Kaptan mağra adamı

Ziyaretçi defterlerinde, misafir köşelerinde yer alan görüş, düşünce ve polemik içeren yazılara cevap vermek, destekler mahiyette kalem oynatmak tarzım değildir.

Ziyaretçi ve misafir köşelerinden konular çıkarmayı çok akılcı bulmam.
Okumayı ve bir kenara not etmeyi daha uygun bulur, iki dudak arasından dökülen sözlerin kendini ifade noktasında kifayet etmeyeceğini bilirim.

Konuşurken;vücut dilini, kaşı, gözü, eli, ayağı da izlemeyi, görmeyi yeğlerim.
Ancak buna rağmen;misafir ve ziyaretçi defterlerinde, inanılmaz zeki ifadelerle karşılaşmıyor değiliz.

Çok espritüel yaklaşımlar, sayfalarda izah edilemeyecek bir konuyu, iki kelimenin arasına sıkıştırmayı başaran, sayıları hayli kabarık okurlar , yazarlar, ziyaretçi ve misafirlerimiz var.

Bazen;ben neden düşünemedim.? Olurum.!
Bir yumruğun verdiği sersemlikten, bir kurşunun yara acısından fazla hükmü olduğunu düşünürüm, bu tür sözcüklerin.
Baybars Türkeli rumuzu ile Bolu Gündem’e yazan bir ziyaretçi “KAPTAN MAĞRA ADAMI” deyimini kullanmış bir yazısının sonunda.

Müthiş bir benzetme ve harika bir espri anlayışı ile kaleme aldığı yazısında, Taş Devri benzetmelerinin ardından,
“KAPTAN MAĞRA ADAMI” deyimi ile özetleyivermiş eleştirilerini.
Akıldakini bu kadar naif bir şekilde anlatabilmek, eleştirilerini espri kotasında bu kadar can alıcı bir şekilde sunabilmek gerçekten dikkatimi çekti.

Buradan ders çıkarmak lazım.Dersler çıkarmak, gelişigüzel konuşmamak, edep ve etik diye bir kavramın da olduğunu bilmek lazım.
Bolu ve ilçelerinde bir çok internet gazetesinde çok önemli kalemler, kanaat önderleri, yazarlar, çizerler mevcut.

Bir çoğunu ayrı tutar, takip eder, okur... Fikirlerine katılsam da katılmasam da, saygı duymaya özenirim.
Ancak vakıa öyle bir mecraya sürüklenmektedir ki,

Megaloman hisler, reyting hesapları, kin ve nefret duyguları, çamur iddialar aldı başını gidiyor. Zavallı, hazırlıksız, biçare takımların korner kazanıp, bir gol atabilir miyim? Düşüncesiyle,

Bazı sözüm ona köşe yazarları köşelerinden ve bazı ayaklı gazeteler gittikleri her yerden köşe atışına özeniyorlar.
Orta yapayım, belki gol olur hükmüyle, biçare bekleyiş içindeler.

Kimi;
Doğu’ya çevirmiş yüzünü. Neden batmadın .?. Sorgularında.!
Kimi Batı’ya dönmüş.? Neden doğmuyorsun.?.Ucuzluğunda.!

Köşe Gönderi’nden,
Ziyaretçi defterlerinden yazılan, Misafir köşelerinden sunulan yazılar gibi fanteziler üretmek yakışmıyor. Bu işin, ağabeyliği, köşenin ağırlığı, kanaat önderliğinin bir anlamı kalmıyor.

Tıklansan ne olur, tıklanmasan ne olur.?

Hayat,
Bir şekilde günlerinizin üzerinden tıklaya tıklaya acımasızca yoluna devam ediyor... Ağır aksak bazen de Rahvan, adım adım, seni beni çiğneyerek ilerliyor.

Üslup, Tarz, Stil her ne ise o... Yazım dili çok önemli.
Akıl vermekten daha çok akıl üretmek gerekiyor galiba.

Sadece yazanlar değil, bu Coğrafya'da yaşayanlar, nefes almak için bir sebebi olanlarda dikkat etmeli.
Saygıyı hak eden yazarlarımıza toplum olarak sahip çıkmalı,

Yazdıkları ile örtüşen... Bu değerli insanlara, Yıldız’lara, yaşam biçimlerine, inanç ve felsefelerine, ürettikleri, verdikleri pozitif enerjilerine saygı duymayı öğrenmeliyiz. Yoksa;

Haddimizi, kariyerimizi bilmeden sallamak, yazmak, çizmek, mahalle aralarında, odalarda, lobilerde, masalarda dedikodu üretmek ucuzluk getiriyor.

Hal böyle olunca;
Ziyaretçi defterinden seslenen... Baybars Türkeli’nin dediği gibi;
“KAPTAN MAĞRA ADAMI” kimliği,
Bulunmaz Hint kumaşı olup..
Tıklanıyor Velhasıl.!