Kapana düşen boz ayı

Kalemim karmaşık duygular içinde. Söze nasıl başlayacağına karar vermekte bile zorlanıyor.

Ülkemin Cumhuriyet değerlerine karşı iç ve dış düşman planlı ve de sürekli bir saldırı içinde.

İlk eylem, İstanbul’da çağlayan adliyesinde, Cumhuriyetin Savcısına karşı yapıldı. DHKP/C'li oldukları iddia edilen Teröristler C.Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı önce rehin aldı sonra şehit etti.

Hedefte Kim Var?

Adının Başında Cumhuriyet olan Savcı! İkinci Saldırı İstanbul Emniyeti’ne karşı düzenlendi.

Hedefte kim Var?

Türk Polisi ve Polis Teşkilatı!

Şimdi sıkı durun önünüze sizinde bildiğiniz bir gerçeği altını çizerek getirecek ve dikkatinize sunacağım.

Türkiye’de resmi kurum ve kuruluşlardan çok azının adı cumhuriyetle(!) birlikte anılır.

Mesela, Türkiye Cumhuriyeti Cumhur Başkanı,Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Cumhuriyet savcılığı, C.Savcısı, Cumhuriyet Hükümeti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti vs!

Önüne “Türk” eklenen Kurumların başında da sadece  “Türk Silahlı Kuvvetleri” gelir.

Terörün hedefinde, kim ya da kimler var; sorusunu sormanın zamanı değil mi şimdi? Teröristin adı çok da önemli değil. 

PKK/KCK-DHKP/C falan filan hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devletini düşman kabul etmiş, kendilerine hedef olarak seçmiş ve kalleşçe sırtından vurmayı savaş zanneden kiralık katiller.

Türkiye’nin birliğine, bölünmez bütünlüğüne, muhasır medeniyet hedefine ve de emniyet ve asayişine; musallat olan teröristlerin acımasızca kalleşçe saldırısında mertlik göreniniz var mı?

Var diyenin alnını karışlarım…

Teröristten mertlik beklenir mi diyenleri duyuyorum. Belki mertlik beklenmez de vicdan/insanlık vs beklenmeli.

Her ne kadar beyinleri yıkanmış, ellerine silah tutuşturulmuş olsa da nihayet o da insan! Gerçek manada olmasa da objektife düşen resim insan gibi duruyor.

İnsan gibi duranlar sadece teröristler mi? Hani Mevlana Celalettin Rumi “Ben nice insan gördüm üstünde elbise yok, Nice elbise gördüm içinde insan(Adam)yok” diyordu ya işte bu gün çevrenize bakınca derinliği ve anlamlı her geçen gün daha çok anlaşılan deyim, çarpıcı biçimde su üstünde yüzüyor.

Yazıyı kaleme alırken sosyal medyada gözüme samimiyetsiz bir cümle takıldı. Bu cümleyi görmezden gelip geçmek kaleme ihanet olurdu. Bu yüzden gözden kaçıran okur için satır aralarına sıkıştırayım istedim. 

Hani” TC” tabelalardan sildiren, Türk dememek için “Türkiyeli” icat eden: Türk ya da Türkiyeliyim diyemeyen bunun yerine “Bu Coğrafyanın çocuğu” cümlesini kuran biri var ya: işte onun başına kocaman bir taş düşmüş!

Bakın yeni kurduğu cümleye, “Başkanlık sistemini kendim için istemiyorum, Türkiye Cumhuriyetini garanti altına almak istiyorum” içinde hem TC var hem de Türk var!

Bizde bu samimiyetsiz, riya kokan cümleye kanalım değil mi?  Zaten kurulan cümlenin gerçek amacı da civcivler yesin diye ufak ufak atılan yem!

Nereden başladık nereye geldik? Terörün hedefinde de TC. Devleti var, civcivler yesin diye ufak atılan kelime oyunu içinde ve hedefinde de Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet kol geziyor.

Türk milleti tuzağı görmez ise kış uykusundan yeni kalkmış boz ayı misali gelip kapana düşecek..