- Kategori
- İlişkiler
Kendine bir dost tutmuş!

Biz, Sivas'da anamızın, komşu kadınların konuşmalarını dinlerdik. Kulak misafiri olurduk. Hayir, misafir falan olmaz, merak ederdik. Ne konusuyorlar, diye.
Anlatirlardi. Falancanin kocasi kendisine bir dost tutmus. Sevgiliye, metrese, dost derlerdi. Demek ki adamin karisi dost olamiyor. Dost buldugunda, dostuna dost diyorlar!
Hepimizin, gizli, sakli, acik, dostlari olmustur. Olmus mudur?
Bizim derdimiz, kim kimi dost tutmustur, kim kiminle dost hayati yasamistir onu bunu bulmak degil. Sadece kendi kendinize sormaniz. Sizin hic dostunuz oldu mu? Hem cins. Karsi cins.
Kafa kafaya verip de, karsilik beklemeden dertlestiginiz? Veya; bildiginiz biri, cok uzaklarda bile olsa, sizin icin yurecigi pirpir atar? Ananizin, kardasinizin disinda?
Hani bir sarki var ya? Gitmesek de, gelmesek de o koy bizim koyumuzdur.
Gormesek de, konusmasak da, o bizim dostumuzdur.
Olmadik zamanda ararlar. Ne oldu? Nasil olacak? Duzelecek mi?
Duydugunuz dost sesidir. Azdir. Nadir yetisir. Zor bulunur. Ama bir bulmaya gorun. Gitmeseniz de, kalmasaniz da, gorusmeseniz de, konusmasaniz da, o sizin dostunuzdur.
Olum ayirana dek!
Olum de ayiramaz. Mezarinizi bulur gelirler.
Sizin varsa. Yarin isi gucu birakip, arayin:
"Ne aber? Nasilsin? Bir sesini duyayim dedim..." deyin.