Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadını öpmeye, dudaklarından başla!

Kadını öpmeye, dudaklarından başla!
 

Bazen de böyle olur. Kadın gelir öper adamı... Doğruya doğru. Bir kadın, istediği adamı alır.


Kadını öpmeye, dudaklarından başla! Niye mi? Hii-iiiiç! Canım öyle istedi!

Şaka, şaka! Var elbet bu isteğimin de bir nedeni... Öpüşmek, sevişme sanatının en son icadı... Dudak dudağa öpüşme başlayalı, sen de 200, ben diyim 250 yıl oldu...

Hem, sevdiğini dudaktan öpmek, dokunarak ilan-ı aşk etmenin en kestirme yolu... Yasladın mı dudaklarını onun dudaklarına; oldu da bitti maşallah! En azından, çıkmaya başladınız!

Ten uyumunu, karşındakinin sana duygusunu en çabuk anlamanın yoludur dudak dudağa öpüşmek.

Bir kadını dudaklarından öpmek, durduk yerde hoooop! diye sarılmaktan çok daha az tehlikelidir. Tecrübeyle sabit!... En fazla, çeker dudaklarını, kadın... Sen de daha şiddetli reddedilmekten kurtulursun.

Öpüşürken, gözlerini kapatıyorsa bir kadın... Bil ki, senin olmaya çok yakın... Açıksa gözleri, seninkiler gibi faltaşı misali! Ne sen ona, ne o sana çabuk teslim olur. Oynayacak daha bi dolu akılla duygu oyununuz var. Ve birbirinize güvenmek için, gidilecek daha çok yolunuz...

Her şeyin bir sırası var arkadaşım! Dudaklarını öpemeden, başka bir yerini nasıl öpeceksin ki kadının?!!...

Dudakları, doğrudan kalbine bağlıdır kadının... Dudaklar, kadının en kestirme kalp yolu... Dudaklarını bile öpemediğin bir kadının, hiçbir yerini de öpemezsin! İstersen bi dene! Kadını öpmeye, Edi'yle Büdü'den başla! Başla ki, anlayasın dünyanın kaç köşe, kaç bucak olduğunu!

Kadını öpmeye, dudaklarından başla! Bırak şimdi; nedenini, niçinini... Sana dudaktan başla diyorsam, dudaktan başla kardeşim! Vardır elbet hocanın da bir bildiği!... Dediğimi tut, gittiğim yola gitme! Sen, öğrenciyken de mi böyleydin yoksa? Hocanın her dediğine, itiraz mı ediyordun?

Bak! Hocanın; kadınları düşünüp, yazmaktan saçı, sakalı ağarmış! Bana değilse de, saçıma, sakalıma hürmet et! Değirmende ağartmadık biz onları! Boşunu düşmedi saçımıza tel tel beyazlar!... O beyazlarda, her kadının ayrı bir hüneri, ayrı bir yorgunluğu var.

Böyledir kadınlar. Adamı hem yorar, hem hünerle meziyet sahibi yaparlar.

Hem kolay mı sanırsın bunca kadınla uğraşmayı? Her birinin ayrı bir huyu, ayrı bir suyu var. Arada, mor tırnaklı, mavi saçlı, burnu hızmalı, göbeği küpeli olan hem yaramaz hem uslanmazları da olsa da...

Ben kadınların elçisiyim kardeşim!... Elçiye zeval olmaz. Bunu kulağıma kadınlar fısıldadı... Şimdi duyacağın, kadınların sesidir. Yalanım varsa, git onlardan sor. Yalanım varsa, senin gibi olayım!

kadın der ki, " Gel beni dudağımdan öp! " Sözleriyle değil, gözleriyle  tabii ki, salak oğlan!

İyi okumalısın o gözleri... Doğru okursan, cennete düştün! Huri meleğin; hayırlı ve uğurlu olsun! Yanlış okursan, sınıfta kaldın... Sade sınıfta kalsan iyi... Yandı gülüm keten helva! Bundan sonra hiçbir kadını öpemezsin!

Çünkü kardeş! Kadınlar, kötü öpeni herkese der de, iyi öpeni kimselere duyurmaz! Birileri gelip, elinden almasın adamı!...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..