Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '10

 
Kategori
Tarih
 

Kahramana sahip çıkabilmek!

Kahramana sahip çıkabilmek!
 

G. Kore - Seul, Savaş Müzesi girişi...Nuri Pamir aslında geride ülkesine bakıyor, Gül'e Gülümseyerek


Şehit Albay Nuri Pamir, Türkiye’de ve Dünya’da saygı ile anılan ve hizmetleri dünyanın dört bir yanından ödüllendirilen bir isim. Bir fotoğraf karesi düşünün, karede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kore Gazisi Osman Özsoy, Müze Müdürü ve Şehit Nuri Pamir’in devası mumdan heykeli… İnsanı gururlandıran bir durum zira Müze Müdürü “Nuri Pamir’den bahsederken, söylediği tek bir şey var yiğitlik destanı yazdı!”. Ama unuttuğumuz bir şey ise heykel Güney Kore’de, mezarı Türk Şehitliği’nde ve adı Afganistan’dan Kore’ye yiğitliğin temsili olarak dilden dile dolaşıyor! Ya memleketi Bor, Niğde ne yapıyor?

Bir kahramanı kaleme alırken doğduğu topraklarda hep zorlanırsınız. Çünkü onun destansı yaşamı ile ona verilen değer aslında büyük bir çelişkinin ifadesidir. Tesadüfen bir fotoğraf karesi bu destansı ismin Bor’da daha fazla sahip çıkılması gerektiği fikri uyandırdı. Bu yazı bir nevi göreve davet yazısıdır.

Kimdir?

Nuri Pamir, 1901 yılında Bor’da doğdu. Babası tabur imamı Bekir Sıtkı Efendi, annesi Celile Hanımdır, Kuleli Askeri Lisesi’nde eğitim alırken Anadolu’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı isyan ateşine yirmili yaşlarda duyarsız kalamaz ve okulunu yarıda bırakarak Anadolu’ya geçer. Bağımsızlık Savaşı bittiğinde o artık harbiye sıralarındaki eğitimden çok farklı savaş meydanlarında asker olmuştur. 1929 yılında İstanbul 3. Kolordu’da göreve başlar. Fakat genç Cumhuriyet Doğu’da ardı arkası kesilmeyen 16 isyanla meşguldür. Ve 28 yaşındaki Nuri Pamir, İstanbul’dan ayrılarak Ağrı’ya gider kürt bölücülüğüne karşı savaşır. 4 yıl boyunca mücadele eder. Sonunda isyanlar 1933 yılında bitmesi ile İstanbul Harp Okulu’na 5. Bölük komutanı olarak görevine devam eder. Hem Kurtuluş Savaşı Gazisi hem de Kürt İsyanları’na karşı başarılı bir askerdir artık. 1938 yılında Binbaşılığa terfi eder. Gazi Mustafa Kemal Sadabat Paktı anlaşması ile bölgesel güçlü bir Türkiye için mücadele eder. Bunun için Afganistan’ın 2. Dünya Savaşı öncesi sosyal, askeri ve ekonomik yönden kalkınması için Afganistan’la yakın ilişkiler kurar. Mahmut Şevket Esendal Kabil büykelçisi atanır. Gazi’nin vefatından sonra kurulan ilişkiler güçlenmesi için yeni kurulan Afgan Kara Harp Okulu’nda Türk subaylar görev yapması kararlaştırılır. İkinci Dünya Savaşı’nın çetin yıllarında Nuri Pamir dört yıl boyunca Kabil’de görev yaparak genç Afgan askeri yetiştirir. Böylece Bir Kurtuluş Savaşı gazisi, aynı zamanda Afgan Ordusu’nun kuruluşunda da büyük emekleri vardır.

“Kore Dağlarında tabakam kaldı…”

Enver Gökçe’nin bu ölümsüz dizesini okurken acaba Kore’de yiğitlik destanı yazan Nuri Pamir’i düşünür müyüz hiç? Afganistan dönüşü yurdun değişik yerlerinde görev yapar. Askerilik hizmetinden asla geri kalmaz. 1951 yılında Kore için Türk Askeri ihtiyacı olduğunda Nuri Pamir, tereddütsüz hizmete atılır ve 241. Piyade alayı komutanı olarak savaşın ortasında kendisini bulur. Yiğittir ve başı her zaman diktir. Kendisi Albay olmasına rağmen cephede en önde savaşmıştır. Belki de dillere destan olan en büyük özelliği ancak bele kadar olan siperlerde arkasından gelen emir erleri ve subayları eğilerek yürürken başını eğmeden yürüyecek kadar cesaretlidir. Çünkü o siper arkasında eğilecek bir komutan değildir. Kore’de emrindeki askerlerinden Ramazan Kemerdere ile Mehmet Ali Nogay’ın ifadelerinde hüzne şahit oluyoruz. “ 1951 yılında acemi eğitimini Susurlak’ta yaparken Kore’ye gönderilecek birliğe seçildim. Kore’deki zor şartlara alışmak için Gelibolu’da 3 ay süreli savaş eğitimi aldıktan sonra İskenderun’dan ABD bandıralı savaş gemisiyle 26 gün süren yolculuğun ardından Seul Limanı’na indik. Bir gece burada kaldıktan sonra ertesi gün 1.500 Türk Askerinden oluşan birliğimizi trene bindirip 20 saat süren yolculuğun ardından Kumkale yakınlarındaki Elmalı cephesine götürdüler. Burada 10 gün kadar kullanacağımız silahlar ve bölge hakkında bilgi verildi rehberler eşliğinde Türk Birliği artık cephedeki yerlerini almak için son hazırlıklarını yaparken Tugay Komutanı Tuğgeneral Tahsin Yazıcı, Albay Nuri Pamir ve Yüzbaşı Nazım Dündar’dan oluşan askeri Türk heyetinin denetleme geleceği söylendi. Kore’ye gelen ilk Türk Birliği olduğumuzdan, bölgeyi ve araziyi tanımadığımız için bize ABD’li subaylar eşlik ediyordu. 2 gün sonra söylendiği gibi heyet, bulunduğumuz Elmalı Cephesi’ne geldi. Hepimiz “hazır olda” komutanlarımızı selamlamak için bekliyorduk. Bu arada Kızıl Çin Ordusu’nun taarruzu hemen yakınımızda devam ediyordu. İşte tam bu sırada, Çinlilerin bir havan mermisi, hepimizin gözü önünde Albay Nuri Pamir’e isabet etti. Albayımız oracıkta şehit oldu. Bu manzara karşısında pek çok arkadaşımız, sinir krizi geçirdi.Her şey rüya gibiydi. Daha henüz mevzilerimizdeki yerlerimizi alamadan bu durumla karşılaşmamız hepimizi dehşete düşürmüştü. Bir kaç günlük şoktan sonra bölgeye gelen diğer Türk subaylarının talimatları doğrultusunda taarruza devam ettik. Komutanımızın şehit oluş anı her gün gözümün önüne geliyordu.” Diyerek yiğit bir kahramanın şahadetini gözler önüne getiriyordu. Nuri Pamir genç Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dışında verdiği en yüksek rütbeli şehitti. 5 Haziran 1952 günü amansız bir cephe savaşında şehit düşer. 51 yaşında arkasından destansı bir yaşam bırakarak!

59 Yıl sonra geride kalanlar…

Tarih 13 Haziran 2010… Yer Güney Kore – Seul Savaş Müzesi… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve yanında Koreli Müze Müdürü ve Şehit Albay Nuri Pamir’i gören yaşayan son askeri Osman Özsoy… Elbette Özsoy için duygusal anlar yaşanıyordur. Ama bir balmumu heykel var ki orada Özsoy, göz yaşları içinde komutanına asker selamı veriyor! Kore Hükümeti eşsiz gazisine -ki Nuri Pamir, Kore’nin bağımsızlığı için mücadele ettiğinden her şehit Kore hükümetince kendi gazisi olarak adlandırılıyor- sahip çıkarak Savaş Müzesi’nin girişine ne ABD’li bir Askerin, Nede Koreli bir yiğidin heykelini koymayarak Şehit Nuri Pamir’in balmumu heykelini yapıyor. Türkiye… Adına Bor’da verilmiş bir lise birde Askeri Kışla var. Samsun Çarşamba’da bir lise ismi, Ankara’da bir cadde ismi, bir okul ismi var. İstanbul Harbiye Müzesi’nde eserleri ve şahsi eşyaları sergileniyor! Evet Bor Ahd-e Vefa yapmıştır. Ama yetmez! Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı 1960 İhtilalının verdiği duygularla okulun ismini Bor’lu bir şehit ismi vermiştir. Kışla malumunuz, Türk Ordusu’nda vatana sadakat kadar onurlu olan diğer güzel bir şeyse şehidine sahip çıkmaktır. Ve çıkmıştır. Bugün askeri fabrikayı da sınırlarının içine alan devasa bir askeri kışlaya verilmiştir!

Ya Bor, Bor Halkı…

Evet doğduğu ev müze haline getirilir mi bilinmez! Ama evin yerini bugün yol olduğunu duyunca insanın kahırlanmaması içten bile değildir! Fakat Halil Nuri Yurdakul gibi Bor’lu birisinin Bağımsızlık Savaşı’na büyük katkısı olan Şehit Pamir için bu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda bir şeyler yapılması gerek. Çünkü Kore bile şehidine sahip çıkarken, biz gazimize sahip çıkmamız artık bir onur meselesidir. Bir heykel olur, bir cadde olur artık Nuri Pamir için toplum hafızasını yenilemelidir. Çünkü bizler Şehidimize, gazimize sahip çıkmadıkça onlarla övünmedikçe yapacağımız tek bir şey kalıyor “Helal Olsun Kore’ye…”

 
Toplam blog
: 16
: 799
Kayıt tarihi
: 23.04.10
 
 

1983 Niğde doğumluyum. Yaklaşık 6 yıldır yayın sektörü içindeyim. Halen Anadolu Haber Gazetesi'nde g..