- Kategori
- Sosyoloji
Kargo

Kıyamet günü yaklaşmıştı. Bu kez haberci demirden bir kuştu. Uzak göklerden, derin mavilerden geldiği belliydi. Batı' da "Kargo " diyorlardı demir gövdeli bu iri kuşa... Zelanda yerlisine göreyse, büyük bir armağan... Dev bir meteor çarpmıştı topraklarına... Tozu dumana katan, beyinlerinde kocaman bir delik açan...
Bir meteor ve ilk karşılaşma Batıyla...
Demir kuştan teker teker indi, beyaz adamlar, yüzleri soluktu. Boğulmuşlardı Batı' nın dumanında... Yoksa Tanrı Puluga' nın habercileri miydi bunlar?Göklerin köprüsü yok mu olacaktı? Yoksa gelmiş miydi kıyamet günü?
Bir meteor ve ilk karşılaşmayla Batıyla...
Tek çıkış yolu yüreğiydi artık adalının, demir kuş armağanıydı göklerin... Derken odunları yonttu yerliler, totemlerini diktiler birer birer... Yeni bir din doğmuştu, Dünya' nın ucundaki bir adada... Yeni din Kargo' ydu artık...Yitirmişlerdi bimlerce yıllık benliklerini...Nasıl değişirdi binlerce yıllık inanış? Korkmuştu yerliler, çarpan meteor sarmıştı ruhlarını, bedenlerini...
Tek getirisi garip bir karmaşıklık, götürüsü ise sadeliklerle bezeli bir yaşamdı.
Ama onlar gecikmedi, gecikmeden buldular yollarını...
Bir meteor ve ilk karşılaşmayla Batıyla...
Güneş bir başka doğuyordu artık Zelanda' da... Çiçekler bir başka açıyor, kuşlar bir başka ötüyordu. Medeniyet buydu işte...Değişen ruhlar, değişen benlikler...
Bir meteor ve ilk karşılaşmayla Batıyla, yeni bir uygarlık doğdu Zelanda' da...