Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Karadeniz turu 3

Karadeniz turu 3
 

Kayabaşı yaylasında güzel bir uykudan sonra sabah saat 08 'de ayrılıyoruz. Trabzon'a doğru ilerliyoruz. Saat 10.30'da Yavuz Sultan Selim ve oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ın doğum yeri olan Trabzon'dayız. Önce Atatürk Köşkü'ne gidiyoruz. Atamızın 1937 yılında vasiyetnamesini hazırladığı yer. Atatürk'ün üzerinde karalamalar yaptığı Türkiye Haritası da bulunuyor köşkde. 1930 yılında Trabzon halkı kendi arasında para toplayıp köşkü alıp Atatürk'e armağan etmişler. Köşkden ayrılıp Ayasofya Kilisesine gidiyoruz. Trabzon Komnenos Devleti krallarından 1. Manuel zamanında (1250-1260)yapıldığı tahmin edilen kilisenin 25 m. uzağında da çan Kulesi var. Çan Kulesi 1427 yılına ait. Trabzon'un gümüş takıları da harikaydı.

Ayasofya Müzesi'nden ayrılıp Sera Gölüne doğru yol alıyoruz. Sera Gölü muhteşem. Çaylarımızı göl kenarında içiyor, Sürmene'ye doğru yola çıkıyoruz .Sürmene de küçük güzel bir kasaba. Meşhur hediyelik Sürmene bıçaklarımızı alıp Of'a doğru ilerliyoruz. Yaşamımda ilk defa tepelerde büyümüş çay bitkilerini görüyorum. Çay bahçeleri tepelere doğru basamaklar şeklinde yükseliyor.Of'a geliyoruz. Çay fabrikasında çay bitkisinin geçirdiği aşamaları izliyoruz. Çaylarımızı alıp ayrılıyoruz .

Yağmur kent Rize'ye doğru yol alırken 2228 çeşit bitki türü olduğunu, bunlardan 128 tanesinin ender bulunduğunu öğreniyoruz. İsviçre'nin Alp dağlarını aratmayacak şekilde bitki türü bulunuyormuş.Rize bezi alışverişimizi yapıyoruzl. Rize'nin güzelliklerinden ayrılıp Ayder yaylasına doğru yol alıyoruz. Çayeli'ni geçiyoruz. Karadeniz'in tüm ilçeleri gibi Çayeli de çok güzel. Kaçkar Dağlarının eteğinde ki Ardeşen Yaylasına çıkıyoruz. Yol boyunca Fırtına Deresini görüyoruz. Derede rafting yapıldığı söyleniyor. Fırtına Vadisinde eşsiz manzara eşliğinde çaylarımızı içiyoruz. Tekrar yola koyuluyoruz. Çamlıhemşin'i geçiyoruz. Çamlıhemşin de küçük bir şelale var. Kayaların arasından akan su. Bir tarafımız Fırtına Deresi diğer tarafımız yemyeşil orman.Doyumsuz manzara eşliğinde aracımız ilerliyor.

Ayder Yaylasına ulaşıyoruz sonunda. Rakım 1350. Sürekli sisli. Kaçkar Dağlarının zirvesindeyiz. Gelin Tülü Şelalesini görüyoruz. Ayder Kaplıcaları ünlü. 52 derece sıcaklıkta suyu ile kadın hastalıklarına ve romatizmaya iyi geldiği söyleniyor.

Fındıklı, Arhavi, Hopa Artvin'in ilçeleri. Hopa Limanı Karadeniz'deki en son liman. Bunları düşünerek Hopa'ya giriyoruz. Ortanca çiçeğinin memleketi Hopa yağmurlu. Hopa'yı gezemeden Kemalpaşa'ya doğru ilerliyoruz. Doğu Karadenizdeki en son ilçe olan Kemalpaşayı da görüp Sarp'e doğru gidiyoruz. Gürcistan'la sınır olan Sarp'e geldik. Karşı taraf Gürcistan'ın ilçesi Batum. Bizim sınırda kamyon trafiği yoğun. Sınırımızı gördükten sonra Artvin'e doğru yola çıkıyoruz.

Artvin Borçka'dan geçiyoruz. Çoruh Nehrinin üzerinden geçip Artvin'e ulaşıyoruz. Artvin 'de boğa güreşi festivalinin yapıldığını öğreniyoruz. Artvin'de trafik lambaları yok. O kadar yokuş ki duran araç zor kalkar diye. Artvin'in içinden Çoruh Nehri akıyor. Livaneli Kalesi var. Zülfü Livaneli'nin Artvin'li olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. Okuma yazma oranının çok yüksek olduğu söyleniyor. Artvin'den ayrılıp Karagöle doğru yol alıyoruz.

Borçka Karagöl'e geldiğimizde çok şaşırıyoruz. İnsan eli değmemiş harika güzellikte bir göl. Heyelan sonucu oluşmuş. Çaylarımızı yudumlayıp ayrılıyoruz bu doğa harikası mekandan.

Dönüş yolumuzda Trabzon Uzungöl'e doğru ilerliyoruz. Üzeri kapalı tarihi Hapsiyaş Köprüsü'nü görünce şaşırıyoruz. Haldızen Deresi Vadisi'nde heyelan sonucunda oluşmuş Uzungöl. Haldizen Dağları ile çevrili. 500 m.eninde ve 15 m. derinliğinde. Sayısız bitki türünü barındırdığını öğreniyoruz rehberimizden. Dağların arasında yeşil bir göl. Masal gibi. Göl çevresi yürüyüş için uygun. Yalnız yapılaşma fazla. Gölün kenarlarına betondan set çekmişler. O da gölün güzelliğini ve doğallığını bozmuş.

Uzungöl'den Zarha Dağına geçtik. Gece Zarha da konaklayıp kuş ve horoz sesleriyle uyandık. Sümela Manastırına doğru yola koyulduk. Manzara harika .Her taraf yemyeşil. Manastırın, Atina'dan gelen iki rahip tarafından kayalar oyularak yapıldığı söyleniyor. (375-395) 18.yy da yenilenen manastırın duvarları frensklerle süslü. Yalnız bu güzel eseri biz koruyamamışız. Her tarafı çizilmiş, yazılmış, resimler yapılmış. Üzülerek inceliyoruz freskleri.

Trabzon Sümela Manastırından ayrılıp Trabzon'a doğru ilerliyoruz. Trabzon'un merkezindeki parkta oturup dinlendikten sonra Amasya'ya doğru yola çıkıyoruz. Eşsiz manzara burda da devam ediyor. Şehzade şehirlerinden olan Amasya'ya giriyoruz.

Amasya iki dağın arasında kurulmuş. Roma Döneminden kalma köprüleri var. Ferhat ile Şirin'in memleketi. Vişne, kiraz, kayısı ağaçları çok.' Yalıboyu Evleri, 'Etnoğrafya Müzesi, Hazeranlar Konağı, 2.Beyazıt Cami ve Külliyesi, Saat Kulesi gezilip görülmeğe değer eserler. Amasya'da konaklayıp sabah tekrar yola koyuluyoruz.

Çorum üzerinden geçerken meşhur Çorum leblebilerini almayı da ihmal etmiyoruz tabi ki. Ankara'da bize bu güzel vatanımızı bırakan büyük Atatürk'ün Anıtını da ziyaret ettikten sonra İzmir'e doğru yolumuza devam ediyoruz.

On günlük Karadeniz Gezimiz sevdiklerimizle beraber çok güzel geçti. Herkese öneriyorum...

 
Toplam blog
: 49
: 816
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

Emekli matematik öğretmeniyim. İzmir'de yaşıyorum. Okumayı çok seviyorum. ..