Kapı gıcırtısı...

Hani bazen insan kendini eğlenecek mod'da hissetmezken bara gider de oynayamaz, eğlenemez, kendi haline insanları izler, her dakika gözü saatte olur üff bitse de bu işkence eve gitsek diye, sanırım kendimde gördüğüm en önemli özelliklerden biri bunun benimle bir bağlantısı olmamasıdır.

Dans etmek için zaman gibi bir kavrama hiçbir zaman ihtiyacım olmadı benim, müziği hissetiğim anda oynayabilmek içten gelen birşey, doyamıyorum, saatlerce dansedebilir kendimi ertesi gün yaşayacağım eziyete bir gün öncesinden kaptırabilirim, deşarj olmak benim için dansdaki bir diğer amaç, en keyifsiz, mutsuz anlarımda bir o kadar daha iyi dans ediyorum, müzik ruhun gıdasıdır derler ya, gerçekten benim için belki hayatın da anlamı, düşünsenize müzik diye bir şey yok, kimbilir insanların ruh halleri ne halde olurdu, aşk daha bir güçlü, sevgiler daha bir sağlam olabilir miydi?

Bugün pazartesi ben daha şimdiden, gelecek olan hafta sonunu iple çekiyorum, bir idealim var yapamadığım danslar salsa ve tango, umarım onu da öğrenebilirim, ömrüme ömür, hayatıma anlam katan bu zevki daha coşkulu yaşayabilirim.