- Kategori
- Güncel
Karanlık savaş dönemi
Bu Yazıyı yayınlayıp yayınlamama konusunda çok düşündüm. Daha önce bu yazıyı yayınlanmak üzere hazırlamıştım ancak; yayına vermemiştim. Gelinen noktada ve son günlerde askerlerimize yapılan saldırılar ile çıkarılan SINIR ÖTESİ OPERASYON tezkeresi, Başbakanın ABD temasları ve DTP nin yaptığı genel kurulunda aldığı kararlar neticesinde ortaya çıkan durum karşısında yazının yayınlanmasının zorunlu olduğu mecburiyetini hissettim.
31 mayıs 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Org. Sayın BÜYÜKANIT paşanın GÜVENLİĞİN YENİ BOYUTLARI SEMPOZYUMUN' da yaptığı konuşma gözlerden kaçmış bulunuyor.
Hepinizin çok iyi bildiği gibi güvenliğin çok boyutlu bir kavram olduğunu söyleyen Org.BÜYÜKANIT; Bugün artık güvenliği, içinde sadece askerî değil, siyasi, hukuki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etmenlerin olduğu bir çerçevede tanımlamaktadır.
Org. Büyükanıt, AB-D'den gelen tehdidi çok açık bir şekilde anlatmaktadır.
AB-D'nin ülkemize KARANLIK SAVAŞ açtığını anlatan bu konuşmada, savaş tarihini 3 bölüme ayırmaktadır
1- Sıcak savaş dönemi: 2. Dünya savaşının bitimine kadar
2- Soğuk savaş dönemi: Sovyetler Birliği'nin çöküşüne kadarki 45 yıllık dönem
3- Karanlık savaş dönemi: Sovyetlerin çökmesinden sonraki dönem
Karanlık savaş tanımı yeni bir değerlendirmedir ve önümüze yeni bir savaş konsepti olarak çıkmaktadır.
Soğuk Savaş sonrasında; içinde dünyanın en duyarlı bölgelerini oluşturan Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz Havzaları, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyasında son on, on beş yıl içerisinde meydana gelen gelişmeler, güvenlik ve tehdit algılamalarında geçmişe nazaran önemli değişikliklere neden olmuştur.
Güvenlik algılamalarında meydana gelen değişimin en önemli sebeplerinden birisinin, tehdidin tek boyutlu, devletten devlete olma klasik konumundan çıkarak, asimetrik ve çok boyutlu bir konuma ulaşması şeklinde değerlendiren BÜYÜKANIT bu durumun günümüz tehditleri ile mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğine işaret etmiştir.
Org. Büyükanıt'a göre, Karanlık Savaş döneminde hedef ülke pahalı bir yöntem olan silah zoruyla işgal edilmemekte, şu yöntemler uygulanmaktadır:
a- Ayrılıkçı hareketin desteklenmesi
(AB-D Kürt ayrılıkçılığını destekliyor)
b- Ekonomik manipülasyonlar
(özelleştirme, tarım ve hayvancılığa desteklerin kaldırılması için hedef devlete, yani Türkiye'ye baskılar yapılıyor; IMF kanalıyla ekonomi çöküntüye uğratılarak hedef ülke faiz/borç sarmalına kıstırılıyor)
c- Mikro etnik kışkırtmalar
(Kopenhag Kriterleri bahanesiyle etnik yapılar ayrı örgütlenmeye, anadilde eğitim vs. istemeye kışkırtılıyor.)
Not; DTP nin son genel kurulunda Özerklik sesleri yükselmeye başlamıştır.
d- Ülkelerin rejimleri ve düzenleri yeniden tanımlanıyor
(Ortadoğu'nun baskıcı, diktatör olarak adlandırılan rejimleri sözüm ona demokrasiye geçmeye zorlanıyor = BOP)
e- Ülkelere renkli başkaldırılar aşılanıyor.
** Ukrayna'da turuncu ayaklanma,
** Gürcistan'da pembe ayaklanma,
** Beyaz Rusya'da mavi ayaklanma,
** Kırgızistan'da başka bir renkte ayaklanma ile AB-D yanlısı rejimler işbaşına getiriliyor.
Gerci bunlarda yaptıkları yanlışlardan dönmenin yollarını arıyorlar.
f- Ülke isimlerinin önüne akıl dışı sıfatlar eklenmeye çalışılıyor.
(Ülkemize İslam Cumhuriyeti, Ilımlı İslam vs. demişlerdi.)
Daha önce askerî imkânlar ve ekonomik kapasite gibi parametreler vasıtasıyla belirlenen güç kavramının, artık “bilgiye ulaşabilme” ve “bilgiyi kullanabilme” yeteneğini kapsaması dikkat çekmektedir. Bunun nedeni, küreselleşme sürecinde insan faktörünün ön plana çıkmış olmasıdır. İnsan kaynaklarından azamî ölçüde istifade edebilme imkân ve kabiliyetine sahip ülkeler, diğer ülkelerin siyasi uygulamalarını, ekonomik politikalarını ve güvenlik stratejilerini etkiler duruma gelmişlerdir
Org. Büyükanıt bilgi harekatı veya psikolojik harekat Medya ve internet yoluyla , AB-D'nin ülkemize karşı KARANLIK BİR SAVAŞ yürüttüğünü gayet veciz olarak anlatmış.
Daha da önemlisi, Org. Büyükanıt, güvenliklerini ithal malı tehdit algılamalarına dayandıran ülkelerin güvenliklerini tehdit altına atacaklarını söylüyor.
(Buradan, ordumuzun AB-D'den ithal "İran tehdidi" "Saddam tehdidi" "El Kaide tehdidi" gibi sahte tehdit algılamalarına yüz vermediğini, gerçek tehdit olarak ABD ve AB'yi algıladığını anlıyoruz.)
Bu karanlık savaş döneminde Türkiye nin başında bulunan AKP tek başına bu işin altından kalkamaz. Diğer siyasi partilerin de Kamu kurum ve kuruluşlarınında en önemlisi halkın da AKP ye destek olmaları gerekiyor.
Gün birlik günüdür.
Saygılarımla
Resim : www.ihh.org.tr sitesinden alınmıştır