- Kategori
- Futbol
Kartal şokta
2 hafta önce Fenerbahçe maçında şampiyonluk turu atmayı düşünen ve bu yüzden F.Bahçe taraftarının maça gelmesini istemeyen Beşiktaşlılar dün akşam 20:45 itibari ile buz kestiler. Başakşehir mağlubiyetinden sonra kimyası bozulan filozof Şenol ve talebeleri artık son 4 haftada iyice panikleyeceklerdir. Başakşehir'in Antalyaspor maçında son dakikalarda gelen galibiyet golü dün akşamki derbinin sinir katsayısını arttıtmıştı. Advocaat Şener ve Wiel'in yokluğunda Ozan'a güvenmeyerek H.Ali'yi sağ beke İsmail'i sol beke koyarken Topal'ın yerine de Roman'ı monte etmişti. Roman için söylenecek tek söz değil roman hikaye bile olamaz. Daha önce oynadığ maçlarda dahil bugüne kadar tek puan faydası olmadı takıma. Bu yüzden kendisini takıma kazandıran yönetime ve kakalayan menajere sonsuz sevgilerimizi iletiyoruz. Maça fena başlamayan Fenerbahçe 10. dakikadan sonra bütün hakimiyeti rakibe bıraktı. Beşiktaş özellikle İsmail'in karşısındaki Q7 ile akın akın gelirken Sow, Lens ve RVP'nin takımk defansına hiç yardım etmemesi ile resmen rakibini abondene etti. İsmail Köybaşı herhalde hayatının en kötü kabusunu yaşarken kenardaki Advocaat'ın bunu görememesi 45+1'de golle sonuçlandı. Kenarda sıradan bir taraftar olsa ya İsmail'i oyundan alır ya da oraya yardım için birilerini uyarırdı. Tabi bu arada bütün taktir haklarını ev sahibinden yana kullanan Fırat Aydınus efendi de Tolgay'a göstermediği kartlarla oyunu F.Bahçe yarı sahasına yıkarak üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi. Daha 15. dakikada 2. sarıdan atılması gereken Tolgay ikinci yarıda kontratağa kalkan Lens'in yüzüne attığı tekmede nihayet sarı kart görebildi. Ayrıca Atınç ve Oğuzhan'da yaptıkları faullerin benzerini yapan Skirtel ve Josef sararırken onlar gayet koruma altındaydılar. Fırat Aydınus özellikle avantaja bıraktığı faullerden sonra kart göstermeyi unutuyor mu yoksa bu durum sadece Fenerbahçe karşıtlığı ile mi ilgili insan ister istemez sorguluyor.
Maçın ikini yarısına 1-0 geride başlayan F.Bahçe de Advocaat geç de olsa İsmail'in yerine Ozan'ı, Roman'ın yerine de Salih'i alarak başlayarak en azından bir puan için saldıracağının mesajını verdi En azından ikinci yarının ilk 15 dakikasında oynamaya çalışan bir Fenerbahçe vardı. Ama yine de RVP'nin vurdumduymaz tavırları, Lens'in artık klişeleşen ama rakiplerin yemediği sağından atıp solundan geçme çabaları ile pozisyon bulmak mümkün olmadı. Atiba'nın yokluğunda emenike ile maça başlansa belki çok daha rahat pozisyonlar bulunabilirdi. Son 10 dakikada oyuna giren Emenike bir kez pozisyona girerken maç eksikliğinden kalecinin üzerien vurarak Beşiktaş kalesine tek isabetli şutu atmış oldu. Artık Fenerbahçe'nin ıkaybedecek bir şeyi kalmamıştı ve defans güvenliğini elden bırakarak saldırmaya başladı. Ama maaesef önce Skirtel sonra Josef 2'şer dakika içinde gördükleri sarı kartlarla kızararak takımı 9 kişi bıraktılar. Gerçi artık son dakikalarda pek bir öenmi kalmadı diye düşünürken son dakikada üst üste kazanılan taç atışlarında Kjaer'in ceza sahasına doldurduğu topta kaleci Fabri'den önce kafayı vuran Marcelo'nun golü ile İnönü stadı sessizliğe büründü.
Artık son 4 haftada neler olacak hep birliklte göreceğiz. Ama 2 hafta önceden şampiyonluk turunu derbiden sonra atma hesapları yapanların dereyi görmeden paça sıvanmayacağını anladıklarını zannediyorum. Başakşehir akıllı olursa ve puan kaybı yaşamazsa Beşiktaş'ın şampiyon olması mümkün değil.