- Kategori
- İlişkiler
Kendi mükemmel Dünyamda...

Ne büyük erdem ve zenginliktir; insanın kendisini bilmesi, tanıması...
Ve hatalarıyla insanların karşısına geçip "ben buyum" diyebilmesi...
Aslında herkesin elinde olan ama çoğumuzun kullanmayı bir türlü beceremediği o gizemli anahtar ne kadar da çok kapıyı açar, genişletir içimizi..
Ama her nedense, ne kadar da bilsek de hepimiz kendimizi...... hep o gizemli gerçekleri saklar paylaşmak istemeyiz kimselerle..
Cimrilik yaparız, ruhumuza ve insanlara..
Hayatımıza, yaşadıklarımıza, bakıp da göremediklerimize, görüp de es geçtiklerimize, ortak paydadaki sevinç ve üzüntülerimize haksıksızlar ederiz...
Ve en acınası olanı; tepeden bakarız etrafımıza... Sırf içimizde gizlediğimiz endişelerin büyüklüğü, karar anında üzerini örtmek istediğimiz güvensizlilklerimiz fark edilmesin diye..
Hemen bir başkasının canını yakar, tabiri yerindeyse edepsizlikle susturmak isteriz önümüzde duran, işimize gelmeyen sesleri.....
Bu gerçekte hiçbirimizin olmamız beklendiği gibi "kanatsız bir melek" olmadığının.... Ama yine daha kabul edilebilir bir halle gayet "insani" bir duygu olduğunun ıspatıdır aynı zamanda...
İçimizde yaşattığımız sinsi ve şeytanca bakışları beyaz bir ışığa dönüştürmek için, "afettmek ve afetme zamanı" her başlayan yeni bir gün ile baş ucumuzda..
Ruhumuzu bizden iyi kim bilebilir, eksiklerini gördüğümüz noktaları bizden çok kim kabul edebilir?!! Hem bilse görse ne olur?
Hangi devlet, hangi yasa, hangi kural ceza kesecek bize; annemiz kadar sıcak çorba kaynatamıyoruz, babamız gibi her kandil istikrarla eşe dosta tebrik mesajı atamıyoruz veya en yakın dostumuz gibi büyüklerimizin yanında gerçek de hiç olmadığımız kadar sakince, hanım hanımcık ve normalde sırtına bile takmayacağın boğazlı kazağınla sıkıntıdan patlamış halde, bir başkasına ait ruhla oturmuyoruz diye..
Ve yine tüm bu saçma kurallara uyarken de sebeplerin sonuçlarını başkasına mal etmek niye? Ayrıca: Kendimizi öz benliğimizle tanıyarak sevmek neden kadar cesaret gerektiyor?..
Evet!! Kabul etmek gerek; başımıza gelecekleri bilemeyiz. Ama mucizelerle karşılaşılması da mümkün!!.
Ve benim kendime ait sefil hayatımda, yüzlerce defa şahit olduğum bir armağan var...
Huzuru kendi içimizde yaratamıyorsak, dış dünyada aramanın anlamı yok.
Gerçek zenginlik içimizde..
Kendimize ait gerçek dünyamızda... Selda Eruzun.......