Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kalp sevmekten yorulmaz...

Kalp sevmekten yorulmaz...
 

Gülleri sakladın demek.. Otuz yıl be ağabey..Dile kolay

O kadar sene gül saklanır mı?

Ben bu işleri hep kadınlar yapar zannederdim.

Resmi var mı sende?

Allah için güzel kızmış.

Anlatmayacaksın değil mi hikayeyi..

İki duble rakıdan sonra kendi kendine ağlarsın bilirim..

Bu kenarı tırtıklı makasla kesilmiş siyah beyaz fotoğraftaki kız için mi evlenmedin hiç?

Ayrıldıktan sonra gördün mü bari?

Güllerin hikayesini anlatsan

“ 1977, berbat bir yıl bela üniversitelerde, yollarda kol geziyor.. Gazetelerden okuyoruz. İstanbul Hukuk Fakültesinde silahlı çatışma çıkmış dokuz öğrenci ölmüş arkasından, Erzurum’da ki Atatürk Üniversitesini can güvenliği olmadığı için süresiz kapattılar..

İstanbul’da Taksim meydanında 1 Mayıs işçi bayramı kutlamalarında 34 kişi öldü.

Nasıl kutlamaysa..

Benim hiçbir şeyden haberim yok ama

Televizyon yayınları haftada 65 saate çıkartılmış ona seviniyorum.

Siyah beyaz Grundik Televizyon evin baş köşesinde, rahmetli anam bir de dantel örtü örmüş, sorma gitsin.

Evde büyük tüp yok..

Piknik tüp var..

Tüpü değiştirmek benim işim, nerde eve tüp getirecekler…

Yahudi mahallesine sabah bir gidiyorum..

Gelene kadar akşam oluyor.

Boş zamanlarımda; evin arka bahçesinde, tel dolaptaki kıymayı kediler yemesin diye nöbet bekliyorum..

Hayalde kuruyorum haaa.

Bahçede birde Armut ağacı var..

Armutlar nah yumruğum kadar, olgunlaşan armutlar yüksek dallardan aşağıya bir düşüyor..

Yer beton, armut parça parça oluyor.

Kadınların şimdiki gibi Altınlı günler olmazdı..

Fakirlikten mi ne;kısır günü yaparlardı..

Sıra bize geldiğinde, bütün öteberiyi almak bana düşerdi..

İşte o kısır günlerinden bir tanesinde gördüm onu…

Annesi ile beraber gelmiş.

“Hani o ilk görüşte aşk” diyorlar ya

Vallahi doğru arkadaş…

Kıza nasıl ablak baktıysam, anam uyandı işi, beni bahçeden kovdu…

Hava kararana kadar sokağın köşesinde bizim evden çıkmalarını bekledim..

Bugüne kadar neden görmemişim ben onu!

Arkalarından evlerine kadar gittim..

Beni gördü ama

Arkasına bir kere bile dönüp bakmadı.

Ne bakacak benim gibi zibidiye..


Onların mahalleyi kendime mesken ettim..

İnsan bir cama çıkar, bir kapıya çıkar.Nerdeeee

Burnunu göstermiyor…

Bir akşam anama sordum onlar kim diye.. Bıyık altından güldü, anlattı sonra, anamın kızlık arkadaşıymış anası.. Aynı köydenler yani…

Bizim köyde kimimiz kimsemiz kalmadı, bayramda seyranda gitsek otobüste minibüste rastlayacağız ama……

Kısmet işte be….

Bak işte anlatırken dilim damağıma yapıştı..

Kuru kuruya da anlatılmaz ki bu şimdi….

Koş bir otuz beşlik kapta gel, yanına da biraz sucuk dilimlet……


Ulan Ali Büyük adamsın be!

İlacında büyüğünü almışsın otur hele otur…

Nerde kalmıştım..

- Otobüste, minibüste karşılaşamıyordunuz…

- İşine gelince nasıl domuz gibi dinliyorsun kitapsız….


Yemeden içmeden kesildim ben..

Yanıyorum arkadaş..

Öküz sevda çekiyor, ineğin haberi var mı? Yok mu? Belli değil…


Oturdum bir günde, sarı teksir kağıdına bir mektup döşendim mi..

Şiirler mi yazmadım.

Çiçek resimleri mi çizmedim…

Usulden o zaman, mektubun ucunu da hafif yaktım..

Fırsat bekliyorum mektubu vericem…

Beklediğim fırsatı bir düğünde yakaladım..

Beni görsen; yakası büyük gömlekler var o zaman… Üst düğmelerin ikisi açık…Saçlar limonlu.. Pantolonlar İspanyol…

Kızlarda diz üstü pilili etekler moda, her zaman nerde giyecekler düğünde müğünde işte..


-Sonra?

-Sonrası gül işte

- Nasıl gül…

- O kuruttuğum güller

-Yapma be ağabey….

- Hikaye güzel bitti mi?

- Bitti..

- Bundan sonrası B.k………………Boş ver….

…………………………………………………………………

- Yine ağlamaya başladın be ağabey….

- B.k dedim ya koçum…..sorma işte…..

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..