Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '15

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Karşıyaka'da kent yaşamı kötüye gidiyor.

Karşıyaka'da kent yaşamı kötüye gidiyor.
 

Önünden Denize girilen sakız yalılar, hanımeli yasemin kokan sarmaşıklı evler.. 

Mehtap sefasına çıkılan tıkırık faytonlar, şıkırdam levantenler, ünlü sokaklar ve romantik şairler..

İzmir bir prenses ise Karşıyaka bu eşsiz prensesin dizi dibinde eşsiz bir nedime gibidir. Ve prensese güzelliğini armağan eden en büyük gerçeklerden biridir. Karşıyaka'nın İzmir'in bağrında  bir Casa Estiva veya  La Ville de Vacence  olduğu sürekli söylenegelir. 

Yani İtalyanca ve Fransızca karşılığı olarak Yemyeşil doğası ve masmavi sahili ile Karşıyaka İzmir'in sayfiyesidir, eğlenilecek gezilecek, dinlenilecek ve aşık olunacak bir beldesidir. Kıyısında uzanan sahil banyoları, tertemiz insanları, sepserin suyu, tatlı imbatı ve güzelim yaşantısı ile yüzyıllarca dillere destan olnuştur Karşıyaka....   ( Yaşar Aksoy. Karşıyaka Tarihi 1988 Kitabından)

Evet bir masal girişi gibi oldu.

Gerçekten de eskiden bir masal kenti gibi olan Karşıyaka günümüzde huzurlu ve sakin yaşamını, insanların paylaşımlı ve birbirlerine güleryüzlü saygılı olduğu sokaklarında huzurla genç yaşlı çocuk rahatça yürünebildiği yaşamını mumla arıyor.

Artık  yaya kaldırımlarının tam ortasında reklam panoları olan, sokaklarında hurdacı, gevrekçi pilavcıların bağırarak gezdiği, seyyar manavların arabalarını bir köşe başına park edip megafonla bağırarak satış yaptığı, yaya kaldırımlarına araçların sıralandığı trafiğin bu ve benzer nedenlerle sokaklarda hatta ana caddelerde sürekli tıkandığı bir Karşıyaka Kentinde yaşıyoruz artık.

Olsun diyoruz.. Oda Orkestramız var.. artık. 

1671 sokağın Nergiz İzban istasyonundan Şemikler yönüne doğru olan Bostanlı bölünümde kalan tarafında bir çok Nargile ve benzeri cafeler açıldı. Özellikle hafta sonları bu cafelerin önü Şehitler Bulvarı Girişinden Şemikler yönüne doğru araçların cafe önlerinde yanyana park ederek trafiği felç ettiği buna hiç bir denetim ve önlemin alınmadığına şahit oluyoruz. Üstelik bu cafelere gelenlerin araçlarını artık iki hatta üç sıra yapmaları yetmiyormuş gibi yaya kaldırımlarına da çıktığını görüyoruz. Ne Belediyenin ne de Trafik Denetiminin yapılmadığı bir gerçek.

Bu cafelere sadece ruhsat vermekle olmuyor. Denetleme ve sosyal yaşamı bozan keyfi uygulamalalara da engel olmak gerekmiyor mu.?

Nergiz Ali Alp Böke caddesinde bir esnafın direkt ana caddede  trafik olan yola çamaşır askılığı plastik sandalye tencere tava koyarak trafiğe tecavüz ettiği yetmiyormuş gibi ve bir de oturarak sohbet ettiği bir Karşıyaka'da yaşıyoruz artık.

Yine aynı cadde üzerinde Tekstil ürünleri satan bir mağazanın kendi mağaza önünü aşarak direkt yayaların yoluna askılarla tekstil ürünü koyduğu dışarıya hoparlör  asarak müzik yayını yaptığı sokaklarında yaşıyoruz Karşıyaka'nın. ilk olarak bir tane koyuyorlar bakıyorlar ki ne itiraz eden var ne denetleyen bir belediye. Haftaya bir tane daha. Yetmiyor gititkçe artıyor bu kaldırım engelleri.

Manavın ve tekstil mağazalarının züccaciyenin kaldırımı ve caddeyi resmen işgal ettiği bir yer oldu artık. Birde üstüne manavın bağırarak gün boyu satış yapması cabası. Defalarca Belediye ye zabıtaya bildirmemize rağmen benzer durumlar sürüyor. 

Olsun Belediye Oda orkestası kurdu. Dünyada ilk..

Bostanlı 1798 sokaktan sabah okula giden minik öğrenciler yaya kaldırımından değil ana trafiğin aktığı yoldan yürümek zorunda. Çünkü kaldırımda araçlar park etmiş durumda. Bu emniyetsizlik nedeniyle bütün anne ve babalar çocuklarını okula kendileri getirmek zorunda kalıyor. Çünkü yaya kaldırımından yürüyemeyen öğrenciler için ana yol çoğu kez tehlikeli.

İnşaatların yapıldığı sokak ve ana caddelerde bir çok inşaat malzemesi demir kum vs direkt yayaların yollarına bırakılıyor. Ve uzun bir süre de öylece kalıyor. Belediyenin ne bir denetimi ve ne de bir ceza uygulaması. Modern Kent Karşıyaka diye internet sitesine yazmakla modern olunmuyor maalesef. Avrupa'nın hangi  ülkesinde böyle bir şeye izin verilebilir. Yayaların yoluna koyulan kum, demir yığınları varken çocuklar nasıl burdan yürüyebilir. Yaşlılar nasıl bu kaldırımlardan geçebilir. Engelliler nasıl sosyal hayata girebilir. 

Açıkta tulumba tatlısı pişiren ve bağırarak bunu satmaya çalışan pastanecimi istersiniz buyurun Karşıyaka'ya.

Bağırarak dolaşan Pilavcı ve Gevrekçi mi istersiniz. Buyrun Karşıyaka'ya.

Sağlık şartlarına uymuyor diye ruhsat verilemeyen fast food cafeler olabiliyorsa bu açıkta satış yapanların gerek ürünleri gerek kendileri hangi sağlık şartlarına uyuyor. Bu seyyarcılar neden denetlenmiyor. Neden engellenmiyor. Her kazancın vergisi olmalı ise bu satışcıların vergi mükellefi olma zorunluluğu yokmu. Belediye Trafik ve Vergi Dairesi neden uyumlu ve birlikte hareket ederek bu ve benzeri sorunları çözmüyor.

İnsanlara açıktan bir şey almayın, seyyar satıcılardan alış veriş yapmayın diyebilirsiniz. Ancak bu Belediyenin sorumluluğunu bitirmez. Bu tür satışları engelleme denetleme ve düzenlemek gerekir.

İlk  olarak kurala uymayanları engellemezseniz devamı artarak gelecek ve sosyal huzuru sosyal yaşamı giderek derinden bozacaktır.

Kuralları ilk ihlal edene verilecek ceza ve yaptırımlar öyle bir caydırıcı olmalı ki kimse bir daha kuralı  bozmasın ve  kendisini kendi sorumluluğunu bilerek insanlara  ve çevreye saygılı olmak zorunda hissetsin. İlk olana müdahale etmezseniz sonunu alamazsınız.

Bu nedenlerle bir defa göz yummakla Karşıyaka gerçekten giderek yaşanmaz bir Kent olma yolunda.

Karşıyaka merkez çarşısında yılar önceki nezih mağazalar birer birer kapandı. Bunların yerini gevrekçiler dönerciler ve pideciler aldı. 

Ana cadde de müşteri için bağıran dönerciler ellerimize fast food broşürü tutuşturmaya çalışan garsonlar Karşıyaka'nın nezih çarşı ortamını giderek daha fazla bozmuyor mu? Ancak bu ve benzerlerini ilk başta engelleyebilseydi zabıta ve Belediye, Karşıyaka çarşısı çok daha nezih bir ortamda olabilirdi. Üstelik Belediye binasının önünde oluyordu bu yaşananlar Şimdi ise bina ana çarşıdan sadece 200 m uzakta.  Yani kendisine bu kadar yakın merkez çarşıdaki düzeni kuramayan ve giderek daha çirkinleşen uygulamalara engel olmayan Belediyenin diğer sokaklardaki olumsuzlukları gidermesini beklemek ne kadar doğru.?

Ama biz yine de uyarılarımızı görüşlerimizi söylemeliyiz ki doğru olanı insan için değerli olanı ortaya koymakta bir faydamız olsun.

Yaya kaldırımlarının tam ortasına dikilen reklam panolarına ruhsat ve izni veren Belediye bu panoların nerde olduğunu hiç mi görmez. Atatürk Bulvarı'nda başından sonuna kadar bir çok reklam panosu tamd a yürüyüş yolunun ortasına dikilmiş durumda. Bu kadar da olmaz demeyin. Atatürk Bulvarı'nda yürürken birde bunlara dikkat etmenizi öneririm.

Artık insanlarımız alıştığı için bu çağdışı insana değer vermeyen insan odaklı değil ticari odaklı olan görüş ve uygulamalara bunları dile getirmenin anlamsız olduğunu düşünüyor sanırım. Oysa bu panolar doğrudan yayaların hakkına bir tecavüzdür.

Belediye de görevli müdür veya sorumluların makam otolarında değil yaya kaldırımlarında yürümesi gerekiyor. Belediye Başkanının sokaklarda yürümesi gerekiyor. Çocuğunu  özel araç ile değil elinden tutarak  bu sokaklardan bu kaldırımlardan yürüyerek okula götürmesi gerekiyor.Gerçek yaşam bu sokaklarda. Halk bu sokaklarda bu kaldırımlarda yürüyor bu kaldırımlarda yaşıyor çünkü.

Kent Konseyinde bu olumsuzlukların konuşulması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Bütün insanlara eşit ve adilce yaklaşılması gerekiyor. Bazı esnaflara ayrımcılık yapılmaması gerekiyor. Sosyal Belediyecilik ve eşit adil bir uygulama gerekiyor.

Belediyenin yeni bir projesi olan Siz hayal edin Biz yapalım projesi yine insana dönük olmaktan çok bir bina bir park bir anıt uygulaması gibi görünüyor.

Oysa Karşıyaka'nın geleceği yeni bir bina yeni bir park tan çok sosyal hayatın ve yaşam huzurunun sağlıklı yaşamın ön plana çıktığı insanların daha moralli olduğu çevrenin daha iyi korunduğu insanların işyerlerinin herkesin kurallara uyduğu modern bir anlayışın hakim olduğu çağdaş bir Karşıyaka'dadır.

Elbette yapılan yatırımları görüyoruz. Destekliyoruz. Opera Binası, Parklar, Anıt Parklar Heykeller, her semtte bulunan Kültür Merkezleri vs.Karşıyakamızın değerini yükselten yatırımlar. Ancak en önemlisi insana ve  halka yatırımdır. Eğitimdir. 

Karşıyaka kendi tarihinden gelen insani değerlerini ön plana çıkarmakta ve korumakta yenik düşmek üzeredir, geri kalmıştır. Artan göç ve nüfüs Karşıyaka'nın yaşanabilir çevre, insan ve kent üçgenini bozmuştur. Yöneticiler de buna engel olmamış, olamamıştır.

Dışardan göç alan Karşıyaka kendi değerlerini, kurallarını kabul ettirmesi gerekirken dejenere olmuş, modern kent modern insan algısını değiştirmiştir. Dışardan gelenler Karşıyaka'ya uyum göstererek Karşıyakalı olacağı yerde artık Karşıyaka'da çağdaş olmayan bir kent yüzü ön plana çıkmıştır.

Belediyenin seçim veya görev kaygısı olmaksızın gelecekte çok daha huzurlu yaşabilir bir Karşıyaka için bir çok tedbiri alması uygulamayı  gerçekleştirmesi gerekmektedir. Eminim ki bu konuda çok daha büyük destek alacaktır.

İzmir'i, Karşıyakayı ve Karşıyakalıları seven ATATÜRK ün sözleri ile yazımı sonlandırıyorum. Onun sevgisine daha da layık olmak için çok daha yaşanılabilir ve güzel mutlu ve huzurlu bir Karşıyaka Dileğiyle.

İzmir'in Karşıyakalıları;

Sizi derin bir muhabbetle selamlarım.

Ben bütün İzmiri ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.

Yalnız bir rastlantı beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar; annem sizin sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor.

Karşıyakalılar; 

İzmiri gördüğüm gün öncelikle  Karşıyaka'yı  ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm.

Mustafa Kemal Atatürk.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..