Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kaleiçi günlüğü

Kaleiçi günlüğü
 

‘yeter üleynnnnnn’...

Bir süredir bunun hayalini kuruyor olmalıydı, sonunda yaptı işte.

Patronunun ve müdürünün elinden kurtulup attı kendisini sokağa.

Ceplerindeki sipariş fişlerini, üzerindeki dandik iş önlüğünü yırtıp fırladı.

Bir eli ile hala tepsiyi tutuyor diğer elinin parmaklarını ortada toplayıp ‘izah işareti’ yapıyordu bi yandan.

‘12 lira... Ecdadını.... 12 lirasıyla ben nasıl geçineyim ulan...’

Sonrasında Yengeç Restoranın şef yardımcısı Ali, Arnavut kaldırımlara öyle bi çarptı ki elindeki bira ve karides güveç dolu tepsiyi, çıkan gürültüden irkilip ayağa kalkıyorduk az daha.

İçinden ‘keşke yapmasaydım’ sesleri de gidip geliyordu belki ama olmuştu bi kere.

Geri dönülmez bi noktadaydı artık, şu andan itibaren çok iyi başladığı ‘delirmiş adam’ rolünü harcayamazdı herhalde.

Sokak kedileri kaynamış karideslere bi anda atladıklarına pişman olmuş gibilerdi.

...

Okullar açılmış, yağmurlar coşmuş, Ruslar Yaz anılarını unutmaya başlamışlardı artık.

Henüz cümle turizm iş göreninin kenara 5 kuruş para atamadığı zamanlarda olup bitmişti bütün bunlar.

Ekonomik kriz, sigara yasağı, Ramazan derken enlemesine gitmişti buralarda mekancılık işleri.

İşlerin hal-i hazırdaki bu mantarlığı yetmiyormuş gibi polis, zabıta, belediyeci diş bileyebildiği mekanlara ‘sesi çok açtın, masayı yanlış yere koydun, yangın tüpünü nerene soktun’ diye eşek yüküyle ceza kesiyordu.

...

2) Biz şimdilik yanımıza gelen ve bir sigara- bir bardak da votka kola ile rahatlatmaya çalıştığımız Ali abimize geri dönelim.

‘bende üç çocuk var abem... zor’

Ali abi de Antalyalıydı galiba. (Antalya’da yaşayan bi Antalyalıysanız bazı zamanlarda bi hemşehrinizle karşılaştığınıza sevinirsiniz ve ona şöyle sorarsınız ‘Neresinden?...’ Yadırgamayınız)

‘iyi de abi her türlü gideri yaptın adamın mekanında, uğraşmasın şimdi seninle bu’

‘ne uğraşacakmış... Ülen 12 lira yüzde mi olur....o değil onun feriştahı gelsin 7 sülalesini haklarım ülen!’

‘aman abi sakin, bakıyo elemanlar’

‘baksınlar ülen! benim neyim var kaybedecek’

Ali abiye votkayı dayamakla iyi bi halt etmediğimi anladıysam da artık yapacak bi şey yoktu.

O rolüne devam edecekti anlaşılan.

‘benzin döküp yakarım ülen’

Yapamazsın Ali abi. Yapma da zaten...

...

Sahi benim de rollerim vardı, yediğim son nutuktan sonra mavi saçlıma efendi bi sevgili olacağıma dair bir sürü söz vermiştim.

Üstelik ikna da olmuştum.

‘yazılarındaki gibi yaşaman şart değil’ demişti.

‘peki şarkılardaki gibi yaşayabilir miyim öğretmenim?’

‘şarkıya bağlı’

anlaşılan hayat bi yaz şarkısı değildi ve...

Eve çok geç kalmasam iyi olacaktı.

Ya da bir bira içimi Bademaltı’na uğrasa mıydım? Koca yaz geçti oturup sineriyle iki laf edememiştik Mahmut abiyle.

Hiç olmazsa Simurg’a gidip biraz Mustafa’ları dinleyebilirdim.

Ya da şuradan bi 20’lik votka daha alıp denize karşı kafayı iyice kırsa mıydım...

Şimdi mavi saçlıma telefon açıp ‘geç kalacağım’ dersem kızar mıydı?

...

3) 100.000. Y.A.Ş toplantısı (yüksek akşamcı şura) Simurg’taydı demek ki...

Oturacak sakin bi yer bulmak zordu.

‘vay babacan’

‘oo babacan’

‘melibaa’

‘naber lan keraneci?’

Biraz daha özenli giyinseymişim iyi olacakmış sanki.

(keraneci babandır ayrıca, aç karna içmeyin şu sulu biraları, maymunun oturma organı gibi sırıtıp, boş boş konuşuyorsunuz sonra)

Mustafa hiç kasmadan çağırdı beni sahneye.

‘aramızda değerli Okan abimiz var!’

Öyle ya abi olmuştuk artık buralarda.

Eskiden yani ‘yetenekli genç’ ken daha kolaydı hayat.

...

4) Hüseyni Çeçen kızı’nın üzerinde biraz oynanıp ‘mi minör’e göçürülmüş halini çaldık önce. Sonra –nedense dal boylumu söyledik.

Rakı buz- mevsim güzdü ve biz icra-i sanatkarlar ellerindeki ahşap sazlara sıkı sıkıya sarılmış hayatın orta sıralarından bi yer kapmaya çalışıyorduk ve ne tesadüftü ki bu anlatı tam da bi öncekinin başladığı yerde bitiyordu.

...

5)

‘uyanır uyanmaz yine duydum o kokuyu’...

 
Toplam blog
: 104
: 489
Kayıt tarihi
: 06.03.08
 
 

1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..