Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Siz hâlâ Soner Yalçın’ın kitaplarını okuyor musunuz? (II)

Siz hâlâ Soner Yalçın’ın kitaplarını okuyor musunuz? (II)
 

Soner Yalçın ve İki Arkadaşı Tutuklandı 

İkinci haber de mâlum: 'Ergenekon terör örgütü üyeliği, devletin gizli belgelerini ele geçirmek ve yayınlamak ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlarından Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Oda TV internet sitesinin sahibi Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu tutuklandı. Tutuklular, Metris Cezaevi'ne konuldu. (Gazeteler 19 Şubat 2011) 

Soner Yalçın’dan Adliye Çıkışı Küçük Bir Şov 

Saydığı isimlerle “gazetecilik” anlayışı açısından (Hele hele Abdi İpekçi ile asla!) hiçbir ilintisinin olmamasına rağmen günlendir susan Soner Yalçın adliye çıkışında mevzi genişletme adına 2 cümle ile şovunu yapıyor: "Biz bu bayrağı Uğur Mumcu'dan, Abdi İpekçi'den aldık. Onların yolunda gitmeye devam edeceğiz.”  

Uğur Mumcu’yu bir kalem geçin de yahu Abdi İpekçi’yi nasıl “bayrağı” olarak tanımlıyor Soner Yalçın? ‘Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı Efendi -2 (s. 229, 230, 248, 402, 410…) kitabında İpekçi ailesinin ( sabetayist – dönme diyerek ) ipliğini pazara çıkaran Soner Yalçın değil de başkası sanki… 

Anlamlandırılamayan Bir Buluşmanın Perde Arkası 

Dikkat ettiyseniz Soner Yalçın ve arkadaşları gözaltına alındığı gün Baykal ile Kılıçdaroğlu görüştü. Çok kişi ne olduğunu anlamasa da Soner Yalçın‘ın 27 Eylül 2010 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu’na iletilmek üzere basın danışmanı Baki Özilhan'a yazılan mektup ortaya çıkınca yapboz tamamlanıyor. Çünkü Halk TV’nin hisselerinin büyük bir kısmı Baykal’ın kayınbiraderine ait. 

Soner Yalçın’dan Kılıçdaroğlu’na Mektup 

Mektubun özünü Soner Yalçın’ın tespit edip adlarını verdiği ekibiyle birlikte Halk TV’ye tâlip oluşu. Soner Yalçın’ın mektubun bir kesit aslında Oda TV’nin de mantığını açıklıyor: 

"ABD'nin son seçimde Obama ekibi ilk kez bir yöntem denedi. Obama aleyhindeki iddialara pek yanıt vermedi. Medyada çıkan bu tür iddiaları Obama'yı destekleyen bir internet sitesi verdi ve çoğu asılsız iddialar 1-2 gün içinde kamuoyunda umduğu ilgiyi bulamadı ve unutulup gitti. Böylece Obama gereksiz polemiklerle zaman kaybetmedi seçim programında ne varsa onu harfiyen uyguladı. Referandum sürecinde sayın Kılıçdaroğlu bazı polemiklere girmek zorunda kaldı. Örneğin villa meselesi gibi. Halbuki bu tür iddialara yanıtı kamuoyunun takip ettiği bir televizyon vermeliydi. Bu televizyon diğer yandaş medya ile polemiğe girmeliydi." 

Soner Yalçın’ın Halk TV’yi aldıktan sonraki yapacakları, hangi ekiple çalışacağı çok net bir şekilde açıklanmış mektupta: 

"Kuşkusuz bu işi tek başına yapacak değilim. Bu bir ekip işi ve ekibimiz hazırdır. Bugün medyada sesi kısılmış işten atılmış yığınla yurtsever aydın gazeteci-yazar arkadaş var. Daha ayrıntılı yazmam gerekirse, haber merkezinde; Murat Ongun, Ahu Özyurt, Hakan Aygün, Özlem Gürses, Serdar Akinen gibi isimleri görevlendirirken ekran önüne program yapması için şu arkadaşlar bizlerle olacaktı: Ruhat Mengi, Mehmet Tezkan, Mustafa Mutlu, Nilgün Cerrahoğlu, Oray Eğin, Sedat Ergin, Nihat Genç, Emin Çölaşan, Mine Kırıkkanat, Şükran Soner, Yazgülü Aydoğan, Çiğdem Toker, Özlem Çelik, Orhan Bursalı, Nuray Mert, Pınar Türenç ve diğerleri...Bu güvenilir gazetecilerle ekrana çıkacağız. Biz Halk TV'ye talibiz ve CHP bir an önce devretmelidir. Bürokratik işlemlerle iş uzarsa zaman kaybederiz. En kısa zamanda CHP ekibi ile yan yana gelmeliyiz neyi, ne zaman, nasıl yaparız konuşmalıyız biz hazırız." 

Şimdi anladınız mı yukarıda adı geçenlerin gazete köşelerinde bu göz altılara neden bu kadar yaygara kopardıklarını? 

Çetin Soysal: “3 Bin Kişi Dinleniyor.” 

Aynı günlerde önce Kılıçdaroğlu, “Ailece dinleniyoruz.” İddiasını ortaya atarken CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, ““3 bin kişi dinleniyor, listeyi gördüm.” diyerek (bir bakıma) genel başkanına destek verdi. Oysa Şamil Tayyar’a göre (Ki yukarıdaki mektubu Tayyar’a ileten de CHP’li bir yurtsever! ) mahkeme kararıyla teknik takipte olan Soner Yalçın dinlenirken Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı 4 ayrı telefon konuşması kayda geçmiş. 

[Dipnot-1: Burada teknik takip ve dinleme ile ilgili bir ayrıntı ortaya çıkıyor. Meselâ aslında siz dinlenmiyorsunuz ama mahkeme kararıyla teknik tâkibe alınan / dinlenen biri ile görüştüğünüzde (o arıyor veya siz arıyorsunuz fark etmiyor.) dolayısıyla siz de dinlenmiş oluyorsunuz. ] 

Son söz: Bundan sonra ne olur, yargı aşamasında ne gibi gelişmeler meydana gelir bilemem ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Görünen o ki bu son “tutuklamalar”ın sebebi ‘muhalif basını susturmak’ ve / veya ‘tek sesli basın yaratmak’ değil. 

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..