Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '06

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Kadife, Darma, Duman, Batman ve diğerleri..

Kadife, Darma, Duman, Batman ve diğerleri..
 

Her şey bir kediyle başladı. . . Onu gördüğümde sezonu kapatmış bir restoranın masasının üstünde önündeki ekmek kırıntılarıya ilgilenmiyormuş edasıyla bir sfenks gibi duruyordu. Sanırım 4 aylıktı ve çok güzel bir tekirdi. O güne kadar tüm sevgimi sadece bir köpeğe vermiştim ama o anda onu alıp korumak geldi içimden ve bir anda karar verdim. Araba yolculuğu boyunca kucağımda sevinçli mırıltılar çıkardı. Ona KADİFE demek geldi içimden. Öyle dedim.

Tıpkı vahşi kedilerin günlüğünde izlediğim gibi oradaki anne kedinin yaptığını yaptım. Ben önde o arkada evimizin etrafını turladık. Bazı taşların üstüne çıkıp oturduk. İstedim ki evi bellesin, kendi başına çıksın dolaşsın, böceklerle kuşlarla oynasın. Öyle de oldu.

Zaman geçti. Baharda elbette doğanın çağrısına boyun eğdim onu bıraktım ve hamile kaldı. Doğuracağı gün beni atölyemden zorla çağırdı, kızdı bana, "neredesin be doğuruyoruz burda" dedi. Beraber doğurduk. Birinci yavrusu ölü idi. Diğer ikisi ise sapasağlam ve siyah beyazdılar. Biri kız biri erkek. Onlara DARMA ve DUMAN dedim.

Zaman geçti yavruları hiç evden bırakmıyordum. Ama kapının açık kaldığı bir gün analarının peşinden koşturmuş olmalılardı. DARMA ertesi gün eve gelmedi. Sonraki gün de gelmedi. El ilanları yapıştırdım elektrik direklerine. Kadife ile beraber turladık etrafı. Yoktu. Sonunda komşular benden gizlediklerini söylediler. Darma'ya araba çarpmıştı. Hem de evimin karşısındaki boş arazide duruyordu 2 gündür. Ağlayarak gömdüm onu.

DUMAN o günden sonra eve hapsoldu. Çekingen ürkek ve korkak bir erkek kedi oldu. Kadife ise eve daha az gelir oldu. Bir yıl sonra bir sabah kalktığımda çocuklardan birisi Kadife'ye araba çarptı dedi. Onu çöp arabasına atıp götürmüşlerdi. Sadece dondum. Yollarda ondan izler aradım. Belki ölmemişti. Belki tasması belki, belki belki, belki. Ama o sadece bir çöptü artık. Her sabah onun miyavıyla uyanıp kapıya koştum 1 ay.

Zaman geçti. Duman evden mi kaçıyor, hop ben de peşinden mamayla bir şeyle kandırıp eve hapsettim. Neyse ki o evden taşındık ve dünyanın en sakin ve huzur dolu olduğunu sandığım yere gittik. Uçsuz bucaksız çayırların olduğu bir köye. Duman öyle mutluydu ki ağaçların birinden inip diğerine tırmanıyordu. Ancak elbette o yerlerin ondan önceki sahipleri ile kavga etti. Hem de ölesiye. Her gece yemeğini yedi ve dövüş kulübüne gitti. Sabah geldiğinde her yeri yara bere içinde. Sonunda o eski ürkek, korkak kedi gitti yerine mahallenin dayısı ve etrafında erkek bırakmayan bir kötü kedi oldu Duman. Ama o hala benim Kadifemin sağ kalan tek yavrusu idi. Ve hala onu ensesinden tutup yıkamama bir şey demiyordu. Kocaman patileri upuzun tüyleri ve koca gözleri ile.

Hikaye burada bitmedi. Yakındaki kasabada çalışıyordum ve bir gün sırtında fırça ile yapıldığı anlaşılan bembeyaza boyanmış o kediyle karşılaştım. Aldım onu boyasını yıkadım. Sanırım çocuklar yapmıştı. Ama o kadar koca kulakları vardı ki ve o kadar zayıftı ki ona BATMAN demek geldi içimden. Onu alıp eski taşındığımız evin altındaki atölyeye koydum. Sonra bir gece komşumuz bizim Batman kaçtı sanarak bir siyah kediyi alıp atölyemize koymuştu. Ertesi sabah atölyede iki siyah kedi olmuştu. Ona da LİKYA dedim. Onları da alıp köye götürdüm. Köydeki nüfus 3 kediye çıkmıştı bile.

Sonrası malum. Köydeki atölyemizin etrafında bir gözü tırnakla delinmiş bir kediyi daha aldım. ona TINY dedim. Her gün gözüne teramicyn sürdüm ve retina kendini iyileştirdi. Sonra kasabadan sürekli öksüren bir kediyi daha buldum. Köye götürdüm. Ona da KORSAN dedim. işte 5 kedim olmuştu bile.

Zaman geçti. Bahar geldi. Doğa çağırdı ve Likya yavruladı. Bu sefer ben yokken. 3 tane muhteşem pitirikler yaptı. Likya oldukça adil bir dişi olarak 3 ayrı erkekten 3 ayrı yavru yapmıştı:) Bir kız 2 erkek. Kıza Batkız dedik. Batman'in kızı idi aynı işaretler vardı. Erkeklerden birine (Korsan'dan olana) Marduk, diğerine ise (Dumandan olana) Çizgi film dedik. Çünkü çizgi filmdeki siyah beyaz kediye benziyordu.

Zaman geçti, yavrular evin etrafında koşturup oynamaya başladılar. Likya çok huzursuzdu ve bizi terketti. Hem de akıllıca bir terkedişle. Yandaki komşumuzun oğlunu kendine aşık etti. Ve o evdeki siyah yaşlı dişi kedinin yerini aldı.

Duman mahalledeki diğer kedileri dövmeye devam etti. Ve bunlara Batman de eklendi. Zavallı Batman Duman’dan köşe bucak kaçmaya başladı. Yavrularınsa keyfine diyecek yoktu zaten.

Bu arada Korsan'la Tiny ise atölyemizde dizlerimizin üstünde kıvrılarak büyüdüler. Bir kış günü çok soğukta bizden bir parça ekmek istedikten sonra olduğu yere yığılıp kalan siyah minik kedi ise son numara oldu. Açlıktan ve soğuktan bedeni iflas etmişti. Son anda veteriner yardımı ile serumlarla onu hayata döndürdük. O sonuncu ve dokuzuncu kedimiz. Ve bir de üstüne üstlük dokuzuncu canını kullandı. Onun için adı DOKUZ oldu.

Zaman geçti o köyden taşındık. Ve aslında onlar için kabus başladı.

Şimdilerde Duman ve Batkız yeni evden çıktı ve bir daha dönmedi. Çizgi film ise 15 km’lik yolu ikinci kez kat ederek köydeki eve gitti. Bugün gidip onu alacağım yine. Orada doğdu ve evi orası biliyorum. Orada ölmek istiyor belki de onu anlıyorum. Ama bırakamam.

Çünkü o köyde kedileri bazen tüfekle vuruyorlar bazen de çuvallara koyup sopayla vurarak öldürüyorlar.

Bense yeni evimizde DOKUZ, TINY, MARDUK, BATMAN ve köpeğim BİLEK’le günlerimi geçiriyorum. KORSAN’a ne mi oldu? Otelimizin maskotu oldu. Likya kendine güzel bir ev buldu. Duman ve Batkız sanırım köyde bir yerde. ÇİZGİ FİLM’se gerçekten sürekli film çevirmeye devam ediyor.

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..