Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kara; kömür karası olsun ziyanı yok...

Kara; kömür karası olsun ziyanı yok...
 

Arap saçına döndük...

Bir makas bitti…

Çivi çiviyi söker…

Söker abi…

Mizahi yazarak, alttan alarak, sakinleştirici olmak lazım diye.

Düşünüyordum ki…

—Yok, yok hala öyle düşünüyorum.

Şu anda bu kadar çok ateşe benzin döken varken …

Dozun artacağını daha önceki tecrübelerden hissediyorduk…

Ama…

Mersin’de bir kahvehane…

Terör örgütü yandaşları ellerinde, Molotof kokteylleri atıyorlar içerdekilerin üzerine.

İçerdekiler, kendilerini yanmaktan tuvalete kaçarak kurtarıyorlar.

Yani dışarıdakiler içerdekileri yakmak için…

Olaylara maruz kalanların dilinde…

Eğer bunlar Kürtse biz Kürt değiliz diyecek kadar…

Bunun etnisiteyle, dinle değil farklı bir şeyle ilgisi var.

Ya…

Neyse.

Bir video izledim. Sivil bir güvenlik görevlisinin PKK yandaşları tarafından linçine evet yanlış duymadınız linçine ramak kalmıştı. İçlerinden biri diğerlerini durdurdu da adamcağız kan revan içinde…

Sopalar, tekmeler, jiletler…

Hani Çin’de daha birkaç ay öncesi yaşananları izlerken kanım donmuş, gözyaşlarım gözlerimde kalmıştı ya aynen öyle oldu ve inanın gerçekten vücut ısımın düştüğünü hissettim bu sefer.

Nasıl bir öfke bu yarab?

Nasıl bir nefret?

Kahvehaneye yapılan saldırıda korkutmak değil yakarak öldürmek için…

Çok düşündürücü…

Ürkütücü?

Hayır düşündürücü…

Ve bir başka düşündürücü olayda Bursa’daki 19 maden işçisinin ölümü üzerine…

Devlet 100 milyon Bursa valiliği 100 milyon yardımda bulunuyor ölen işçilerin ailelerine.

Kişi başı 10 milyon.

Bir hayata biçilen bedel.

Peki devletin bu yardımından niye memnuniyet duyamadım?

Madeni işeten şirket vukuatlı.

İşçi ölümleriyle bundan öncede karımızdaydı.

—Peki böylesi bir vukuatı olan şirkete tekrar yetki veren kim?

Gaz olduğunu bildiren 1, 5 milyonluk bir alet sadece tek kişide var ve bu kişi dışarıda olduğundan…

Maden kazaları dünyayla kıyaslandığında ışık hızında…

Sebep?

Bir kontrol mekanizması yokta yâda varda ama delinen kontrol mekanizmaları yüzünden olabilir mi?

Daha önce işçi ölümleri yaşayan bir maden şirketinin şimdiki olayında 19 işçi canından oldu.

Sadece ölen 19 işçi mi?

Babalarına sarılamayacak çocukları onlarda öldü aslında.

Baba diyememenin özlemiyle yanıp tutuşan çocukların vebalini taşımak bu şirket sahiplerine pek ağır gelmemiş görünende anlaşılan..

Ölümlerden sonra konuşmaya başlayan diğer işçiler;

Gazı haber veren aletlerinin, hatta ışıklarının olmadığını söylüyorlardı.

Yazık!

Maden şirketi hangisine para yetiştirsin.

İşçilerin güvenliğinden kısıp çalışma izni verenlere…

Toplum olarak, medya olarak bir olay oluyor ve o an için;

Haberdi, ah! Vahtı sonrası unutuyoruz.

Takip etmiyoruz.

Bakın bu olaylardan derste almıyoruz.

O an haber, o an araştırma, o an ah! Vah!

Sorumlular sonrası ceza aldı mı?

Maşalar ceza aldı , onlarda maşaların ailesine mi baktı?

Şu an ne yapıyorlar?

Belki de 7 işçinin ölümüne sebep olan şirketi takip etmeyi başarabilseydi toplum ve medya şu an…

Unutan milletiz vesselam…

Trafik canavarlarını da, Depremde pisi pisine ölenleri de ve tabii metropol kentteki, selde bir minibüs içinde boğulanları da unutuyoruz…

Unuttuğumuz içinde…

Kömür karası, ekmek parası için…

Şerefli insanlardı onlar… Dünyadaki en zor mesleklerden birini yapan şerefli insanlardı…

(Yerine yenileri bilmem kaç metre yerin sonsuzluğuna girecek, gecesi, gündüzüne karışarak ekmek parası uğruna…)

Unutursak yine bu şirketin vukuatına rastlarız nasılsa haber bültenlerinde, gazetelerin sayfalarında…

Tarih tekerrürdür, ders alınmadığı sürece…

Dip not: MEML önünde bir kaza olursa vebali kimin?

 
Toplam blog
: 334
: 456
Kayıt tarihi
: 26.07.07
 
 

Yaşama değer veren bakış açısıyla biraz antika sayılabilecek düşüncelere sahip bir insanım. Geçmişte..