Karşılıksız sevmek (İnsan tanımadığı birini sevebilir mi?)

Defalarca yazmışımdır, bıkmadan da yazacağıma emin olabilirsiniz; Dünyanın en güzel duygusu ve yaratanın insanlara bağışladığı en güzel şey “sevgidir…”

Sevgi daima karşılıklı olur, rahmetli annem komşulara kızınca “beni seveni bende severim beni sevmeyen aman bana ne” derdi…

Evet, karşılıklı ve gerçek anlamda duyulan sevginin tadına lezzetin doyulmaz…

Hani derler ya “bal bozulmaz” diye, isterseniz biz buna “ballı sevgi” diyelim de karşılıklı “sevgiler” hiç bozulmasın…

Yazımın başlığı “Karşılıksız sevgi” olunca aklınız karışmasın sakın. Biliyorum ve şahidim ki burada tanıdığım çok dostum var “karşılıksız sevgi” yüzünden canları çok sıkkın bir haldeler. Sevmek damarlarımızda dolaşan kan gibidir, bir kere akmaya başladı mı önüne geçemezsiniz, neye mal olursa olsun vermek zorunda hissedersiniz kendinizi, sevildiğinizi bile beklemeden…

İşte ben her zaman söylerim “karşılıksız sevmek” her babayiğidin güzelin akıllının yapacağı iş değil. Eğer kendinizden emin değil kendinizi herkesten daha fazla güçlü hissetmiyor yani zayıfsanız bu duygu adamı öyle zamanlarda öyle yerlerde köşeye sıkıştırır ki feleğiniz şaşırır…

Buna katlanmak dayanmak içim kocaman bir yürek aslanlar gibi cesur olmak gerekir.

Aslında şöyle bir baktığınızda “biten evliliklerin” temelinde de tek taraflı yani “karşılıksız sevgi” vardır.

Zaten sevginin karşılıksız olmasında karşınızdakinin kendisinden başka hiç kimseye sevmemesi yatar. Keza; kendisinden başkasının sevmeyenin yüreğinin kocaman ya da dev gibi olduğunu söylemek mümkün değil ki?

Karşılıksız sevginin kısaca tanımı” Çıkarsız sevmektir…

Geri almayı beklemeden cebindeki son kuruşa kadar ne varsa vermektir…

Her gördüğünde öpülmeyi beklemeden sevinçle sarılıp öpmektir…

Ben de demesini beklemeden “seni seviyorum” demektir…

Gitmek istemeyeni tutmamak boyun eğmemek ağlamamak ve yalvarmamaktır…

Her şeyden önce “karşılıksız sevgi” için kıpır kıpır olup yüreğine sığma bir hale gediğinde gözlerini yaşartan feleğini şaşırtan bu sevgiye teslim olabilmektir…

Aslında dedim ya bu her babayiğidin harcı değildir diye, gördünüz işte sıkar biraz…

Bana soruyordu birkaç gün önce “hocam karşılıksız sevgi” nedir diye bir değerli dostum, ona aynısını anlattım ve kendisine o anda sordum; Karşılıksız sevmeyi becerebilir misiniz? Diye, cevap bile veremedi çünkü sevmek muhteşem bir olaydır ama “karşılıksız sevmek” yürek ister cesaret ister, şahsen ben sevdim mi adam gibi ölümüne sevdiğimden asla beceremem biliyorum…

İsterseniz kendinize bir sorun “karşılıksız sevebilir miyim” diye, alacağınız cevabı şahsen duymak isterim…

…

Bu konuyu durup dururken yazmamın bir tek sebebi var. Malum artık Adana’dayım, çok zorunlu olmadıkça kıramadığım sürece toplantılara katılmıyor konferanslarıma da ara vermiş bulunuyorum, o yüzden evdeyim. Öğleye kadar gazetelerimi okuyorum her güne yaydığım kitaplarım var onları okuyorum ama bu arada da televizyon açıksa ekrana bakıyorum.

Bugün bir televizyon kanalında kadın ve evlilik programı vardı gözüm ona takıldı, sunucu bir erkek bir bayan, eski bir türkücüye benzettim ama emin değilim. Genç bir kadınla konuşuyorlardı hoş bir kadın,“bu programa iyi ki katıldınız, şimdiye kadar sizin gibi gelen tam “iki yüz elli altı” kişiyi evlendirdik bu programda,” dedi…

Nasıl fırlamışsam yerimden kahve fincanı vardı önümde, uçtu gitti güzelim kapıya kadar, kahve de halıya döküldü…

Ne demek 256 kişi, birbirini hiç görmeden tanımadan anlamadan “sevmeden” arzulamadan zevklerini alışkanlıklarını bilmeden ekranda size ikram edilen kadın ya da erkekle evlenmek…

Sevmek ve hayat bu kadar ucuz ya da kolay mı?

Kusura bakmayın ama benim aklım hayalim almaz böyle şeyleri, belki ben yanlış düşünüyorum erkek olarak ama ben yakından tanımadığım sevmediğim hiçbir hanımla “birlikte” olamam, aklı başında bir kadının da benden farkı düşündüğünü sanmıyorum.

Bir dostumla konuşuyoruz bu konu hakkın da nasıl oluyor diye şaşkınlığımı ifade ediyorum, “karşılıksız sevgi” mi diyorum hayır abi, çıkar ilişkisi, diyor, kopuyorum…

Hemen her boka burnunu sokan RTÜK bu ve benzeri programlara neden izin verir anlamakta zorlanıyorum. Bana sorarsanız kadın veya erkek bu durumlarda resmen alay konusu ve rencide oluyorlar, işkence bu ayıptır…

Bir güzel kızım var Çukurova Televizyonunda onu aradım “hocam Türkiye de bu ve benzeri programlardan yaklaşık 68 program var” deyince, dedim ki bizim kullanma tarihimiz geçmiş, hem de çoktan…

Siz yine de sevmekten asla vazgeçmeyin, yüreğinizin hak ettiği sevgilerin en güzeli sizin olsun efendim,

İyi akşamlar…

Erdoğan ÖZGENÇ