Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '11

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Kedi köpek bile kalmayacak

Kedi köpek bile kalmayacak
 

Onlar huzurlu uyusun ki, yarın hala üzerinde yaşayabileceğin bir dünya kalsın sana da...


Bu insanoğlu var ya güzel okuyucum, bu insanoğlu; yatacak yeri yok bu insanoğlunun. Açgözlülüğün, gözü doymazlığın 1001 çeşidini bulan, icabında icat eden insanoğlu bir konuda öylesine sınr tanımaz bir hal aldı ki sormayın gitsin. 

"Ne oldu cem kardeş?" " Ne esip gürlüyon yine kendi kendine?" diyen arkadaşlar için iki çift lafım var söyleyecek: 

Eyyy! güzel halkım, 40 yıl önce insanlar kafileler halinde ava gitmez miydi bu yurdun her yanında? Daha 30 yıl önce insanlar kendi tarlasında yetiştirdiği sebzeleri, kendi bağında ve bahçesinde yetiştirdiği meyveleri, sebzeleri yemez miydi? daha 20 yıl öncesine kadar kendi tavuklarını, horozlarını, tavşanlarını beslemezler miydi kendi kapılarının önünde? Müstakil, bahçeli evlerde otururken, o evlerin bahçelerinde besledikleri kediler, köpekler çok daha fazla değil miydi bugünden? Ve hatta kendi çoluk çocukları da oynamaz mıydı o bahçelerinde? 

İnsanoğlu kendi dışında kalan canlılara da ait olan ortak yaşam alanlarına öylesine hırsla, öylesine anlatılmaz bir gözü dönmüşlükle saldırıyor ki ölümüne; çok değil 30 40 yıl sonra yani en geç 2050'de evinizde besleyebilmek için değil sokakta, pet shoplarda bile bulamayacaksınız kedileri, köpekleri bu gidişle. 

"Hadi canım abartma" diyenlere "Bundan 30 40 yıl öncesine kadar İstanbul'un bile değişik bölgelerinde görülen yaban domuzları, kurtlar çakalar, tilkiler nereye gittiler arkadaşlar o zaman?" diye sormak zorundayım. Yanlız benim sorduğum Bağdat caddesi'nde, Moda'da, Nişantaşı'nda, taksim'de gezinen çakallar! değil; hani dağlarda yaşayan çakallar var ya gerçek çakallar onları soruyorum. Başkalarını değil... 

Gerçi doğada, insanoğlunun aklının, mantığının alamayacağı kadar geniş bir uyum ve denge hali var. Doğa bakıyor ki insanoğlu yine haddini bilmez bir şımarıklıkla sınırlarını zorluyor. doğaya ait olması gereken alanları işgal ediyor. Sen misin şımaran? 

Doğa bir gün sel olup, bir gün deprem olup, bir gün volkan olup yağdırıyor gazabını insanoğlunun üzerine. Acısını, öfkesini, kinini komuyor yerde. İlk yakaladığı yerde alıyor rövanşı aciz insanoğlunun nefsinden. 

Sınırlı doğal kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları insanoğlunun; elbet bir yerde uzlaşacak doğanın zorladığı şartlarda... Dikta ettiği şekilde anlaşacaklar mecburen. Ama bütün doğayı ve aslında kendini her gün daha da fazla yok ederken insanoğlu, umalım ve dua edelim ki bugünden, doğayla pazarlık masasına oturduğunda 3-5 parça kalsın kanlı bohçasında. 

Yoksa bu gidişle başını sevmek için bile bulamayacaksınız kedileri. Köpeklere bakmak için bile gezemeyeceksiniz pet shopların vitrinlerini. Gelecek kuşaklar civcivleri, ördekleri bile belgesellerde izleyecekler. Tıp kı bugün izlediğimiz gibi filleri. 

"Şimdi dünya bu kadar yangın yeriyken dünyanın dört bir yerinde, savaşlarda yerken insanlar ölümüne birbirlerini, sırası mı şimdi kedi köpek meselesinin? sırasımı civcivin ördeğin?" demeyin sakın ola ki bana 

Çünkü her gün biraz daha sürüklendiğimiz felaket günü geldiğinde, yani dünya, yani doğa isyan bayrağını çektiğnde göndere muhtaç olacaksınız kedilere köpeklere bile. Ben bugünden söyliyim de, o günler geldiğinde kimse demesin "Ama zamanında kimse bizi uyarmamıştı." diye. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..