Kara tablo, zifiri karanlık

-12 Eylül 1980 darbesini unutmak mümkün mü?

-Baskı tavan yaptı.
-Şiddet alabildiğine körüklendi.
-Sol hareket tümü ile dağıtıldı.
-Ve toplumun tüm sosyal ve siyasal katmanları yerle bir edildi.

-12 Eylül 1980 darbesi zifiri bir karanlığın ta kendisidir.

-Yüz binlerce insanın işkenceden geçirildiği bir dönemden bahsediyoruz.
-İnsanlık dışı yöntemlerle binlerce insanın katledildiği 12 Eylül günlerinden.
-Bizim kuşakların kulağına aşinadır.
-“Dur ihtarına uymadığı için açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi”.
-Veya.
-“Kaçarken vuruldu ve yaşamını yitirdi”.
-“Yapılan operasyonlarda şu kadar militan ölü ele geçirildi”.

-Ve 12 Eylül 1980 darbesi, tüm zamanların en feci dramını yaşattı bu topraklarda.

-Devrimcileri bir bir katletti.
-Öncü işçileri yok etti.
-Militan sendikacıları en ağır şekilde cezalandırdı.
-Aydınları göz altılarda kaybetti.
-Ve koca bir topluma, öyle bir gözdağı verdi ki.
-Sonrasında mı?
-Din tohumları serpti toplumun içine.
-Toplumun ruhunu satın aldı.
-Kişiliksizleştirdi toplumu.

-Yalan mı?
-Yalansa yalan diyin.

-İki insan sokakta yan yana yürüyebiliyor muydu o dönemlerde?
-Ya işkence hanelerin kapılarında, gecesini gündüzüne katıp bekleyen ana babalar için ne demeli.
-Gözaltına alınan insanlardan haber alınabiliyor muydu?
-Kayıtlarına rastlanabiliyor muydu bir yerlerde?
-Faili meçhul cinayetlerin haddi hududu yoktu.
-Öldürülen onca insan kim vurduya gidiyordu.

-Alın size bir 12 Eylül bilançosu.

-1 Milyonun üzerinde insan fişlendi.
-650 bin kişi gözaltına alındı.
-171 kişinin işkencede öldüğü belgelendi.
-300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
-43 kişinin kuşkulu bir şekilde intihar ettiği bildirildi.
-16 kişi kaçarken vuruldu.
-95 kişinin çatışmada öldüğü söylendi.
-73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
-İdam cezalarının 50’sinin infazı gerçekleşti.

-Yukarıda vermiş olduğumuz rakamlar resmi kayıtlardan elde edilen verilerdir.
-Birde işin gayri resmi boyutu var ki.
-Dehşetin ta kendisi gayri resmi rakamlarda gizli.

-Çevresinde 12 Eylül’ün balyozunu yememiş bir tek aile var mıdır?
-Sanmam.
-12 Eylül 1980 dönemi kuşak, darbenin balyozunu ille de yemiştir.
-12 Eylül 1980 darbesinin acıları geçmedi.
-Yaraları sarılmadı.
-Ve derken 1990’lı yıllar geldi çattı.

-İnsan Hakları Derneğinin verilerinden hareketle.

-1990’lı yıllardan bu günlere kadar tam 10 bin kişi faili meçhul cinayete kurban gitmiş.
-5 bin kişi gözaltında kaybolmuş.

-Yine İnsan Hakları Derneğinin verilerinden hareketle.

-2004 yılı verilerine göre, 834 kişinin akıbetiyle ilgili hiçbir bilgi yok.

-İşte Cumartesi Annelerinin dramı bu dönemlere rastlar.
-Her Cumartesi Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yaptılar.
-Bıkmadan.
-Usanmadan.
-Dirençle.
-Dirayetle.
-Yılmadan.
-Üzerlerine köpekler salındı.
-Haklarında davalar açıldı.
-Dertleri neydi Cumartesi Annelerinin?
-Tabi ki gözaltına alınan çocuklarının akıbetinin ne olduğunu öğrenebilmekti.
-Ama onca baskıya ve şiddete maruz kalıyorlardı.
-Devletin tek bir yetkilisi çıkıp da tek bir açıklama dahi yapmıyordu.

-Ve bu topraklar, faili meçhuller cenneti oldu.

-Düşünsenize.
-Binlerce insan faili belirsiz bir şekilde kim vurduya gidiyor.
-Bu topraklarda.
-Bu ülkenin sınırlarında.

-Peki,
-Faili meçhullerin sorumlusu kim?

-İşte bu yüzden önemlidir bu topraklarda ortaya çıkmış derin yapılanmalar.
-Gladio mudur?
-Özel Harp Dairesi midir?
-Kontrgerillamıdır?
-Ergenekon mudur?

-Binlerce insanın katilleri kimdir?
-Bu sorunun yanıtı mutlaka bulunmalıdır.
-Bu sorunun yanıtı bulunmadan, bu toprakların insanı gün yüzü görmeyecektir.
-Biline.

-O yüzden diyoruz.
-Darbecilerden hesap sorulmalıdır diye.
-O yüzden diyoruz.
-Her kim ki darbe tezgâhlıyor, kafası ezilmelidir diye.

-Çünkü
-Bu toprakların insanları, darbelerin acısını iliklerine kadar yaşamıştır.