Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Kamer Genç sağlığının düşmanlarını buldu

Kamer Genç sağlığının düşmanlarını buldu
 

Kısa Kısa 

Kamer Genç Sağlığının Düşmanlarını Buldu 

Meclis'in "maraza" muhalefeti Kamer Genç, Sözcü Gazetesi'nden Saygı Öztürk'e verdiği röportajda sağlığının bozulmasının sebebini açıklamış: “Önce beyin kanaması geçirdim, şimdi kalp ameliyatı oldum. Beni bu AKP’liler hasta etti.”  

Bence Genç’i asıl rahatsızlık sebebi konuşamaması. Bağımsız milletvekili iken her fırsatta ağzına geleni söylüyordu. CHP disiplini altına girdikten sonra sesi soluğu çıkmaz oldu. 

BAP 12 Haziran Seçimlerine Katılmıyor 

Büyük Anavatan Partisi Genel Başkanı Emanullah Gündüz, 2011 yılında yapılacak milletvekili genel seçimlerine katılmayacaklarını bildirmiş ve demiş ki: “Bugün 2011’de seçimlere katılarak elde edeceğimiz hiçbir şey yok. Gerçekler göz önünde bulundurulmalıdır. Bugün, siyasal anlamda Türkiye’de taşlar bu seçim için yerine oturmuştur. 2011 yine AK
Parti’nin üstünlüğü ile sonuçlanacak bir seçimdir. Üç aşağı bir yukarı bugünkü Meclis aritmetiği ortaya çıkacaktır. Bu durumda seçime katılmak için para harcamak, enerji sarf etmek ve moral kaybetmek bizim için anlamsızdır.”
 

Doğru söze ne denir ki… 

Yanlış Adres 

Boşandığı eşi tarafından kıskançlık krizi sonucunda hunharca öldürülen Ayşe Paşalı’nın kızlarından Burcu Mürüvvet Yetkin, CHP Milletvekili Canan Arıtman’a gönderdiği mektubun bir yerinde, “ Okul masraflarımı karşılamak benim için hemen hemen imkânsız hale geldiğinden kurumunuzca mümkün olduğu takdirde tarafıma ve kardeşlerime öğrenim bursu sağlanmasını saygı ile dilerim.”  

Zor bir durum elbette. Üniversitede öğrenci okutan bir baba olarak ateşin düştüğü yeri yaktığını iyi bilirim. Ama bence gönderilen mektubun adresi yanlış. Çünkü Arıtman’ın partisi değil mi belediyelerin verdiği bursları iptal ettiren? 

13 Haziran Sabahı Kılıçdaroğlu’nun Durumu İçin Birkaç Seçenek 

13 Şubat 2011’de Sakarya'da yapılan toplu açılış törenine katılan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Benim partim ikinci p arti olduğu zaman ben Genel Başkanlığı bırakma sözünü önceden verdim. Biz alışılmış liderlik profili çizmeyeceğiz. Eğer milletimiz bize diyorsa sen ikincisin o zaman başarısız olduk çekilirim.” dedi. 

Erdoğan tünelin ucundaki ışığı görmüş olmalı ki sözünü sakınmadan söylüyor. Benim asıl merak ettiğim Kılıçdaroğlu’nun durumu. Bugünden görünen şekliyle partiyi iktidara taşıyamayacağına göre Kılıçdaroğlu 13 Haziran 2011 sabahı acaba ne yapacak? Seçenekler: 

a) Havlu atacak.
b) Seçimler (soğuk duş etkisi yapacağı için) üzerine soğuk duş alacak.
c ) Bakanlıklar yakınındaki bir kırtasiyeciden kalın bir kırmızı klasör alarak belge
bulmaya devam edecek.
d) Hatıralarını yazmak için inzivaya çekilecek.
e) Genel başkanlık günlerine ait ‘görsel kayıtları’ oğlu Kerem’e bir DVD’de
toplattıracak ve nostaljik “takılacak.”
f) Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin Türk Sanat Musikisi korosuna katılarak hüzzam bir
şarkıyı, “Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik / Partimizin de iktidar olmak emeli
vardı” şeklinde solo olarak yorumlayacak. 

Nimet Çubukçu’nun Anlaşılmaz Sözleri 

Hukuk kökenli Nimet Çubukçu ’nun biyografisine şöyle bir göz atarken aklıma Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında ve kuruluşundan bu yana Millî Eğitim Bakanlığı yapanların listesi ve eğitimleri geldi. Aman Allah’ım kimler var kimler? Son Bakan Nimet Çubukçu ile birlikte 1920 – 2009 yılları arasında 73 Millî Eğitim Bakanı. İlki hani şu meşhur Dr. Rıza Nur. Tıp doktoru. Lozan’da temsilci. “Hayat ve Hâtıratım” adlı 3 ciltlik eserin sahibi. Çok bilindikleri de var: Türk Ocakları Genel Başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, Peyami Safa’nın babası İsmail Safa, Can Yücel’in “hayatta en çok sevdiği” babası “felsefe” eğitimi almış hâliyle etkili, zamanında bastırılan eserlerle kültür coğrafyasını tam anlamıyla batıya ve eski Yunan’a kaydıran, rejime itaatkâr kitleler yetiştirme adına “enstitü” projesinin mimarlarından Hasan Âli Yücel, dil âlimi Tahsin Banguoğlu… 

Asıl garibi şu: İcracı bir bakanlık olan “ Milli Eğitim ”in en tepe noktasına getirilenlerin çoğunun “eğitim camiası” ile ilgisi yok. Öylesine bir bakışla taradığımda gördüm ki çoğu Nimet Çubukçu gibi “hukuk” kökenli. 

İşte bu MEB Nimet Çubukçu’nun 17 Şubat 2011’de atanamayan öğretmenlerle ilgili kurduğu cümleler beni gerçekten çok şaşırttı: "Gerekli olmayan alanlarda veya istihdam edilemeyecek bölümlerin açılmış olması ve bu alanda çok fazla sayıda öğretmenin mezun verilmesiyle ilgili bir problem." 

Adama (özür dilerim kadına) deyiverirler: Senin mensubu olduğun parti değil mi her ilde bir üniversite açarak Türkiye’deki üniversitelerin sayısını 156’ya çıkaran ve bununla övünen? 

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..