- Kategori
- Gündelik Yaşam
Anlatamam sığmazsın

Ağva'da bir gün
İçimizdeki boşluğa sığdıramadığımız bir şeyler olunca söz söylemek ne kadar da zor oluyormuş. Uzun zamandır yazamadım kalemimin de boynu bükük kaldı kağıtlarımında...
Bir koca kış geçti, üzerinden yarıladık yazı. Aslında adetim değildir bakmam gerilere ama arasıra da olsa gidiyor insanın kafası. Ne uzayan ne kısalan hayatlar yaşar bazen insan. Gittim sanır bir de bakar bir arpa boyu bile yol almamış. Kendime itirafımda bu zaman diliminde kendimi nerede bıraktıysam orada buldum. Yani anlayacağınız bu defada kendimi kimseyle aldatmadım.
Kimsesizlik, yalnızlık, boşluk sık sık geldi ziyaretime oturduk karşılıklı iki tek attık. Ben sayfalar dolusu karaladım geceden sabaha sonra hepsini geridönüşüm torbasına attım. Ne de olsa çevreci insanım. Ruhumdaki bu azaba son bulacak bir olay henüz bulamadım. Dedim ki yazayım öylede olsa böylede olsa beni okuyan bilir.
Dilsiz bir aşkım var benim, kimliksiz, bedensiz. Ben ona ne yüklesem boş, bellek dolu almıyor bir türlü. Seneler geçmiş hani dedim ya bakıyorum arkaya ben değişmişim aşkım hiç değişmemiş.
İnsan aşık olunca bencil olurmuş derler aman o nasıl laf ben bende değilim ki. Sevgi dediğin karşılıklı olur derler tövbe ben sevmezsem kimse beni sevmez ki. Kafam iyiden iyiye karışıyor. Ne aradığım belli ne bulduğum, ne ben aranılan oldum ne de beni arayanı buldum. Nasıl bir kısmetmiş benimkisi her seferinde bittim.
Gölgeler uzuyor geceleri, kafamı bir sokak lambasının olduğu pencereden uzatınca. Aşağıda iki sokak kedisi ne olacağı belli olmaz belki miyavlamaları sevgidendir. Araba sesleri geceyi bozarken neredeyim diyorum, burası neresi. İki oda bir sofa bir ev bizimkisi. İçerisi yansıtmasada yüzlerimizi güzeliz aslında biz ayrı ayrı ama güzelliğimiz.
Beklediğimiz bir şey var sanki hissediyoruz bakınca yüzlerimize dikkatlice. Birlikte bekler gibiyiz aslında beklediğimiz kimler bilemeyiz. Bazen sarmaş dolaş olsada bedenlerimiz çok az birleşir ruhlar aleminde tenlerimiz. Aranılan bir ruh ikizi ise biz kardeş bile değiliz. Ne ben ona ne o bana itiraf etmesede kendimizle olmaktan bir hayli sevinçliyiz.
Kılıktan kılığa girer ya aşk işte size bir kılık. Aslında aşığız biz ama aşık olduğumuz bizler miyiz? Uygunluk kelimesi üzerine hiç bu kadar yorum yapmamıştım. Son zamanlarda elimde Türkçe sözlük habire okuyup duruyorum içimden de ezberini yapıyorum. Ekşi sözlükten falan bakıyorum durumlar epey bir ciddi. Kafamda yinede bir dünya soru işareti zaten bu aralar en çok sevdiğim noktalama işareti soru işareti. Her yere iri puntolar halinde çiziyorum şeklini. Beynimdeki fazlalıkları boşaltmak niyetim.
Uygun değiliz biz evet bunun bende farkındayım. Ama ne yazık ki bu engel olamıyor sana bakarken içimin titremesine, seni düşünmeme, seni istememe. Aslında hastalıklı bir ilişki bizimkisi hatta teşhisi konulamayan yada tedavisi olmayan hastalıklardan biri. Çözüm aramalı, bir bilene sormalı ama çözümlerde bilenlerde aynı çıkmazda kilitli.
Ne ne yapmak istediğim belli bu aralar benim, ne de ne olmak istediğim. Beynimin boşlukları o kadar doluyor ki sen benden uzaklaştıkça artık boşluklara bile sığmayacak bedenin. Umursamazlığın, soğukluğun artık bezdirdi. Aşk bir yerlerden çıkacak yol arıyor şimdilik.
Kalbinin içindeki yerden gelmiyorsa mutluluk ve huzur bulamıyormuş insan kesinlikle bu duyguları. O zaman dolu sandığımız yerde kocaman bir boşluk var demektir, artık ne kadar zorlasanda kimse sığamaz içeri. Ufak bir umut varsa hala ikimize dair ben hala kendimi bıraktığım yerdeyim.