Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadın olmak, anne olmak, eş olmak, ağır işçi olmak

Kadın olmak, anne olmak, eş olmak, ağır işçi olmak
 

Kadın olmak, her şey olmak


Kadın olmak demek aslında aynı anda her şey olmak demek. İstemesek de, beğenmesek de bu demek. Çünkü bu kadınların doğasında var. İyi eş olmak, iyi anne olmak, iyi bir iş kadını olmak. Kısacası her şeyin iyisini olmak isteme arzusu. Peki şart mı bu, mecbur muyuz buna ya da bunları aynı anda yap(a)mazsak kötü mü oluruz o zaman? Tabii ki hayır ama tüm kadınlara geçmişten günümüze kadar yüklenmiş sorumluluklar var. Kadın dediğinin eli iş tutmalı, becerikli olmalı, iyi yemek yapmalı, çocukları ve kocası için gerekirse kendi isteklerini feda etmeli diye uzayan sorumluluklar listesi. Günümüz kadınlarını ve genç kızlarını gözlemlediğimde zaman zaman arada büyük farklar yaratan ikilemler gözüme çarpıyor. Yani yine her şeyde olduğu gibi bunda da dengeyi tutturamıyoruz gibi. Kadınlar daha iyi bir sosyal çevreye, ekonomik özgürlüğe ve çevre koşullarına sahip olmak için çoğu zaman şikayet ederek aslında pek de istemedikleri bir çok işte çalışıyor. Bir çoğu sabah işe giderken ağlayan, sızlayan çocuğunu başkalarına teslim ederek evden ayrılıyor. Akşam eve geldiklerinde ya sıcak yemek hazırlamak için doğru mutfağa koşuyor ya da geç saatlere kadar çalışanlar zaten yemeklerini ayrı yemiş oluyorlar. Ama kadın eve geç gelse bile yine de ilk işi ertesi gün evde yiyecek bir şeyler olsun diye yemek yapmak oluyor. Geriye kalan zamanda da çoluğunun, çocuğunun çamaşırlarını yıkıyor ya da ortalığı toparlıyor. Çok iyi konumlarda çalışıp, aylık gelir seviyesi yüksek, evinde hizmetlisi, çocuklarının bakıcısı olanlar zaten bu işlerle uğraşmıyor. Ama onların da sorumlulukları bitmiyor çünkü o paraları kazanmak , işlerini kurtlara kaptırmamak için gün içinde yeterince boğuşuyorlar. Dolayısıyla eve geldiklerinde beyinleri fazlasıyla dolu oluyor. 

Peki ya sonra evde neler oluyor? 

Erkekler, -eğitimli ya da eğitimsiz- kadınlardan her şart altında hizmet bekliyor. Kadın bedenen ve ruhen yorgunmuş, üzerine bir de çocuklar yeterince meşgul ediyormuş diye düşünmeden, sorumluluğu paylaşmak istemeden her şeyi önüne bekliyor. İyi eğitim almış, iyi aile çocukları bile bunu yaparken düşünün eğitimsizlerin halini. İnsanın inanası gelmiyor bazen ama maalesef kadınlar eşit haklara, eşit şartlara sahip olsalar bile çoğu zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. Çünkü erkek çok çalışıyor, eve yorgun geliyor ve kadının da görevi onu memnun etmek. İşte burada yok canım, haydi hepiniz oradan diyesim geliyor benim de. Peki bu düzeni kim kurmuş ve niye böyle devam ediyor? Onu da yine sorgulamadan biz kadınlar bu hale getirip, doğurduğumuz erkek evlatları da biz böyle gördük deyip aynı tas, aynı hamam yetiştirmeye devam etmişiz. Biz kadınlar sanırım biraz köle ruhluyuz. Acı çektikçe, üzerimize yük aldıkça evelallâh her haltı hakkıyla beceririz deyip yola devam etmeyi seviyoruz. Sevgili erkekler de zaten yeterince yorgun olduklarından bizim yüklerimizi paylaşmaya pek de yanaşmıyorlar. Sevgili kadınlar ve de siz sevgili erkekler lütfen artık biraz o derin uykunuzdan uyanın da şöyle biraz silkinip kendinize gelin. 

Emekle, özenle yetiştirdiğiniz çocuklar da sizlerin yaptığınız hataları yapsın istemiyorsanız onlara sorumluluk almalarını ve paylaşmalarını öğretin her şeyden önce. Daha da önemlisi kendilerini ve çevrelerini sevmelerini, saygı duymalarını öğretin. En vakitsiz zamanda bile onunla yapacağınız 10 dakikalık sohbet ve mutlaka ona dokunmanız onaylandığını ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır. Onlar bizim geleceğimiz. Biz her şeyden önce kendi doğurduklarımızı şekillendirmeliyiz. Bu yazı devam edecek… Sound of Serra 

 
Toplam blog
: 25
: 903
Kayıt tarihi
: 05.04.11
 
 

Uluslararası iş geliştirme uzmanı, doğa, deniz tutkunu, hayvansever, wellness meraklısı, hayat bo..