- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kandid ya da uyuyan adama
Bu fotoyu O çekti.....Okuyun anlarsınız.....
O içeride uyuyor ...
Ben evimin balkonunda yalınayak, artık ağarmaya başlamış saçlarımın bir iki tutamı topuzundan kurtulmuş, rüzgarda savruluyor...
Sağ ayak bileğimde özel olarak yaptırdığım altın zincir parıldarken; üstümde geçen yaz ada halk pazarından aldığım yeşil çiçekli penye elbise sessiz gecede...
O içeride uyuyor...
O kadar uzun zamandır O’ NUN hayatındayım ki ben; O ise sonsuz sayılacak bir süredir benimkinde……..
O içeride uyuyor; anılar beynimde dans ediyor.
Uzun yıllar oldu böylesine baş başa kalmayalı çok uzun yıllar...
Derin bir sızı içimde...
Uzun bir yoldan geldik biz baş başa; yollarda durduk yedik içtik güldük...
Sonra evimde şimdi ; uyuyor gecenin sessizliğinde; saçlarını okşadım uyumadan önce...
İki gün önce karşılıklı yemek yerken bir kez daha buldum aradığım beni gözlerinde; KANDİD misali kendimi buldum kendi bahçemde...
O benim başladığım yerdi işte; devamını benim getirdiğim nokta...
Yıllarımın acısını silercesine; bene dair arayışlarımı bitirircesine O uyuyor içeride...
Saçlarını okşadım uyumadan önce...
İki gün önce karşılıklı yemek yerken; ben O’ na şımarırken; o yemek parasını öderken; ve gözümde siyah gözlüklerim kırmızı arabama binip yan koltukta o otururken; ne çok yaram sarıldı...
Bugün ufak ufak tartışırken bile……ya da hastanede gözlerimiz kavuştuğunda gülümserken...
Sen ey oğlumun odasında uyuyan adam;
Oluşum başlangıcım;
Kendimi arayıp ta sende bulduğum;
Gözlerimin rengini aldığım;
İyi ki bir kızın olsun istemişsin;
İyi ki yıllar sonra gelip ; benden çok senin olan fakirhanemi şenlendirmişsin...
Hem de bin bir itina ile bahçelerimde gezinmişsin….
Minik dünyamı şereflendirmişsin...
Kendimi arayışlarıma son verdin; ben benim işte senden gelen; topraktan türeyen; bozkırdan yetişen...
O uyuyor içeride;
Saçlarını okşadım uyumadan önce;
Oğlum odasını verdi dedesine...