- Kategori
- Şiir
Karışmasak

netten alıntı
/susar mı savaşların sesi
içinden çıkmadıkça insan dili?/
sende çok bende az diye diye
yer değiştirir toprakla nefes
isteksiz beşik kertmesine bulanır kan izi
renklerden, karayı seçmiştir bir kez insanoğlu
gözü/n kara/sına çalınamayan beyazla
güneş söner her iki dünyada
sancıyı dindiremeyen
e l d e n d ü ş m e sözler düşer ortaya
günü devrilen pencere bilir geceyi
kendi uğultusu başlar
içinde/ arayıp bulamadığı sesi
ve hiç unutamayacağı o gözler olur
sonbaharın kışa aralık kapısı gibi
soluk da aralıdır ölüme
lâkin insan dilinle çeker kısa sapı
dem çekmez bir daha
sedâsız sunar gözler vedâyı
bâd-ı sâbâda güneşli bir gökyüzü
beklerken
mutluluğun resminde gördüğün
hep bir renk eksikliği vardır yaşarken
/hangi mevsimi bekliyoruz sahi biz?
bulamadık bir türlü…/
yel izini göremezsin
gelip konuverir gözü kara gece
geçer gider dünya hanedanlığın
teneffüzsüz
yanan zamanlara yanmak yoktur
bedene ecel gelende
külüstür bir bisiklet de olsa hayat/ı sür
sür gitsin sürebildiğin yere kadar
güdük de olsa filizini sev
bitmeden yol, söylenmedik sözlerini söyle
kum tanelerini birleştir içinde
bastığın toprağa şükret
alaşağı nâ-mümkün
ölüm hep peşimizde…
günaha alışmasak, karışmasak Tanrı’nın işine
eminim çok daha güzel olurdu yaşamak
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir