- Kategori
- Spor
Kejom bu yıl kurbanı çifter çifter kesiyor
Haftanın beşinci kardeşi olan Cuma günü, yüreklerimizdeki dilek ağaçlarıyla pazarlığa oturmuştuk. Rakibin ismi ve cüssesini tutturamamıştık belki, ama renk tahminimiz tıpa tıp uyuyordu beklenen takımın genlerine. Schalke yerine renk ikizi Chelsea çıkmıştı sihirli küreden bahtımıza.
Çeşitli analiz bankalarından krediler çekildi faizsiz. Chelsea enine boyuna masaya yatırıldı. Fenerbahçe’mizi favori gösterenlerin yanında, hiç şans tanımayanlar da yerlerini aldılar elbet.
Havada uçuşan tahminlerden arınan kanaryalarımız, bir deplasmana daha kanat çırpıyor Sabiha Gökçen’den.
Lig tarihimizde 20 kez kadeh misali krampon tokuşturduğumuz ve hiç berabere kalmayıp, bu tokuşturmalarda yalnızca bir kere üç puan hediye ettiğimiz takımı sorsam; “Konyaspor” cevabını duymam zor olmaz sanırım.
Ovalarıyla ün yapan kentin takımını çayıra salıp, Mevla’nın kayırmasını beklemek akıl karı işimidir bilinmez.
İlk 45 dakikada çayır havasından fazla etkilenen takımımız, kendi kimliğinden uzak bir futbol sergiliyor. Rakipte bize ayak uydurunca, ilk yarısı golsüz ve futbolsuz noktalanıyor maçın.
Yalancı bir rüzgar volta atıyor ikinci yarının hemen başlarında çayırda. Rakip bu rüzgara aldanıp, düşüyor peşine.
Yalancı rüzgardan yüz bulan serseri meşin yuvarlak, kale direğimiz, Serdar’ın sırtı ve ağlardan oluşan dik kenar üçgen kılığına bürünüyor.
“Kalp kalbe karşı derler Semih.” Adını sayıklarken, hazırlandığını görüyoruz bir anda. “Seninle bir dakika umutlandırıyor beni” şarkısındaki dakikaya yüzde yüz zam yaparak ikiye katlıyorum attığın goller sonrası.
Kejom bu yıl kurbanı çifter çifter kesiyor. Sivas, Manisa derken Konya’da nasibini alıyor bu durumdan. Darısı Chelsea’nın başına.