Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '07

 
Kategori
Sinema
 

Karpuz kabuğundan gemiler yapmak

Karpuz kabuğundan gemiler yapmak
 

Ödüle doymayan bu film bir Ahmet Uluçay eseri. Hikaye, 60'lı yılların Tepecik Köyü'nde geçiyor. Recep ve Mehmet yaz aylarında yakın civardaki köylerinden Tepecik'e gelirler ve Recep bir karpuzcunun, Mehmet ise bir berberin yanında çalışır. Sinema ise ikisinin de ortak tutkusudur. Bir ahırda var güçleriyle projeksiyon makinesi yapmaya çalışırlar. Ekonomik koşullar, toplumun geri kalmışlığı, eğitimsizlik... Bütün bunlar onlara mani olurken, bu iki kafadara her daim destek olur, köyün delisi Ömer.

Filmi izlediğimde uzun süre etkisinde kalmıştım. Bir film düşünün ki, daha izleyiciyle buluşmadan ödül alsın. Bir film düşünün ki, kanıyla canıyla popülariteye karşı çıksın ve emeğe değer versin. Gün geçtikçe ünlensin. Ödül yağmuruna tutulsun.

Bazı insanlar, dünyaya yalnızca bir tek şey için gelirler. Recep ve Mehmet'in sinema aşkı da böyle bir şey. Aslında Ahmet Uluçay'ın sinema aşkı böyle bir şey. Flimde yönetmen kendi çocukluğunu anlatmaktadır. Çöp varilinden çıkarılan kopmuş flimler, köylüyü hiçe sayan şehirliler, köylünün şehirliye karşı kine dönmemiş kızgınlığı, yoksulluk, dedikodu korkusu...

Aslında film sadece Ahmet Uluçay'ın çocukluğunu anlatmıyor; elimizden tutup bizi 60'lara götürüyor. Tepecik sokaklarında gezdiriyor. Mehmet'in yanına bir tabure atıyor bizim için, otur diyor burdan izle filmi.

Filmde bazı ses ve ışık hataları vardı bana göre, ancak abartılacak kadar değil.

Ayrıca film müzikleri de yerli yerindeydi. İlk defa bu kadar etkilendim, belki yüzlerce kez dinlediğim ünlü Bolu Türküsü'den. Beyaz giyme toz olur....

İyi seyirler....

 
Toplam blog
: 45
: 9373
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Fark ettim ki; çok okudum, çok araştırdım, çok gezdim, çok öğrendim ama az yazdım. Bir baktım ki,..