Yer ve gök

İnsanoğlu için asırlar boyu erişilmez olan gökyüzüne sonunda adımızı yazdırıyoruz. Ürettiğimiz teleskoplarla oraları gözleyebiliyor, yolladığımız uydular, kurduğmuz radyo istasyonları sayesinde bize kilometrelerce uzaklıkta bulunan hiç tanımadığımız insanlarla konuşabiliyoruz. Öyle bir ağ oluşturmuşuz ki keşfettiğimiz icatlar sayesinde böbürlenmemek elimizde değil. Çünkü bizler yeryüzünün sırlarını çözdüğümüz gibi yavaş yavaş gökyüzünün de gizemlerini açığa kavuşturuyoruz. Bu sayede evrenin sırlarını çözeceğimizi zannediyoruz. Tabii o evren bizi terk etmeden bize sırtını dönmeden bunu başarabilirsek ne mutlu bizlere...
Atalarımız dermiş ki "Gökyüzü hep barış içinde, orda kavga, dövüş olmaz, hainlikler, fesatlıklar hep yeryüzünde." ne yazıkk ki biz atalarımızın izinden yürüyemedik. Az bir zamanımız var gökleri kendimize küstüreceğiz. Ve yeryüzüyle gökyüzünün amansız savaşı başlayacak. Galip kim olacak peki? Tabi ki gökyüzünün silahlarına karşı yeryüzüne uyum sağlayabilen varlıklar... teker tker değişime uğrayacaklar hayatta kalmayı başarabilenler... Onları seçen bu kez doğa değil gökler olacak...
Şimdilik tüm kozlar bizde salabildiğimiz kadar sera gazları yolluyoruz gökyüzüne... Arabalarımızdan, fabrika bacalarımızdan çıkan metanlardan, evde temizlik malzemesi ya da kozmetik ürünü olarak kullandığımız sprey tüplere kadar verip veriştiriyoruz göklere... Ve kendimizi teknoloji imparatorları ilan ediyoruz bir anda.... Aslında bizler kolay olanı seçiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları yerine fosil yakıtlar tüketiyoruz, yetmiyor bunlar uğruna birbirimize savaşlar ilan ediyoruz. Doğal yollardan inşa edebileceğimiz, havasından suyundan güneşinden rüzgarından rahatlıkla faydalanabileceğimiz santraller yerine bizler pahalı olanı ve kullana kullana tükeneni seçiyoruz. Asıl acı olan bunu birbirimize galip gelebilmek için yapıyor adına da ticaret diyoruz. Tek derdimiz kim daha zengin olacak. Eğer bu bir oyunsa hile var, aldatmaca var bir yerlerde. Tek sorun oyuncular hiç birşeyin farkında değil ya da işlerine geldiği gibi davranıp, riyayı görmezden geliyorlar.Tükenmeyen, evrenin yaratılışından bu yana var olanları ise kendi ellerimizle birer birer kirletiyor yok ediyoruz. Ormanlarımızı, denizlerimizi, buzulları birer birer yaşanmaz hale getiriyor, canlıların tek doğal yaşama alnlarını yok ediyoruz. Hem de bizzat bilinçli olarak, kendi ellerimizle....
Göklerin ilan ettiğimiz savaşa karşılık vermesine çok az kaldı. Önce ısınacak sonra soğuyacak, kızgın buzdan bir atom bombası gibi üstümüze gelecek ve sadece bu duruma uyum sağlayabilenler kalacaklar evrende. Sonunda gökyüzü yeryüzüne galip gelecek ve bizler kendi sahamızda yenik düşeceğiz. Yenilgimiz bu kez kahramanca olmayacak.