeye başladılar

Düşünürken, kendisine şaşırıyordu. Çünkü birileri gelip bir trafik kazası sayesinde bir aşkın yaşandığı anlatsa gülüp geçecek bir insandı Gülpembe , gülümsedi ve kader dedi sen nelere kadirsin… Çünkü filmlere konu olan bir hikayeyi kendi hayatında yaşamaktaydı.

Gülpembe, son dönemde artık hiçbir aşkın gerçek olmadığına inanmaya başlamıştı Çünkü Metin’den önceki ilişkilerinde hep özveri ve sabrı gösteren kendisi olmasına rağmen hep aldıtan, ihanete uğrayan ve aşk kazığı olarak nitelendirilen maddi sorunlar içinde kalmıştı. Ve bunlardan dolayıda canı hep acımış ve gittikçe aşka inancını yitirmişti.

İşte kader denilen şeyin sayesinde hayatında ki renklerin güzelliğini yaşıyordu. İşyerinin kapısından içeri girerken, sokak başında ki çingene çicekci kızı fark etti oraya yönelip kendine bir buket beyaz papatyalar aldı. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle , arkadaşlarına günaydın diyerek masasına geçip işine başladı. İnternet üzerinden haberleri okurken Altan flaş haber başlıyı yazıyı fark etti ve yazıyı okudu.

BÜYÜK KAZA …İkitelli Tem yolunda büyük kaza 11 kişi ölmüş. Aman Tanrım dedi…Olamaz…Lütfen olmasın lütfen Tanrım…Hayır Düşünmek istemedikçe aklı kemiriyordu ya oda ordaysa. Çünkü Metin’in işine giderken kullandığı güzergahtı bahsedilen yer. Allahım lütfen koru onu o olmasın lütfen…

Defalarca yalvardı ve hemen cep telefonuna yöneldi. Metin’i aradı …Telefon çalıyor ama açan yok…

Hayır hayır hayır dedikçe telefonun tuşlarını basıyor ikinci kez aradı …belki 10 kez çaldı ama açan yok... Ben ne yapacağım Allah’m lütfen… Ümitsiz bir halde tekrar cebini aradı üçüncü çalıştı telefon açıldı ama karşıdaki Metin’in sesi değil…Sandalyede otururken gücünün tükendiğini hisseti… Karşıda bir bayan konuşuyordu.''. Ben Seda Metin bey'in telefonu kendisi toplantıya katıldığından cebi masasındaydı ve çok çaldığından telefonu ben açtım acil bir durum vardır diyerek… Gülpembe hanım iyimisiniz''…

Gözlerinden yaşların süzündüğünü ve damlaların masanın üzerinde ki kağıtları ıslarttığını fark ettiğinde karşısında ki bayana teşekkürler… Çok teşekkürler…Sorun yok diyebildi sadece.

Gülpembe dakikalarca ağladı kendisine gelmesi epeyi sürdü. Ve defalarca şükretti …

Ve düşündü eğer onu kaybetseydim ben ne yapardım diye.

Şükretti ve derin bir nefes alıp elini yüzünü yıkamak üzere arka tarafa geçti.


Küçücük bir hikaye anlattım sizlere ve kader denilen şeyi çözemedim.

Gerçekten kader var mı sorularına birazcık cevap aradığım ama yok ki.

Ve

Şunu biliyorum ki artık İnsan elindekinin değerini onu kaybetmeden önce anlamalı ve sıkı sıkaya sarılmalı.

Sevgilerimle

Gelincik.

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..