- Kategori
- Spor
Fenerbahçe nin şampiyonluktaki tek rakibi.
Fenerbahçe son 4 haftada 7 puan kaybettiği maçlardan sonra çıktığı hayati derbide Galatasaray ı 1-0 mağlup ederek yeniden iddialı konuma geldi.
Trabzonspor maçından önce başlayan hakem eyyamcılığı son Galatasaray maçında da devam etti. Akhisar Belediyespor maçında Özgür Yankaya ne kadar Fenerbahçenin puan kaybına düdük çaldıysa dün de Cüneyt Çakır maçı ne şiş yansın ne kebab mantığıyla yönetmeye çalıştı. Maçın 81. dakikasına kadar bunu götürdü. Ancak Kuyt un attığı golde Cüneyt Çakırın yapabileceği bir şey yoktu artık.
Ligin 2. devresine ilk devrede bitirdiği yerden hızlı bir giriş yapan Fenerbahçe ilk önce Trabzonspor maçında durduruldu. Her ne kadar bu maçta oldukça fazla pozisyon harcayan biraz şanssızlık biraz beceriksizlikle tarihi farkı kaçıran oyuncular olsa da son dakikalardaki pozisyonda penaltı çalamayan hakem maçın berabere bitmesine ikinci büyük nedendi. Bu pozisyon maçın sonlarında değilde ilk yarıda olsa rahatça penaltı çalabilecek olan hakem son dakika gerginliği yaratmamak için Fenerbahçe aleyhine bir kararı rahatça almıştı.
Daha sonraki haftalarda MHK nın hakem atamalarını dikkatle takip ettik. Her ne kadar hakemler yönlendirilse de Fenerbahçenin oyuncu kalitesi ve oyun üstünlüğü ile hakme hataları ve yanlı kararları ile sonuca etki etmez diye düşünüyorduk. Ancak futbolda bazen öyle maçlar olabilirki maç boyunca tek kale oynarsınız ama maçı mağlup bitirebilirsiniz. Futbol şansı yanınızda olmadığı gibi hakem de gerek kartları ile gerek kestiği pozisyonlar ile gerekse kararları ile skora etki etmiyormuş gibi görünerek maçı bir taraftan alıp diğerine verebilir.
İşte Akhisar Belediyespor maçı böyle bir maç oldu. Her ne kadar Akhisarsporlu oyuncuların ve teknik direktörün cesur oyunlarını takdir etsek e, sadece oyun oynama amaçları için teşekkür etsek te, eğer hakem Özgür Yankaya objektif ve tarafsız maç yönetebilseydi Fenerbahçeye direnebilmesi mümkün değildi.
Böylece üç maçta 7 puan kaybeden Fenerbahçe Şampiyonluk yarışında geride kalmış evinde oynayacağı önemli derbideki puan kaybı ile işini biraz daha zora sokmuş olacaktı. Bu maç için hazırlanan plan beraberlik üzerine idi. Oysa ki MHK nın beraberlikler hakemi Yunus Yıldırımı bu maça verilebilirdi. Ancak Uluslararası hakemimizin bu maçta yapacağı her türülü hata veya taraflı yönetime kılıf bulmak Yunus Yıldırıma göre çok daha kolaydı. Böylece MHK Cüneyt Çakır piyonunu sahaya sürdü. Her defasında hakemlerinin çok iyi olduğunu söyleyen onlara güvenen MHK nın elinde böyle maçlar için sadece Cüneyt Çakırın olması yıllardır hiç bir şey yapmadıklarının bir kanıtıdır aslında.
Cüney Çakır gerek Gökhan Gönüle yapılan faul ve penaltıyı gerek Emenikeye yapılan harekete kırmızı kart çıkarmıyarak ( ki böyle pozisyonlarda kendisinin çok cezur olduğunu biliyoruz) maçın berabere bitmesi için elinden geleni yaptı. AmaKuyt un golü sadece Muslera yı değil Cüneyt Çakırı yönlendirenleri de bir anlamda çaresiz bıraktı.
Fenerbahçe ile 3 Temmuzdan bu güne uğraşanların mücadelesi bitmemiş gibi görünüyor. Hemen her hafta yeni bir haber hemen her maçta yeni bir Fenerbahçeyı yıkma veya karıştırma komplosu izliyoruz. Ancak hepsinden de küçük yaralar alsa da yine başarıyla ve dahada güçlenerek çıkan bir Fenerbahçe olduğunu görüyoruz.
Akhisar Belediye maçında cezalı olan Volkan Demirel in soyunma odasında arkadaşlarını Atamayana Atarlar diyerek eleştirdiği ve arkadaşlarından bu nedenle tepki aldığı haberleri ile başlık atan ve Volkana Şok tepki başlığı ile hem reyting yapmaya çalışan hem oyuncular arasındaki arkadaşlığı hemde taraftarlar ile oyuncular arasına nifak tohumları ekmek isteyen basını görmezden mi geleceğiz. Volkan Demirelin cezalı olması nedeniyle akredite olamayacağını ve soyunma odasına giremiyeceğinin ortaya çıkmayacağınımı sanıyorlar. Bu ve benzeri kumpas haberlerini bir yerlerden hatırlıyoruz.
Süper Ligde son 11 haftaya girilirken Fenerbahçe nin Şampiyonluk yolundaki tek rakibinin Hakemleri kurgulayanlar ve basında Fenerbahçe aleyhine kasıtlı yalan ve yanlış haberleri gündeme servis edenler olduğunu görüyoruz.
Galatasaray Başkanı Sayın Duygun Yarsuvatın hem espiri hemde doğalllık içeren Gelenek Bozulmadı sözü aslında ne kadar naif ne kadar samimi ve ne kadar centilmence bir söz. Başkanın bu sözlerini bile Galatasaralı taraftarları çıldırttı başlığıyla veren basın iki kulüp arasındaki dostluk ilişkilerini değilde düşmanlığı körükleyen bir tutum sergilemekten ne zaman vaz geçecektir. Üstelik bu düşmanca tutumu her defasında iki klüp başkanlarının ve yöneticilerinin üzerine yıkmaktan ne zaman vaz geçecektir.
Basın toplantısında Galatasaray teknik direktörü Hamza Hamzaoğluna sorulan sorudaki kışkırtıcı tavrı ve alınacak küçücük bir olumsuz cevabı manşete taşımayı hedefleyen spor muhabirinin amacı ne olabilir. Maç sonunda orta sahada Fenerbahçeli oyuncuların sevinmesini nasıl karşılıyorsunuz diye bir soru ne amaçla ve hangi cevap beklentisiyle sorulmaktadır. Yinede Hamza Hamzaoğlu olgun bir tavırla bu gayet doğal tabiki sevinmek hakları diyerek soru soran muhabirin elindeki kozu alması üzerinde durulması gereken bir konudur.