Kadınların haklarını erkekler mi verecek ?

Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet olayları artarak devam etmektedir. Cinsel istismar ve cinsel taciz olaylarını da eklediğimizde ülke olarak modern toplumların çok fazla gerisinde kaldığımız aşikardır. Bu geri kalışımızın ana nedeni ise eğitimsizlik ve muhafazakarlaşmadır. Her ne kadar eğitim ve kültür seviyesi düşük insanlarda şiddet eğilimi fazla gözükse de kentsel hayatta doktor, avukat, mühendis, eczacı, öğretmen, bürokrat gibi eğitim ve kültür seviyesi yüksek kesimli erkeklerinde şiddete ve cinsel istismara yöneldiği görülmektedir. 

Kadınların şiddet ve istismara karşı korunabilmesi için öncelikle yapılması gereken iş, hükümetin kadın sığınma evlerini açması, bu evlerin çoğalmasının sağlanması gerekmektedir. Ayrıca şiddete uğrayan kadının ciddi bir koruma altına alınması, kadının ihtiyaçlarının ücretsiz karşılanması ve boşanma ve Koruma Tedbirleri uygulanmasının sağlanması için ücretsiz avukat temininin sağlanması gerekmektedir. 

Yürütme organı olan hükümetlerin durup dururken bu tür düzenleme yapmaları beklenmez. Peki kadınlar neler yapmalıdırlar? Öncelikle güçlü ve ses getiren kadın örgütleri kurulmalı, yurt çapında eğitim bilinci sağlanmalıdır. Kadın örgütlerinin siyasi amaç taşımadan sadece kadınlara karşı işlenen şiddet ve cinsel istismarı önleme faaliyetlerinde bulunmalıdırlar. Öncelikli olarak kız çocuklarının eğitim ve öğretim imkanlarından faydalanmasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmeli, kız çocuklarının eğitiminin sağlanması için projeler hazırlanmalıdır. Kadın Hakları konusunda hem görsel basında hem de yazılı basında sürekli olarak yayın yapılmalı, bu hakların uygulanması konusunda yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının eğitim seminerleri düzenlemesi gerekmektedir. Kadınların duygu sömürüsü olan dizilerden uzak durmalarını ve evlenme programları yerine eğitim ve sağlık alanında yayın yapılmasını sağlamaları gerekmektedir. Kadınlar adına eğitici programların yapılması için, kadınların çok ciddi baskı ve talepleri olması durumunda programlar söz konusu olacaktır. Durup dururken bu tür eğitici programların yayınlanmayacağı kadınlarca unutulmamalıdır. 

Kadına karşı yapılan darp sonucu kadının şikayeti ve Koruma Tedbiri istemesi halinde Aile Mahkemeleri tarafından darp eden koca hakkında 6 ay evden uzaklaştırma kararı verileceğini ve darp eden eşin bu darp eylemini tekrar etmesi halinde tutuklanacağını bilen çok az kadın bulunmaktadır. Bu tür Kadın Haklarını öğrenmek isteyen kadınların başvuracağı herhangi bir kurum veya kuruluş da bulunmamaktadır. İstanbul ve diğer illerin Barolarının Kadın Hakları servisi de yetersiz kalmaktadır. Evlilikte mal paylaşımı, aile konutu hakkı, maddi ve manevi tazminat hakkı, nafaka hakkı, velayet hakkı gibi konularda ne gibi imkanlar olduğunu da kadınlar bilmemektedir. 

TBMM’nin büyük çoğunluğunun erkek olduğu düşünüldüğünde erkek vekillerin kadınlarının haklarını durup dururken “alın bu haklar sizinmiş” deyip kanun teklifi yapması da beklenemez. Kadınlar, haklarını Mahkemelerde sonuna kadar yılmadan, usanmadan aramalı, sosyal platformlarda ise kadınların, eğitim ve hakları konusunda hükümet yetkilileri ve Aileden Sorumlu Bakanlığı’na modern uygulamaları örnek göstererek yeni talepler ile psikolojik baskı kurmaları gerekmektedir. Hükümetinde kadının türbanına nasıl sahip çıktı ise kadının yaşam hakkına ve vücut bütünlüğüne sahip çıkarak kadınlarımıza modern ve ileri seviyede olan ülkelerdeki gibi imkanlar sağlamalıdır. Türkiye de haklar verilmez, alınır şeklinde düşünüldüğünde kadınların haklarını, erkeklerin kendi kendine vermesi söz konusu olamaz. Unutmayın ki tüm haklar, direnerek, mücadele ederek ve savaşarak zamanla alınmıştır.