Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Reklam
 

Kaz gelecek derken...

Kaz gelecek derken...
 

www.penguen.com


“Ağabey bir beyefendi geldi sizinle görüşecek...”

Benim ofise herkes gelir de, Beyefendiler gelmez pek(!)

Heyecanlandım “alın içeriye” dedim..

Sakal traşı olmadığım için kendime kızaraktan ayağa kalktım.

Konuğumun gelmesini bekliyorum..

“Merhabalar.”

“ Hoş geldiniz buyurun.”

Engin tecrübelerimden, daha ilk görüşte, adamın çok lüx bir işletme açacağı sonucuna vardım.

Hani çay herkesle içilir de, daha ağır ağabeylere Türk Kahvesi ısmarlanır ya!

En işgüzar, en kurnaz halimle;

“ Kahve içeriz değil mi?”

“ Zahmet olmasın”

“ Ne demek ben tam kendime söylemek üzereydim” ( Yalan! Ben kahve sevmem pek, seyrek içerim.)

“ Sade olsun o zaman.”

Ben şekerli içerim ama çocuklara iki kere iş yaptırmamak için

“ Demek siz de sade seviyorsunuz?”

Kısa bir sessizlik oluyor.

Kahveler geliyor, dudaklardan gelen hüpürtüden başka ses duyulmuyor.

Çekmecemde kalantor müşterilere ikram ettiğim ıslak purolarım var.

Kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi? ...... Esirgenmeeeez..

Bir tane yakıyorum, bir tane de adama uzatıyorum..

“İçer misiniz?”

“ Bayılırım.”

Susuyorum konuşmasını bekliyorum, bu esnada telefonlar çalıyor en müdür halimle direktifler yağdırıyorum.... “Yapın....Edin... İş bitince beni bilgilendirin.”

Misafirim dayanamıyor, dile geliyor..

“ Nasıl işler?”

“ Yoğun değil pek, havaların ısınmasını bekliyoruz..Malum yazlık bölge.”

“ Evet, Doğal gaz geldi değil mi buralara?”

Yabancı yatırımcı belli oldu...

“ Evet, geçen sene!”

“ Kış aylarında da kalabalık olur artık”...

“ Öyle ümit ediyoruz ama bakalım..................... Siz ne işle uğraşıyorsunuz?”

“ Fabrikamız var. ......... Üretimi yapıyoruz”

“ Çok güzel”

Ohooo Beyefendi fabrikatör çıktı...Kesin büyük iş bağlıyacağım...Zaten sabahtan bu yana içimde manasız bir sevinç vardı ..Sebebi buymuş demek...(!)

Bitirici soruyu sormanın tam zamanı şimdi...

“ Size nasıl yardımcı olabilirim?”

Adam soruma cevap vermedi. Deri ceketinin cebinden en kibar haliyle cep telefonunu çıkarttı..

“ Muzaffer içeriye gelir misin beş dakika.”

Anaaaaam Ağabeyin şoförü de var...

Ceketinin düğmelerini ilikleyerek Muzaffer, en saygılı haliyle girdi içeriye..

Masamın üzerine dört kapak bıraktı..

Kapaklara bakarken konuştu adam...

“ Penguen alacaktım da ben!”

“Efendim”

“ Penguen, penguen”

Puronun acısı içimde, bağırdım Ganiye

“ Yavrum getir Beyefendiye bir penguen!”

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara