Kemal Klıçdaroğlu'nun reytingi niye yükselmiyor?

Dikkat ederseniz, Türkiyedeki muhalif medya organlarında Sayın Kılıçdaroğlu'nun reytingi yok denecek kadar az... Hatta, bizim şu MB platfırmunda bile, Kılıçdaroğlu ile ilgili yazıları okuyan yok; yazıya seçilmiş fotoğrafta Sayın Kılıçdaroğlu varsa yüzüne bakan yok...

Oysa, Türkiyedeki Medyanın da burada yazıp çizen insanların kahir ekseriyeti CHP'li... Yani CHP'nin reytingi yüksek ama genel başkanının reytingi çok düşük...

Demek ki, partinin başına gelmekle partililerin gönlüne girmek aynı değil...Sayın Kılıçdaroğlu'nun noterden tasdikli vaatleri bile basında yeterli ilgi görmedi.

Bütün gün AK Parti karşıtlığı üzerine yazı yazanlar, CHP genel başkanı'nın bu noterli vaadlerine dair tek kelime yazmadılar... Konuyla ilgili yazıları yine biz, CHP'li olmayanlar yazdık.

Neden?... Acaba kendileri de genel başkanlarına inanmıyorlar mı? Yoksa, partiyle genel başkanı ayrı mı tutuyorlar... Parti bizim partimiz ama genel başkan kiracı, zihniyeti mi hakim!!

Evet, işin aslı böyle... Türkiyedeki CHP'li aydın, bürokrat ne varsa, bunları aslında Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına layık görmediler... Sadece elleri mahkumdu kabullenmek zorunda kaldılar.

Bu yüzden,  AK Partinin genel başkanı Tayyip Erdoğan ya da MHP lideri Bahçli gibi ismi partisinden önce gelen bir genel başkan olması söz konusu değil Kemal Kılıçdaroğlunun...

Bunu kendisi de itiraf ediyor bir bakıma Sayın Kılıçdaroğlu.. Bir televizyon konuşmasında, eğer hedeflediği yüzde 35 oy oranını bulamazsa siyaseten hesap öderim, dedi...Yani Sayın Kılıçdaroğlu'na 7 Hazirana kadar mühlet verilmiş gibi gözüküyor.

Başardın başardın, başaramadın tıpkı gelişin gibi gidişinde ansızın olacak, mesajı verilmiş Sayın Kılıçdaroğlu'na...

Deniz Baykal'a kurulan kumpas, aslında AK Partiyi iktidardan indirmek için, CHP zemininde daha geniş bir taban oluşturma çabasıydı... Özellikle Kılıçdaroğlu'nun mezhebi kimliğinden hareketle, CHP'nin oy oranlarını AK Partisiz bir koalisyonun büyük ortağı yapacak orana getirme hesabıydı.

Bir kaç seçim boyunca bu gerçekleşmedi... Koalisyonun içinde bulunan Medya gücünün desteğine, dışardan içerden tazyikle sokak "darbe"leri planlamalarına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun "karızma"sı iktidara yürümeye yetmedi.

Şimdi, klasik CHP zihniyeti taşıyan insanlar, genel başkanını dikkat almayan bir particilik yapma peşindeler. Bunu için de, CHP propagandasını AKP'ye eleştiri ve hatta hakarete indirgemiş durumdalar.

Kimse CHP'nin iktidara gelince ne yapacağını, hangi "yanlışları" düzelteceğini, hangi projeleri gerçekleştireceğini yazmıyor... Tüm yazılanlar AK Parti üzerine...

Paralel yapının ortaya attığı "ayakkabı kutuları" ile TC tarihinde yapılmış en görkemli binalardan biri olan "Saray" mevzusu CHP'li yazar çizerin tek malzemesi oldu son zamanlarda.... Yaz yaz bitmiyor!

Sanki CHP iktirar olsa( Kemal Kılıçdaroğlu demiyorum) Saray başta olmak üzere, AK Partinin yaptığı tüm eserleri yerle bir edecek...Köprüler, Marmaraylar, İkinci boğazlar, Metrolar yıkılacak!!

Böyle bir tuhaflık gidiyor. Klasik CHP zihniyeti "aydın"ın haleti ruheyisini en iyi yansıtan, onların öfkelerinin "sözcü"sü bir Basın Yayın organı var; her gün manşetinde Tayyip Erdoğan'a hakaret içeren ama asla Kemal Kılıçdaroğlu'na yer vermeyen bir organ...

Tıpkı onun gibi, klasik CHP'li yazar çizerler Kemal Kılıçdaroğlu'nu dikkata almayan bir particilik gütmeye devam ediyorlar... Televizyonlarında Kılıçdaroğlu'nu konuk edenler bile, kiracısıyla konuşan ev sahibi edasıyla konuşuyorlar.

Baştan beri söylediğimiz gibi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun işi zor... Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal...Yukarıda CHP'nin tepelediği mezhepsel geçmişi, aşağıda klasik CHP'nin tepeleyicileri...

Böyle bir cendere içindeki Sayın Kılıçdaroğlu da  ta Pensilvan'dan müttefik bulunuyor kendisine... Esasen sadece Kılıçdaroğlu değil, muhalefet liderlerinin çoğu, Paralel destek olmadan bu iş olmaz inancında...

Bu seçim de, ağırlık olarak AK Partiyle "Paralel Parti" arasında geçecek gibi gözüküyor yani...