- Kategori
- İlişkiler
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...
Ekrandan iletişim BLOGCULUK
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" toplumsal kültürümüzün ürettiği bir deyiş bir atasözü ama toplumsal prüzlerin temeli olduğu göz ardı edilmektedir, edilmemelidir. Bana dokunmayan yılanın yarın öbür gün kime dokunacağını kimi sancacağını kestirmek mümkün mü? Elbette hayır.
Bence toplumsal prüzlerin üreme kaynağı "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ve 'yılanın başkasına ne yaptığı beni ilgilendirmez' mantığıdır. Yılanlar bırakın temizlenmeyi bir kafese konmadıktan sonra her an size dönebilir.
Ben görgümün ve profesyonel yaşamımın kazandırdığı yapıyla toplumsal problemleri izlemeye çalışan, irdeleyen gerektiğinde ilgili makamlar yazan ve karşılığını gören biri olarak MB ortamında da saygınlığın hakim olacağı bir ortam için yazdıklarımı yorumlayanların çoğunluğu destek verirken büyük çoğunluğu hiçbir şey dememiş ve yayınlamayan blogumu mesaj geçtiklerimin bir kısmı 'bana niye geçtiniz bu yönetimi doğru bulmuyorum' diye yanıtladı...
Yazdıklarımı sadece kendim için değil bloktan çekilen, bloglarını silen ve bu ortamı izlemekten ötürü bloga girmeyenler için yazdım...
Yoksa ben kısa yoldan yüzyüze görüşmeye, grup önünde görüşmeye, birlikte psikoloğa gitmeye davet ettiklerim bunlardan birini kabul edecek medeni kültüre sahip değilse zaten kişilik formlarını açığa çıkarmış durumdalar...
Şikayet medeni bir tavırdır, hoyratlıkta soytarılıktır. Yüzleşmek medeniliktir, kaçmayı da okuyanlar yorumlasın...
Kavgasız bir toplum için HAKEM HEYETİ ŞARTTIR ki; Hakem heyetinin olmadığı yaklaşık 60 kişinin yaşadığı Büyük Okyanuztaki adada yedi zorbanın gözüne kestirdiklerine düzenli tecavüz ettiklerini okumuştum ve tesadüfen ada yakınından geçen bir gemiyle durumu yanılmıyorsam Yeni Zellanda yönetimine şikayet ederek kurtuluş aramışlardı...
Bir gül bahçesinde dikenler temizlenmese bahçede dolaşmak mümkün mü? Dikenler temizlenmelidir, bensem dahi... Bunundan yolu MB Disiplin Kurulu oluşumundan geçer.