- Kategori
- Aşk - Evlilik
Kara sevda mı? Aşk mı?

İnt.Alıntıdır. (AŞK ENGEL TANIMAZ YA SEVDA ? )
Kara sevda, kara sevda dedikleri daha ne olabilir ki! Anlatılamayan pek çok şeyle birlikte delicesine sevmektir. Şarkılar anlatır kara sevdayı, ama, yaşayan her insan için farklıdır tanımı. Binlerce yıllık tarihimizde dünyaya hükmeden tüm hükümdarlar, sevda karşısında beyinlerine de, kalplerine de hükmedememişlerdir. Aşk hafif bir esinti, sevda fırtına gibi kalmıştır.
Bu fırtınadan rotanız belliyse ve pusulanız varsa karaya çıkarsınız. Fırtınada zaman düz bir boyuttur. Ne önceki zamanı düşünürsünüz ne de geleceği hayal edersiniz. Önce o anı yaşamalısınız. Ruhunuz bedeninizden ayrılana kadar yüreğinizde kanayan bir yarayla yaşasanız da DEĞER diyorum. Onu beynimizin unuttuğu anda kalbimiz hatırlatır.
Bu öyle bir çekim yasası ki!
Karşı cinsle göz göze gelindiği an, derin bir bakış yakaladıysanız; bedeninizde değişiklik hissedersiniz. Yanakların kızarması, gözlerin kısılması, sesin incelmesi, ellerin buz gibi olurken ayak tabanlarından yanardağ lavlarının akması v.b. tüm bunlar kalbinizin ritmini bozar. Sözlerin bittiği bu noktada beden kendi diliyle anlaşmış olur. İnsanı diğer canlılardan farklı yapan düşünme yeteneği ve konuşabilmesidir. Ama, konuşulamayan anlar da olur. Toplum olarak bizler özellikle nefreti, eleştiriyi veya aşırı övgüleri rahat konuşurken; iç dünyamızdaki sırları yoğun yaşanan duygularımızı, cinsel sorun ve isteklerimizi konuşamayız. Öpüşmenin doğal güzelliği ve tabuların yıkılması kadınlara göre yorumlanırken, erkeklerde de yıkılması gereken tabular olduğunu hatırlatmak isterim. Öpüşme birbirini çeken iki kişi arasında yaşanıyorsa; aynı anda renk denizinde yüzeceklerdir. Duygu yoğunluğunu tek taraf yaşıyor ise diğer kişi için bir ızdırap olacaktır.
"Seni Seviyorum" diyebilmek ...
İkili ilişkilerde dostluğu, kardeşliği, arkadaşlığı, komşuluğu, aşkı ve daha pekçok duyguyu yaşarız. Tüm bu ilişkilerimizde sevginin yanında tabii öfke, kıskançlık, yardım, korku, güven v.b duygularıda tadarız.Ölümün dışında kaybetmekten korkuyorsak , zaten, o kişi bizim için vazgeçilmez olmuştur. Birbirimize sevgimizi göstermeyi esirgiyoruz. Oysa bu kadar zor olmamalı "Seni Seviyorum" diyebilmek...
Aşk gerçektir, acı vermediği ise yalan
Zamanı yok eden sevgiler masallarda da günümüzde de vardır, var olacaktır. Destanlarda anlatılan, o, her zorluğu göze alan Keremler, Ferhatlar ve Tahirler tüm zorluğu tek başlarına mı çekmişler acaba? Onlarla birlikte sevdaları için gögüs geren, aşk yarası çeken Aslılar, Şirinler ve Zöhreler değil midir? İçimizi acıtmasa, yürekten gözyaşı döktürmese adı AŞK olur muydu? Normal arkadaşlıktan, dostluktan nasıl ayırt edilirdi? Yüreğimizin kapılarının tamamen kapanmaması ve kalbimizin yeniden coşkuyla atması ne güzeldir....
O An Geldiğinde;
Renkli gözlü, kırmızı rengi sevmesine rağmen, sırf siz sevdiğiniz için mavi rengi de sevebilecek; tuttuğunuz takım için siyah - beyazı da beğenebilecek; hisleri kuvvetli; adına şiirler yazacağınız; iyi ve kötü günde en yakın arkadaşınız olacak; size bağlı kibar birini de düşlüyor olabilirsiniz.
Ama; AŞK öyle bir şeydir ki! Onu ilk gördüğünüz an içiniz titreyecek ve kulaklarınızda uğultular hissedeceksiniz. Kalbinizde hep bir sızı olacak. O sizi görmese de duymasa da; siz hep onunla konuşacak, onu düşleyeceksiniz. Yanınızdayken zaman duracak; size yaslandığında ve ona sarıldığınızda tüm benliğiniz, kişiliğiniz, beklentileriniz, düşleriniz ona teslim edilecektir. Siz bunu farkına varmadan veya severek yapacaksınız. Belki birden kırmızıyı sevdiğinizi farkedecek; sarı - kırmızı renklere de fena değilmiş diyeceksiniz. Onun gözlerinin derinliğine baktığınızda kapkara bir gözleri olduğunu göreceksiniz. Yani; o an geldiğinde derin bir uykudan uyanmış gibi olacak ve bunu da o an anlayacaksınız.
Kaf Dağı istenildiği için aşılıyor
Bir kadına aşık olduğunda erkek yüreği titreyerek, bir kez dokunmak için Kaf Dağı'nı, engin denizleri aşmak ister. Gerçekten erkeklerin aşktan gözleri kör olmalı ki akılları bir değil bin karış havada olarak, sevdikleri için dağları delip, destanlar yazıyorlar. Sevgi ve saygının dengesi vardır ama, aşkın dengesini tutturamazsınız. Kadın için de erkek için de bu denge zordur. Bu doğaldır, tüm insanlar aşık olunca aptallaşır. Dengesini kaybedenlere bu yüzden "Aptal aşık" derler. Erkekler aşkta böylesine kör olunca da onlara yön göstermek ve yönetmek kadınlara düşüyor. Kadın naz yapıp kendini Kaf Dağı'nın arkasına çekiyor, çünkü; sevdiği erkeğin o dağı aşacağını biliyor. Yıl 2009 olsa da.. (Şaka tabii... Ferhatlar, Keremler gibi Şirinler, Aslılar da aşkları için cefa çekmişler. Dengelerini yitirmişler, herşeyi göze almışlar.)
aşk
Aşk, kişinin bulunduğu ruh haline göre değişik tarifler almıştır. Değişmeyen tek şey gerçekten aşkı yaşamak gerektiğidir. Sonunda mat olmak veya şah diyebilmek bizim elimizdedir. Aşklarınızın ayrılıklarla bitmemesi ve kısır döngüye girmemesi dileğiyle... Çünkü;
Avuçlarınızdan kayan yağmur damlası gibidir aşk.
Sadece rakı ve mezenin yarenliğinde değil, onlar olmadan da ağlanabiliyorsa aşk aşktır. Şu an nerde kiminle diye sürekli akıl dumura uğruyorsa, uğratan kişinin peşinden gidebilmektir aşk. Hiçbir neden ve kişi arada duramıyorsa yaşanan aşktır.
Kara sevda da ise sevgi geri dönüş beklemez. Karşılıksız verilmelidir. Verilen kişi hakediyorsa zaten karşı sevgide hissedilir. Eğer sevginizi bir anda tüm yoğunlukta verirseniz ve geri dönüşünü beklerseniz tabi hayaliniz yıkılır. Vakti geldiğinde ve olması gerektiği şekilde eşlere sevgi kahvaltısı hazırlanırsa ve bu kahvaltı bir günde aşırı olmaktansa günlere yayılarak hazırlansa sevgi karşılığını bulur. Sevgi simidi, sevgi peyniri, sevgi sütü verilen kişiye kan olur, can olur.
Haklısınız...
Her insanın içinde kendine bile itiraf edemediği, kimseyle paylaşamadığı, bir tarafı vardır. Çok derinlerde bir kara sevda... Eksik bir parçanız sanki, başka birilerini tamamlamıştır. Ama, sizden kopamamıştır. Kanamaya hazır bir yara gibi, hep taze kalmıştır. Sanırım rolünüz bittiğinde yara kapanır ancak.
Ya AŞK..
Özledim dedirtecek kadar geçmişi yaşamak.
Yarım kalsa da özletecek kadar bir aşk yaşamak çok güzel. Bir ömür geçsede yüreğinizdeki insan için "Öyle Özledim" diyebilmek...
Kara sevda mıdır unutulmayan, yoksa aşk mıdır?