- Kategori
- Aile
Kardeş kokusu
Sana getirdiğim annemin, anneme götürdüğüm senin kokundu. İkinizde beni kokluyordunuz özlemleri ötelemek için; ağlayan gözlerim beni yolculuyordu bakarken otobüsün camından!
Çıktım. Semaya, kızıl saçlarına tutunup göğün en yüksek katına, arş’a. Derin, bögürtlen karasına çalan gözbebeklerindeki yalnızlığı kucaklayıp açtım sandım içini, kilitli bir sandıktı ellerin. Bir bulut yerleşti ayaklarımın altına, diz çöküp oturdum. Görmeliydin, birlikte görmeliydik grinin gittikçe maviye çalan, sonra bulutta pembeye, içimde yeşile dönen renklerini.
Sen mordun, ben beyaz…aktıkça gözyaşlarımız giden hayata, sen koştun ben tuttum; ben yorgundum, sen sustun!
Nasıl da özlemiş gözlerim gözlerini. Bu yüzden tutuştu elim ayağım; yüreğime değince nemli kirkiklerin. Biraz annemin kokusu vardı üzerimde, belki bu yüzdendi boynuma sarılıp koklamaların. Oysa sende öyle bir koku vardı ki, “burnumda tütüyor” der her defasında annem; şimdi anladım. Bana hediye ettiğin kitabın adıydı o: “Saçlarının, kardeş kokusu”….
Birazdan sabah olacak, ben seni hala özlüyorum!!!