Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kafayı sıyırdık mı?

Kafayı sıyırdık mı?
 

Size Türk milleti olarak kafayı nasıl sıyırdığımızdan bahsetmek istiyorum. Geçen hafta Okan Bayülgen’i izlerken alış-veriş merkezlerinin ne kadar çoğaldığından bahsettiğini duydum. Birkaç gün önce ise Zeytinburnu’ndan Bakırköy’e gelirken bir alış-veriş merkezinin inşaa olduğunu gördüm. Taksiciye: “Bu da yeni mi?” diye sordum. Şöfor bana: “Ooo siz daha önce bunu görmediniz mi? Bu Türkiye’nin bilmem kaçıncı alış-veriş merkezi olacak.” Dedi. O anda anladım milletçe nasıl kafayı üşüttüğümüzü...

Alış-veriş merkezleri nereye gidiyor?

Bir araştırma yaptım ve İstanbul’daki alış-veriş merkezi sayısının 170 civarında olduğunu ve önümüzdeki 5 yıl içinde 100 tane daha açılması planlandığını öğrendim. Sonra merak edip birkaç AVM’ye keşif gezisi yaptım. Bakırköy’ün ilk alış-veriş merkezi Galeria, buz pateni sahasını kapatmış. İlgili yeri ise ahşap parke ile döşemek suretiyle üzerine pofuduk minderler yerleştirmişler. İşte buna üzüldüm. Hiç değilse birkaç çocuk gidip buz pateni yapmayı öğreniyordu. Tabii ki çocukların yerine inler ile cinler top oynamaktaydı. Daha sonra Bakırköy Özgürlük Meydanı civarında büyük umutlarla açılan alış-veriş merkezine göz atayım dedim. O da ne? Hemen hemen bütün dükkanlar kapanmıştı. Girişteki bir dükkan ve ünlü bir Cafe işi götürmeye çalışıyodu. Sonra Bahçelievler Metro İstasyonunun hemen yakınındaki bir alış-veriş merkezine gittim. Zira oraya ayağımız alışsın diye bir süre metro çıkışını ilgili yerden yapmışlardı. Fakat ayaklar alışmamış ki orası da tüm indirimlere rağmen boştu.

Bütün bu verilerin yanı sıra kafayı nasıl üşüttüğümüzü açıklayacağımı merak ediyorsunuzdur. Acaba bütün gün “kafes” i andıran iş yerlerinde çalışan insanlar hafta sonu ne yapmak ister? Eğer hava güzel ise çayıra çimene yayılmak ister. Yani istemesi gerekir. Bir de alış-veriş yapacak ise yanya olmak suretiyle açılan dükkanlara gidip ihtiyaçlarını almak ister. Ben 25’ine kadar böyle alış-veriş yapardım. Ama İstanbul’da ne oluyor? İstanbul’da insanlar nasıl alış-veriş yapıyor? Avrupa’nın bilmem kaçıncısı olan ve müzikle birlikte yerden yükselen suni havuzlu kafeslerde alış-veriş yapıyorlar. Hiçbir şekilde dinlenmeden, temiz hava almadan geçirilen hafta sonları ne yaşam kalitesini yükseltiyor ne de iş kalitesini... Ondan sonra ne oluyor? Otobüsler sabahları suratı asık olarak işe giden insanlarla dolup taşıyor. Ne söylesen parlayan, bağıran, mümkünse karşısındakine dalmaya hazır ve nazır olarak bekleyen insanlar gittikçe artıyor.

Ruh sağlığınıza dikkat edin!

Peki ne yapmalısınız? Tabii ki size dayatılan bu yarı açık ceza evlerine gitmemelisniz. Eğer çok zorundaysanız alış-verişinizi yapıp olay mahalinden uzaklaşın! Kendinizi doğaya atın! Bir süre sonra bu temiz havayı bulamayabilirsiniz. Bunun için tadını çıkarın. Arkadaşlarınızla dışarıda bir yerlerde buluşun, konuşun, paylaşın. Boş yerlerde boş zamanlar geçirmeyin. İnternette tarla kazıp tavuk yetiştireceğinize bunun gerçeğini yapın. Özünüze, doğaya dönün. Eğer bu dediklerimi yapmazsanız ruh sağlığınızı bozmanız, kafayı üşütmeniz kaçınılmaz olacak... 

 
Toplam blog
: 13
: 2937
Kayıt tarihi
: 22.04.11
 
 

Önce VATAN Gazetesi köşe yazarı& İnsan Kaynakları Uzmanı. Kendimi yazmanın dışında, başka biçimde..