Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '10

 
Kategori
İzmir
 

Kafeslerin ardındaki hareli gözler

Kafeslerin ardındaki hareli gözler
 

Asırlık cumbalı evlerin kaderine el atan Konak Belediyesi, onları görkemli hayatına geri döndürecek.


İzmir Körfezinin mavi sularına, yıllar yılı yorgun benlerini aksettirerek, “ eti senin, kemiği benim” diye diye bunca zaman dayanan “cumbalı evler” in yüzü, nihayet gülecek.

Yıpranan, sahipleriyle birlikte bir bir öte dünyaya göçen cumbalı İzmir evleri, artık tarihin yorgun kıvrımlarında, başını asırlık pervazlara dayayarak ağaçlar gibi ayakta ölmeyecekler. Dipdiri, gelecek nesillere aktarma yaparak son durağı temelli öteleyerek “biraz kül, biraz duman, o benim işte!” diyecekler, bestekâr Avni Anıl gibi.

Hey gidi eski İzmir evleri. Kafeslerin cumbalarından, hareli gözler, yana tutuşa seyreylerdi caddeyi. Bol paçalı, kırmızı kuşaklı, yandan çarklı fesinin püskülü, bir o yana bir bu yana giden afili delikanlılara bakardı o hareli gözler.

DÜNYA KENTİ Tam bin yıllık geçmişi ile “dünya kenti” olma yolunda hedef güden İzmir’de gözler, nereye çevrilse Kordon Boyu ve arka sokaklarında cumbalı evler tarihe ışık saçıyor. Alsancak’ta Türk ve Rum mimarisi elele vermiş yıllar yılı.

Bunca yıl ayakta durdular. “ayaktayız, yıkılmayacağız” dediler. Bu sesi, Konak Belediyesinin genç başkanı duydu ve “hakkınızı yemeyeceğiz” diyerek kolları sıvadı. “kentin sakini değil, sahibiyiz” dediler. Meclisteki duyarlı eller de oybirliği ile “bu tarihi eserler yaşatılacaktır” diye oy verdiler.

HAYAT ÖPÜCÜĞÜ: Koruma altındaki bu binaların restorasyon izinleri çıktı. Çalışmalara başlanıldı. İzmir’in inci gerdanının tanelerini teşkil eden bu yapıtlar silsilesi, iyileştirilerek ömürler boyu yaşamı sağlanacak. Bir bakışta bu inci kolye, İzmir’de ışıl ışıl, kesiksiz parlayacak. Bu hayat öpücüğü, ömür uzatacak.

Eski cumbalı evler, ayakta duramayacak haldeler. Ayakta kalabilenleri var. Şifa kabul eden cinsinden değiller. Birinci kordon ve arka sokakları, gümrük, liman, Kıbrıs Şehitleri Caddesinin ara sokakları bunlarla dopdolu. Konak Belediyesi sembolik olsun diye de 1448 nolu sokağın adını, elbirliği ile değiştirip, onu, “cumbalı sokak” yaptı. İsim konma pastası da oracıkta, alkışlarla kesildi. Yüzler gülüyordu.

KİMLER ONLAR ? İzmir’in Levanten ve Osmanlı tebaasındaki Müslüman olmayan kesimler etkindi. Türklerin yaşama katkı sınırları kısıtlıydı. Avrupa kökenli etkin gruplarla birleşen yerli levantenler, kentte farklı kozmopolit oluşturdular. Musevi ve Türkler ticarette bile mesafeli yaklaştılar. Birbirlerine. Diğerleri, Avrupai tarzda yaşarken, Musevi ve Türkler, basit bir yaşam sergilediler. Konutları da farklıydı.

Cumbalı evleri, yabancı usta ve kalfalar yaptı. 2-3 katlı, duvarları kâgir ve ahşap karkas, döşemeleri ahşap ve yığma kârgirdi. Tavanları da yüksekti.

Günlük oturma, mutfak ve misafir mekânları zemin katta, yatak odaları üst kattaydı. Üst katta, metal payandalarla desteklenen balkon ve cumbalar yer almaktaydı.

NERELERDE? İzmir Agora ve Dönertaş semtlerinden Kadifekale’ye çıkarken 19. yy.son çeyreğinde, kârgir, ahşap çıkmalı, kafesli, işlemeli, demir parmaklıklı, ahşap kepenkli sıra sıra Türk evleri, çehrenizi sarar. Dönertaş, Mezarlıkbaşı, Asmalımescit, zamanın Türk evleriydi.

Alsancak. Eski adı “punto”, İzmir’in simgesi oldu. 1829’da Vıctor Hugo bir şiirinde, ünü Batı’ya yayılan İzmir’i, bir “prensese” benzetir. Şiir şöyle: Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserlerse / O da daha da tutkulu… Şairin bahsettiği, Alsancaktır. Lavantenler, Rumlar, Ermeniler, zengin diğer Batı kesimler oturmaktadır.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..