- Kategori
- Şiir
Kalbim acıyor
İmdat veriyor kalbim.
Hayret!
Bütün uzuvlarım kışladı birden göğümde
Rüzgarları da katıp önüme estim durdum kendime.
Tam azat ediyordum ki buz kesti duygularım
Çiçeklenen eriklerle birlikte baharları seyrettim öylesine.
Kader mi bilmem ama rastlamadım hiç bana..
Kulağımla selamlaşan akşam ezanıyla yüreğimden geçen en şeytani düşünceleri huzura yolladım..
Varsın tövbe etsinler de beni günaha sokmasınlar..
Emanet gözlerle seyrettiğim sinsi cinleri
Mekanı olmayan zamanlara hasır altı edeceğim..
Yarattıklarının tümüne olduğu gibi,
Gördüklerine şahitlik edenlere de şahittir yine rabbim..
Dinle bak ne diyorum!
Kulaklarımı ateşe tuttum
Kor ateşler gibi yansın da
Senden haber duymasın diye
Hiç peşinsiz teslim oldum ve gittim..
Yeter ki sensiz olsun
Kaderi belirsiz yarınlar.
Beni ne zannettin ki
Kayıp dünyanın kayıp bedeni mi?
Bak ateş yanıyor
Ama rüzgar yok ki üfleyecek
Ya da dumanı öteye kim götürecek?
Dikkat et!
Yürüdüğüm her yol benimdir sakın durdurmaya kalkma! ! !
İyi dinle!
Duydun mu hiç sen?
Hamdım
Piştim
Yandım
Yanmadan pişilmiyor
Pişmez isek çiğ kalırız
Çiğ insan sevilmiyor canım
Şimdi git!
Gözüm seğirmesin seni
Benden uzak ol da
Git
Kaf Dağına Sultan ol..
Tek bir Beyaz Düş için!
Bin defa maya tutar bu ömrüm..
Nedense
Senden ebedi bir eser görünmüyor canım...
(Sabiha Rana)
Dokuz Mart İki Bin Altı
Kaynak: Antoloji kayıtlarından: http://www.antoloji.com/sabiha_rana