Kan gözyaşı ve ölüm

İşte bir ses , öyle bir seski. Çağlardan gelen bir ses, hiç bir orkestra şefi bu kadar çılgın bir sesi yönetemez. Tarih bile tarafsız kalır, bu sese. Kan gözyaşı ve ölüm tarihini biz yazmadık, onlar yazdı sadece ben, bunu tarihten kopya ettim.

Aynen Musa (a.s)’mın asasının bir anda ejderha oluverip firavunun sihirbazlarının oyunlarını yiyivermesine benziyor. Kan Gözyaşı Ve Ölüm. İşte o çılgın ses…

KAN GÖZYAŞI VE ÖLÜM
Thames nehri üzerindeki köprüyü, uçaktan görünen katedrali, kralın büyük sarayını büyük çiftliklerinde ki şatoları gördünüz mü?

Ben gördüm. Ama; filmlerde ben tahmin ettiğiniz bu ülkedeki bu yapıları gördükçe, Afrika ormanlarındaki yerlilerin mermi ile parçalanmış vücutlarını, çöllerde top mermileri ile arkadan vurulmuş İnsanları, Okyanusya’da balta girmemiş ormanlarda ağaçlara asılmış insanları, akmış beyinleri, tarlalarda aç susuz çalışan kırbaçlanan zavallıları, ne için savaştığını bilmeyen süngülenmiş Anzakları Kan Gözyaşı ve Ölümü gördüm.

— Fransa denince aklıma Cezayir’de yaptığı katliamları. Afrika’daki soykırımı ve yamyamlar kıtası olarak bilinen tek koca çöllük kıtada Avrupa medeniyeti Yaşamaktan asla çekinmiyordu.

— Amerika denince aklıma şeytanı aklını şeytanca kullanabilen ideallerini gücü ile yerine getirebilmeyi hiçbir zaman beceremeyen örneğin; Vietnam, Somali ve günümüzdeki Irak 1492 cennetin keşfinde sözde kıtaya barış getiren ataları dedeleri dünyanın kuruluşundan beri özgürce yaşayan masum yerlileri katletmeleri aklıma geliyor.(İnkalar, Mayalar ve de Kızılderililer) …

—Rusya denince, sıcak denizleri ve 1978 Afganistan Yeşil kuşağını

- Almanya denince Tek kelimeyle Yahudilerin cellâdı ADOLF HİTLERİ.

—Yunanistan denince, Ege’de Yaptığı katliamları, Megole İdea’yı

-İsrail denince o taşla savaşan çocukları, Kutsal kitabı ve bir milletin yaşam için yaptığı binlerce yıllık mücadeleyi ne olursa olsun övgüyü hak eden kitabına bağlılığını hatırlıyorum…

Bizi her fırsatta eleştiren bu devletlerin gelmişi geçmişi evleri, sarayları, şatoları yedikleri, içtikleri, fabrikaları, zenginlikleri Kan gözyaşı ve ölüme dayanır. Yapılarında helal bir tuğla tahta dahi yoktur. İngiltere savaşlarda öldürdüğün binlerce Türkün kemiklerini kolonilerle ülkene taşıyıp ülkende un yapıp buğday tarlalarında gübre olarak kullandın bugün o buğdayları ekmek ve pasta olarak yiyenlerin torunları Sizin BİZE ŞİMDİ BORCUNUZ VAR.

KAYNAK: Genel Tarih.

DİPNOT: Bugün bize barbar diyen; soykırımcı diye adlandırma yapan şu yukarıda saydığım devletlerin ikiyüzlülüğüne ve tarihlerine bakın. Bize soykırımı yakıştırmaya çalışan bu devletler kime benziyor biliyor musunuz? Şapkasından hiçbir şey çıkaramayan bir sihirbaza! .....