Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Kederli ruhum

Kederli ruhum
 

Kederliyim bugün kederli...

Sabah yağmurun sesi ile uyandım. Yağmurlu gün beni hep daha çok duygusallaştırır. Aldım şemsiyemi çıktım yola. İş yerine vardığımda ofis boy amcamız radyoda arabesk çalan bir frekans bulmuş, oturdum masama, açtım bilgisayarımı. Radyodaki arabesk şarkıcısı kederime keder ekliyor. Arabeski dinlemediğim halde ruhuma iyi geliyor.

Çocukken izlediğim bir film geliyor aklıma. Küçük bir kız çocuğu, üzüldüğü zaman cebinde ki kibrit kutusunu çıkarıyor, bir kibrit yakıyor ve kibrit ateşinde gördüğü hayallerle konuşuyor, mutlu oluyordu.

Ne zaman sigaramı kibritle yaksam bu filmi hatırlarım. Sigaramı yaktığım kibrit bana, yine bu filmi hatırlatıyor. Bende kendi içimde geçmişe gidiyorum. Hayatıma karşıdan bir bakıyorum, gözlerim doluyor...

Terk edemediğim yalnızlığım, kimseyle paylaşamadığım yalnızlığım. Ömrüme kattığım yıllarımda benim tek yoldaşım, yalnızlığım. Oysa bana hep ne kadar şanslı olduğumu söylerler. Ben neden böyle göremiyorum ki...

Kapısına kilit vurduğum gönül kapım. Hep duygu ile değil mantığımla hareket etmek, gönül kapıma kilit vurmuş. Geçiş izini vermemiş kimseye. Şu anda ki ruh halim bana ne kadar da yanlış yaptığımı söylüyor. Belki yoğun yaşadığım bu keder durumu bunları söyletiyor bana. Kimbilir belki yarın iyiki de böyle yapmışım diyeceğim.

Duygusuz muyum? Hayır değilim. Sadece çok korkmuşum. Ama kimse görememiş bu korkumu, görselerde sebebini anlayamamışlar. Korkma diye cesaretlendirenlerde olmuş ama ben o cesareti gösterememişim. Ne yazık ki hala devam ediyor korkularım.

Hep güçlü olduğumu söylemişler. Evet gülçüyüm. Yoksa nasıl başarabilirdim içimde fırtınalar koparken gülümseyebilmeyi, mutluluk oyunu yapabilmeyi. Kendimle, kendi içimde savaşırken başkasının problemini çözmeyi, onların dertlerini dinlemeyi.

Hep boş ver demişim. Olsun, öyle olsun demişim. Sırf üzülmesinler kırılmasınlar diye. Peki ya ben, benim kırıklıklarım ne olacak. Boş ver demişim.

İsteklerimi hep ertelemişim. Daha sonra, daha sonra. Neden? Çünkü kendi isteklerimin önceliği başkasının üzülmesi demekmiş. Yine boş ver demişim. Daha sonra...

Dudaklarımdan "hayır" kelimesi dökülürken içimde "evet" diye bağıran bir yürekle gezmişim. Ama onun sesinide kesmişim. Sesini çıkmasına izin vermemişim.

En önemlisi ise mutlu olmayı başarabilmişim. Herşeye rağmen mutlu olmayı... Küçük şeylerden mutluluğu yakalamışım. İyiki de bunu yapmışım.

Şimdi ne var elimde: Tek yoldaşım, tek arkadaşım, sırdaşım, dert ortağım yalnızlığım...

Kederliyim bugün kederli...

 
Toplam blog
: 42
: 4376
Kayıt tarihi
: 16.11.06
 
 

Konya'da yaşıyorum, mühendisim. Ben fazla konuşmayan, daha çok dinlemeyi seven biriyim. Her zaman bi..