- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kadınlar; en yüce varlıklarımız

Kadın dediğimizde herkesin aklına kadına ait birbirinden farklı düşünceler gelir. Örneğin; kimimizin annesi, kız kardeşi, sevgilisi, hayat arkadaşıdır. Kadın ile ilgili bir soru sorulduğunda kafamızdaki düşünceye göre bir tanımlama yaparız. Pekiyi, Tanrı kadın’ı , özelliklerini ve hatalı yönünü nasıl ifade etmiştir dersiniz? İşte aşağıdaki yazıda bun sorunun cevabı bulunmakta;
“Tanrı kadını yaratmaya başladığında zaten altı saatten fazla mesai yapmaktaydı. Bir melek geldi ve sordu. “Bununla neden bu kadar zaman harcıyorsun ki?”
Tanrı cevap verdi:”Data verilerine baktın mı sen? “ Bir kere tamamen yıkanabilir olmalı, ama hiçbir parça plastik değil, değiştirilebilir.İki yüz’den fazla oynar parçası olacak ve vücudu gerektiğinde diyet kola, ve krik kraklarla beslendiği halde bile çalışabilecek. Kucağında dört çocuğunu aynı anda oturabilecekleri kadar yer olacak. Öpüşü her şeyi iyi etmeye kadir olmalı – çizilmiş bir diz kapağından kırık bir kalbe kadar- ve bütün bunları da yalnızca iki elini kullanarak yapacak”
Melek bu kadar talimata şaşırıp kaldı.”Yalnızca iki el mi? . Ve bu da standart bir model de ? Bu bir günde üstesinden gelebileceğin bir iş değil.Bekle yarın bitirirsin.”
“Hayır, beklemeyeceğim “ diye itiraz etti Tanrı.”Bu kreasyonu çok sevdim ve bitirmemede çok az kaldı” Hatta şimdiden kendi kendisini iyileştirebiliyor ve günde on sekiz saat çalışabiliyor”
Melek biraz yaklaştı ve kadına dokundu.”Ama onu ne kadar yumuşak yapmışsın Tanrı!”. “O yumuşaktır” diye onayladı tanrı.” Ama, onu sertte yaptım. Nelere katlanabileceğini, nelerle baş etmesi gerektiğini aklına, hayaline bile getirmezsin”
“Düşünme kabiliyeti olacak mı?” diye sordu melek.
Tanrı cevap verdi.”Yalnız düşünmek değil, müzakere edebilecek, karar verebilecek, bir erkekten bile çok daha iyi”
Meleğin bir şey dikkatini çekti .Elini uzattı ve kadının yanağına dokundu.”Ooo, sanırım bu modelde su kaçıran bir yer unutmuşsun. Dedim sana bu kadar işi bir günde üstesinden gelinmez diye”
“Bu su kaçıran bir yer değil “ diye düzeltti tanrı.”Bu bir gözyaşı”
“Gözyaşı ne işe yarıyor?” diye sordu melek. Tanrı cevap verdi.”Gözyaşı kadının, acısını, hayal kırıklıklarını, sevgisini, yalnızlığını, endişelerini ve gururunu ifade edebilmesi içindir”
Melek çok duygulandı:”Tanrı, sen bir dahisin. her şeyi düşünmüşsün.Kadınlar hakikaten hayret edilecek bir varlık olmuş”
“Evet, kadınlar öyledirler. Kadınların kuvveti ve kabiliyetleri erkekleri hayrete düşürmektedir.Onlar her türlü çaresizliğe ve baskıya dayanıklıdırlar. Fakat, sevinci, sevgiyi ve saadeti de içlerinde barındırırlar.Ava avaz bağırmak istedikleri zaman gülümserler, .ağlamak istediklerinde şarkılar söylerler. Mutlu olduklarında ağlarlar ve kızgınlıklarında gülümserlerler. İnandıkları şey uğruna savaşırlar. Haksızlıklara başkaldırırlar.Hayır’ı kabul etmezler. Eğer bunun yerine başka daha iyi bir cevap verilebiliyorsa korkan bir arkadaşı doktora götürürler. Ve koşulsuz severler.”
“Çocukları inanılmaz başarılara ulaşınca ağlarlar ve dostları mükafatlandırılınca taşkınca neşelenirler. Bir doğum ya da bir evlilik haberi onları sonsuz sevindirir. Bir dostları öldüğünde kalpleri çıt diye kırılır. Bir aile ferdinin kaybolmasına üzülürler. Hiç bir çıkış yolu olmadığını bildikleri halde yine de kuvvetidirler ve cesaretlerinden hiçbir şey kaybetmezler.Ve bir öpücüğün, bir sarılışın kırık bir kalbi iyileştirebileceğini bilirler.”
“Her boyda, renkte, ve şekilde kadın vardır. Seni ne kadar düşündüklerini sana gösterebilmek için , sana doğru yürürler, koşarlar, uçarlar.Onlar sevinç neşe, sevgi ve ümidi beraberinde getirirler. Duygusaldırlar ve idealleri vardır. Daima dostlarının ve ailelerinin yanındadırlar ve onlara sürekli manevi destek sağlarlar. Kadınların söyleyecek çok önemli sözleri şeyleri vardır ve her şeyi vermek üzere yapılmışlardır.”
“Neyse… Eğer kadınların bir tek kusuru varsa o da ne kadar kıymetli olduklarını unutmuş olmalarıdır.”
Yukarıda ki yazı da belirtildiği gibi, kadınlar en yüce varlıklarımız olup, sadece belli zamanlarda hatırlamanın dışında her daim eli öpülecek varlıklarımız iken niye kadınlar için genelde "eksik etek, saçı uzun aklı kısa gibi " vb tabirler kullanırız ki? Bizleri yetiştiren, bugünlere getiren, bunun içinde pek çok çileyi göze alan, en kötü günlerimizde yanımızda olan kadınlar ya da annelerimiz, kız kardeşlerimiz değilmi dir?
O zaman niye sevgi ve saygımızı göstermede bu denli çekimser ve isteksiz davranırız bir türlü anlayabilmiş değilim.Bir çift tatlı söz , güler yüz ve saygı bu kadar .Ama en çok yüce varlıklarımızdan en çok esirgediklerimizde bunlar değil mi?
İster kabul edelim ister etmeyelim. Ortada yadsınamayacak bir gerçek bulunmaktadır. O da "Kadınlar'ın en yüce varlıklarımız "olduğudur.
(Resim:www.hikayeler.net)
( Maill'ime gelen bir yazı)