Kara kutuları kim inceledi?

Atlasjet Havayolları'nın İstanbul-Isparta seferini yapan ve içinde 50 yolcu ile 7 mürettebatın bulunduğu MD tipi yolcu uçağı Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Çukurca bölgesi yakınlarında düştüğü kazadan ekranlarımıza yansıyan ilk görüntüleri sanırım bir çoğunuz bugün gibi hatırlıyorsunuzdur.

Kurtulan olmayan kazada Süleyman Demirel Üniversitesi'nin davetlisi olarak, "fizik" konusunda konferans vermek üzere Boğaziçi ve Doğuş üniversitesinden gelen bilimadamları da bulunuyordu
 
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Arık, araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan.

Prof. Dr. Engin Arık'ın, 'European Organization for Nuclear Research (CERN)'deki 'Atlas Deneyi'nde çalıştığı, ayrıca bu 6 bilimadamının 2 yıl önce başlatılan ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen "Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları" projesinde görevli oldukları bildirildi.
 
Bu arada, uçakta 49 değil, 50 yolcu olduğu anlaşıldı. Uçakta ölenler arasında 1.5 aylık bir bebek de bulunuyordu.

Kara kutu çözecekti

Süleyman Demirel Havalimanı'nın yaklaşması ve görüşü gayet kolay bir havaalanı olduğu halde garip bir şekilde facia ile son bulan kazanın üzerindeki sisi kazanın en sadık şahitleri olan kara kutular açıklayacaktı, "Bundan sonraki safha kara kutunun bulunup incelenmesiydi…

Kara kutular bulundu
 
Uçağın kara kutuları da öğle saatlerinde bulundu. Kazanın nedenlerini araştırmak üzere oluşturulan kaza kırım heyeti, enkaz bölgesinde yaptığı arama çalışmalar sonucunda kara kutu olarak adlandırılan CVR VE FDR cihazlarına ulaştı

Kara kutular Lufthansa’da İncelenecekti

İstanbul-Isparta seferini yaparken düşen Atlasjet Havayollarına ait uçağın kara kutuları çözümlenmek üzere  halen ikamet etmekte ve vatandaşı olduğum Almanya'ya gönderildi haberi beni bir hayli şaşırtmıştı..

Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden edinilen ve Anadolu Ajansı aracılığı ile medyaya yansıyan haberlere göre, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce kazayı aydınlatmak üzere emniyet altına alınan Kokpit Ses Kayıt Cihazı (CVR) ve Uçuş Veri Kayıt Cihazı (FDR), 4 uzmanın yanı sıra ABD'den üretici firmadan temsilcilerin katılımıyla Almanya'ya götürülmüştü  

Kara kutuları Almanya'ya götüren ekipte Ulaştırma Bakanlığınca kazayı soruşturmak üzere oluşturulan uçuş emniyet komisyonunun üyeleri Feridun Seren (BBP kazasından Tutuklu uzman), Hamza Dinç, Nuri Sakarya ve Seyfettin Keskin yer alıyordu.

Kara kutuların dünyanın bu alanda en gelişmiş laborutavarları arasında gösterilen Lufthansa'ya ait laboratuvarlarda inceleneceği öğrenildimde ise şaşkınlığım hat safhaya ulaştı..

CVR'ın çözümlenmesiyle kokpitteki konuşmaların yanı sıra pilotların kaza öncesinde kule ile yaptığı son görüşmeler saptanacaktı ve bunu istemeyen kişler olduğu muhakkaktı...  

FDR cihazının deşifre edilmesiyle de uçağın kaza öncesindeki göstergeleri tespit edilerek kazaya ilişkin bulgulara ulaşılarak kazanın net şekilde aydınlatılması yerine karanlıklara gömülmesi kimlerin işine gelecekti bunu sonraya bırakalım..

 Lufthansa teknik ile görüştüm

Tüm bu gelişmelerde daha önce Almanya sınırları dışında meydana gelen bir kazanın kara kutularının Lufthansa tarafından incelenmesi teorisi bana mantıksız geldiği için Lufthansa tekniğin yönetiminde görevli bir tanıdığım ile 24.11.09 tarihinde görüşerek Atlas jet Isparta kazasına ait kara kutuları inceleyip incelemediklerini sordum. Son derece şaşkın bakışlarla Lufthansa tekniğin üst düzey yöneticilerinden M.E kendisine 2-3 gün süre vermemi 2007 yılına ait dosyaları ayrıntılı şekilde araştırılması konusunda direktif vermesi gerektiğini üstelik bu araştırmanın Lufthansa tekniğin yanı sıra Lufthansa havayollarında ve Almanya’nın Bremen, Hamburg,Frankfurt kentlerindeki merkezlerde  de 2007 yılı dosyaları araştırılmaya başlandı..24.11.09 tarihinde başlatılan bu detaylı araştırma Türkiye’de bayramın ilk günü olan 27.11.09 tarihinde tamamlandı ve Lufthansa teknik’ten M.E ile bir kez daha görüştüm. (Görüşmemizin bant kaydı altına alındığını ve verdiğim bilgilerin bantta kayıtlı olduğunu söylelemde yarar vardır diye düşünüyorum.) M.E bu görüşmem de son derece sinirli ve bir o kadar da şaşkın bir şekilde , İnanamıyorum tüm bunlar doğru olamaaz diye başldı sözlerine.. Kendisine neye inanamadığını ve biraz sakin şekilde araştırmanın sonucunu anlatmasını istedim.

Sonuç aynen düşündüğüm gibiydi. Lufthansa teknik’ten M.E; Almanya sınırları içerisinde meydana gelen kazaların enkazlarından kara kutuları kendilerinin çıkarttıklarını ancak yurt dışında (Türkiye) meydana gelen bir kazanın kara kutu kayıtlarını kesinlikle incemediklerini bir istisna yapılmış olabilir mi acaba diye benim ricam ile 3 gün boyunca 2007 yılına ait tüm dosyaları incelediklerini belirtti

SONUÇ TAM BİR SKANDAL

2007 yılında Atlas Jet havayollarına ait olan MD tipindeki yolcu uçağına ait SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN YADA BAŞKA BİR KURUM’DAN NE LUFTHANSA HAVAYOLLARINA NE DE LUFTHANSA TEKNİĞE KARA KUTULAR HİÇ BİR ZAMAN GELMEDİ VE BURADA İNCELENMEDİ

Ancak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü`ne göre kara kutular Almanya’da Lufthansa tarafından incelenmiş ve boş çıkmıştı. Kara kutuların boş çıkmasının yolcu yakınlarına ödenmesi gereken tazminat ile yakından alakası olmasını göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Nedenine gelince, kazada pilotlar suçlu çıkarıldı ve bu yüzden montreal ve Brüksel anlaşmalarına göre ödenmesi gereken yüklü tazminatlar kuşa döndürüldü… Ancak kara kutulardan çıkacak sonuca göre uçakta teknik bir hata olduğu ispatlanmış olsa idi yolcu yakınları en az 200 bin dolar gibi tazminatlar alabilirdi (Kişi başı) Bu elim kazada (!) hayatını kaybeden bilim adamlarımız hayatta olsaydı Barış Kartalı projesi sonuçlanmış olacak ve Türkiye ASKERİ HAVACILIK ALANINDA ÇAĞ ATLAMIŞ OLACAKTI

GÜNCELLENDİ   GÜNCELLENDİ   GÜNCELLENDİ  GÜNCELLENDİ

Kara kutuların Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından Anadolu Ajansına açıklandığı gibi Almanya’nın Lufthansa Teknik birimlerince incelenmediği daha doğrusu oraya götürülmediğini ortaya çıkarmış ve sizlerle 2009 Aralık ayında paylaşmıştım.

Ancak Devletin Haber Ajansı olan Anadolu Ajansı’na ait olan bu haber maalesef yanıltıcı gerçek dışı olduğunun harkına vardım.

Bunun üzerine kara kutuların Almanya’daki Bundesstelle für Flugunfalluntersuchung, Braunschweig (BFU) kurumuna getirildiğini öğrendim.

TARİHİN SEYRİ DEĞİŞTİRİLDİ

Burada çok önemli bir takım gelişmeler yaşandı. Hiç alışık olmadığımız bu gelişmeler, Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü uzmanlarının BFU birimleri ile bir protokol imzalamaları ve sonrasında kara kutuları kendileri incelemeleri idi.

Evet değerli okurlar yanlış duymadınız. Çok uzun yıllar eğitim aldıktan ve lisans sahibi olduktan sonra çok dikkatli ve titiz çalışmalar ile incelenmesi gereken aynı zamanda en ufak bir yanlışın karakutuların içindeki bilgileri yok etme riski bulunan kara kutular maalesef Türk Sivil Havacılık Genel Müğurlügü’ne bağlı ve BBP helikopter kazasından da tanıdığımız Feridun Seren Başkanlığındaki eğitimsiz kaza kırım ekibimiz tarafından incelendi ve içindeki bilgiler kasıtlı yada kasıtsız bir daha asla geri gelmeyecek şekilde imha edildiğini Almanya’da BFU görevlişi ve kaza araştırmaları yapan aynı zamanda Feridun Seren ve ekibini de tanıyan Hans-Werner Hempelmannile yapmış olduğum görüşmede net şekilde öğrendim

Arkasından Türk medyası aracılığı ile kamuoyuna kara kutular Almanya’da incelendi (Sanki Almanlar İncelemiş gibi) ancak boş çıktı dendi.

57 değerli insanın hayatını kaybettiği facia’nın tek tanığıda bu şekilde yok edildi.

SKYSUNHABER.COM

 Volkan Sürmeli

http://www.skysunhaber.com

 Volkan@skysunhaber.com